English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Q ] / Quarantining

Quarantining traduction Turc

22 traduction parallèle
They've got the plague onboard, and they're quarantining themselves... until the victims are killed or cured.
Onlar gemiye veba getirdiler, ve kendilerini karantinaya alıyorlar, kurbanlar öldülünceye ya da tedavi edilinceye kadar.
The militia's quarantining the city.
Milisler şehri karantinaya alıyor.
Please notify F.B.I. District headquarters in Spokane... that our party is quarantining itself due to possible contagion.
Spokane'deki FBI Bölge Müdürlüğü'nü olası bir hastalık nedeniyle karantinada olduğumuz konusunda uyarın.
Until we find out the true purpose of these objects, I'm quarantining you with a 24-hour guard.
Bu nesnelerin gerçek amacını bulana kadar, sizi 24 saat nöbetçili karantinaya alıyorum.
Quarantining infected areas.
Virüs kapmış alanlar karantinaya alınıyor.
expressed concern that Korea is not adequately quarantining,
Kore'nin hastalıklıları tam anlamıyla karantina altına alamadığı endişesini...
Didn't see much point in quarantining the infirmary anymore.
Reviri karantina altına almak için artık pek bir sebep göremiyorum.
We're quarantining the area.
Yol kapalı efendim.
Well, the president, largely on your recommendation, opted for quarantining the area instead of calling in a limited nuclear strike, and now we've already had a breach.
- Ne demek istiyorsun? Başkan senden aldığı tavsiye doğrultusunda, sınırlı bir nükleer temizlik yerine karantinayı tercih etti.
Quarantining Maw Maw.
Maw Maw'ı karantinaya alıyoruz.
They're quarantining the complex and screening for symptoms.
Bölgeyi karantina altına alıp belirti taraması yapıyorlar.
We're isolating the sick and quarantining those who we believe were exposed.
Hastaları izole edip temasta olanları karantinaya alacağız.
This is believed to be a part of the military's procedure in quarantining this town.
Karantinaya alınmış bir şehirde, bunun, askerî prosedürün parçası olduğuna inanılıyor.
We are now not only subjugating these people, but quarantining them into what amounts to a modern day internment camp, only one with horrific living conditions.
Biz burda onlara sadece boyun eğdirmiyoruz, bu kamplarda onları karantinaya alıp, dehşet verici durumlarını düzeltmeye çalışıyoruz.
Quarantining them together is not the right thing.
İnsanları karantinaya almak, doğru değil.
After quarantining residents in Bundang area, Bundang residents faced another problem...
Bundang yerleşimlilerin karantinasından sonra, Bunganglılar sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Why do you think we're quarantining ourselves in the first place?
Sence neden kendimizi karantinaya aldık ki?
Well, why the hell are we quarantining ourselves in a bar, if we can't drink? We got to drink.
İçemiyorsak, o zaman ne bok yemeye kendimizi barda karantinaya aldık ki?
- Well, it was important enough that The secretary of health and human services, maggie pierson, Is talking about quarantining all of manhattan.
Sağlık Bakanı Maggie Pearson'ın bütün Manhattan'ı karantinaya almayı düşünmesine yetecek kadar önemliydi.
Look, I would take you to the hospital but they're quarantining everybody.
Bak, seni hastaneye götürebilirdim ama herkesi karantina altına alıyorlar.
Testing... quarantining if need be.
Test... Gerekli olursa karantina.
Or did you conveniently forget quarantining Mike, driving Phil out?
Mike'ı karantinaya almanızı, Phil'i sürgün etmenizi unuttuk mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]