English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Q ] / Quality's

Quality's traduction Turc

1,392 traduction parallèle
Now, let me tell you something. There's a demand for good-quality shit.
Söyleyeyim size, bu kaliteli b * klu adam.
It's a high quality product.
Çok kaliteli bir ürün.
This is a nightmare. I just need a little quality time with man's real best friend.
Bu bir kabus. Sadece en iyi vakit geçirmem gerekiyor.
It's quantity, not quality.
- Haydi. - Bu nicelik, nitelik değil.
Eight minutes of heaven! It's not quality, it's quantity!
Bu nitelik değil, nicelik.
He " s still got a lot of pace there and he can whip in quality balls, at pace, into the box there.
Hâlâ çok hızlı... ve kaliteli topları şu kutuya hızla gönderebilir.
Based on the quality of the connection, the variety of wildlife in the background, and the elapsed time between Mr Ubell's capture and this message, there's a good chance he's on one of the Ping islands.
Ses kalitesine bakılırsa arka planda vahşi yaşam izleri var ve Bay Ubell'in kaçırılmasıyla bu mesajı bırakması arasında geçen süre Ping Adalarında olma ihtimalini güçlendiriyor.
I know... friends are important to Shaun but you must set some quality time aside for yourselves.
Biliyorum... arkadaşlar Shaun için önemlidir fakat kendin için de biraz kaliteli zaman ayırmalısın.
That's quality.
Bu çok kaliteli.
Thank God, I have found first class quality again.
Şükürler olsun, ben birinci sınıf kaliteyi yine yakaladım.
It's not about the quality of the books anymore.
Artık önemli olan kitapların kalitesi değil.
That's the quality in her that sets her apart
Bu özelliği onu farklı kılıyordu. Tüm dünyaya meydan okuyabilirdin.
Oh, come on, man, get that nasty Mark Spitz shit away from me. It's quality, not quantity.
Haydi, dostum, şu pis Mark Spitz şeyini benden uzak tut.
I believe what's important for you is to have a revenge of the highest quality.
Bence, senin için en önemli şey en kalitelisinden intikamını almak.
I use the finest quality available, Turaga. Uh, only Great Disks are more pure... but they can only be retrieved by a Toa.
İyi disk daha saf olsa da Toa tarafından saf dışı edilebilir.
We target active women with limited means but who expect quality.
Sınırlı hedefleri olan ama kalite bekleyen aktif kadınları hedefliyoruz.
Let's just say I want to spend some quality time there.
Orada çok güzel vakit geçirmek istiyorum.
So the head of the audit cabinet that had to control costs, completion date and technical quality, was the builder's father-in-law?
Yani, maliyetleri kontrol eden, bitiş tarihini ayarlayan, ve teknik kaliteden sorumlu olan denetim ekibinin lideri, müteahhidin kaynatası mıydı?
That's a great quality.
Bu harika bir özellik.
It's features, frequency, voice quality and battery life.. .. Are still under observation.
Özellikleri, frekansı, ses kalitesi ve pil ömrü hala inceleniyor.
Triple A, number one, first quality beef jerky.
Üç A, bir numara, birinci kalite sığır eti, salak.
The drug's quality was just shit, so we thought we'd opt out.
Uyuşturucunun kalitesi berbattı yapmamayı düşünüyorduk.
I usually like to use the slow motion in the build-up... where it has this kind of protracted, dream-like or nightmarish quality... and then there's a cathartic break, and then it kicks into gear.
Genellikle ağır çekimi gerilimi oluşturmada kullanmayı severim. Sanki bir nevi uzatılmış, rüya benzeri kabus kalitesi.. ve sonra bir çözülme molası ve sonra aksiyon başlar.
It may well be that the sanctity and spirituality and the effusive quality of Ahmad al-Ghazali's Islam was a kind of counterpoint to the former book-based, systematic theology that Al-Ghazali was experiencing and dishing out at the mosques.
Anlaşılan o ki Ahmed el-Gazâlî'nin İslam'ının mukaddesliği, coşkusu ve ruhaniyeti İmam Gazâlî'nin tecrübe ettiği ve camilerde paylaştığı kitap tabanlı sistematik ilahiyatın tam tersiydi.
And uphold a certain standard of quality edu-tainment.
Ama eğlence ve eğitim konusunda da belli bir standardı tutturmaya çalışıyoruz.
I've been the lab's quality control officer for the past year.
Geçen yıl Kriminalin kalite kontrol sorumlusuydum.
/ Less volume and more quality time on each post, and we wouldn't need a backhoe to figure out what happened to this girl.
Otopsi sayısını azaltıp kaliteyi arttırman gerek. Öyle yapsaydın kızı mezarından çıkarmak zorunda kalmazdık.
Most important human quality for a person to reach old age?
Yaşını başını almış biri için en önemli meziyet ne bil bakalım?
I'd guess it's you doing one for yourself, considering the quality goods.
Kaliteli mallarımıza bakarak kendi kendinize iyilik ediyorsunuz.
But this picture was painted on a fine-quality canvas.
Fakat, bu resim iyi kalite bir tuvale yapılmış.
Uh, it's only about half an inch, but they say it's quality, not quantity.
Hımmm. sadece yarım inç ama miktar değil kalite diyorlar.
I guess at this point in my life... it's more about quality, not quantity.
Sanırım, hayatımın şu evresinde sayıdan çok kaliteyi önemsiyorum.
There's a certain gargantuan quality about this thing.
O şey koskocaman.
That's an admirable quality, doctor.
Takdire değer bir özellik doktor.
Look, I'm used to getting what I want. Which I know is not the most attractive quality.
Bak, istediğim şeyi elde etmeye alışığım ki, en çekiçi nitelik olmadığını biliyorum.
- That's quality time.
- Onlar kaliteli zamanlardı.
And that is such an unattractive quality.
Bu hiç de hoş olmayan bir davranış.
Downplayed the disease, emphasized quality of life.
Hastalığın vurgusu azaltılmış, kaliteli yaşam vurgulanmış.
Note in particular the luminosity of the skin tones, giving the young woman an almost... ethereal quality.
Cilt tonundaki belirgin parlaklık hissi, genç kadına neredeyse ruhani bir mizaç katmış.
I judge my Cls by the quality of their work, not the quantity
Haberlerin kalitesi önemlidir, sayısı değil.
This is for your show's slight decline in quality over the years.
Bu, yaptığın şovların kalitesi gün geçtikçe azaldığı için.
It's museum-quality work, I admit that.
Müze kalitesinde bir resim, itiraf ediyorum.
So what's another fake, good quality I could pretend to have to trick her into the sack?
yani başka sahte, kaliteli onu kandırabileceğim bir numara var mı?
It's good to have the raw-file option to mess with the images post-exposure... without nearly the loss of image quality you'd get with a JPEG file.
RAW dosyası desteği de çok kullanışlı. JPEG dosyalarındakinin aksine neredeyse hiç kalite kaybı olmadan resimlerin pozlamasıyla oynayabiliyorsun.
[Alec] Leather-bound goods of this quality- - you might try Talismania across the quad.
Bu kalitedeki deri kaplı mallar için bahçenin karşısındaki Talismania'yı deneyebilirsiniz.
It's done by Gonzo, who's famous for his high quality CG work.
Kaliteli CG çalışmalarıyla meşhur olan Gonzo tarafından yapılmıştır.
It's not always a good quality.
Pahalı demek kaliteli demek değildir.
It's all quality checked by the police. - Please sit over there.
Hepsi polisçe kontrol edilmiş kalite.
There are a million plants out there beneath the dust, ifwe can save but fifty of'em perhaps we can grow a small quantity of great quality and get a better price for it
Kumun altında kalmış binlerce fidan var. Hiç olmazsa elli tanesi kurtarırsak az miktarda ama muazzam kalitede ürün yetiştirip, daha iyi fiyata satabiliriz.
There's a quality of determination... and of will that some people have... where when they're doing something, they're really doing it... and you know that you have to pay attention to them.
Bazı insanlarda azimli ve iradeli olma... meziyeti vardır. Bir şey yaparken onu gerçekten yapıyorlardır... siz de onları dikkatle dinlemek zorunda kalırsınız.
Every drop of the river... ... is hot, melted chocolate of the finest quality.
Irmağın her bir damlası birinci sınıf erimiş çikolatadan oluşmuştur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]