Raffle traduction Turc
369 traduction parallèle
We won't have to worry about our future if you're willing to raffle off your past.
Geçmişini satışa çıkarmak istersen geleceğimiz için endişelenmeyeceğiz.
We won it in a raffle over at the theatre.
- Meydandaki çekilişten kazandık.
And we can raffle it off over there all over again.
Ve biz de tekrar tekrar çekiliş düzenlerdik.
Why should our lives be decided by a raffle?
Hayatlarımıza niye tombalayla karar verilmek zorunda?
- I need another book of raffle tickets.
- Diğer piyango biletine ihtiyacım var.
It's a raffle, they're drawing for the women.
Kadınlarını seçmek için kura çekiyorlar, efendim.
- A raffle, sir.
- Çekiliş yapıyoruz, efendim.
What kind of raffle?
Ne tür bir çekiliş?
He sent me a raffle ticket, I sent him a buck.
Bana çekiliş bileti verdi, ben de bir dolar verdim.
Now, you can take this and raffle it off.
Şimdi bunu alabilir ve çekilişe katılabilirsiniz.
A raffle, a lottery. Call it what you like, the drawing's tonight.
Piyango, tombala, kura numarası, nasıl istiyorsan öyle de.
I've just sold the last raffle tickets. - Who to?
Son biletleri şimdi sattım!
You think it's easy peddling chances on a raffle?
Ne yani bilet satmak kolay mı!
We've got a block of 50 raffle tickets out of 70. The stud's got to be out of this stable.
Doksan biletten yetmişi bizde!
Won me a turkey raffle once, but it was fixed.
Ben de piyangodan hindi kazanmıştım ama hile yaptım.
Let's raffle it off.
Satalım gitsin.
We'll get us a drink'cause we're going to have a raffle.
Daha içki alacağım çünkü piyango düzenleyeceğiz.
_ Raffle what?
- Ne piyangosu?
We've still got the raffle to go.
Hâlâ çekmemiz gereken bir piyango var.
Why don't you just run a raffle, and the loser gets me.
Neden kura çekmiyorsunuz, kaybeden beni alır.
- Right, well, get in the car. We've won you in a police raffle.
Sizi polis piyangosundan kazandık.
Yes! This couple is just one of the prizes in this year's Police Raffle.
Bu çift, bu yılın polis piyangosu ödüllerinden yalnızca biri.
Do you wanna buy a ticket To a raffle of a dog
Köpek piyangosuna bilet alır mısın
The raffle for Barney Breslirs widow.
Barney Breslin'in dul eşi için yardım kampanyası.
My wife bought a raffle ticket, we won a cruise for nothing and got on, and I was seasick.
Karım bir çekiliş bileti almıştı, bedavaya bir gezi kazandık ve gemiye bindik, beni deniz tuttu.
Yeah, well, then I guess you don't wanna buy a raffle ticket, huh?
Tabii, öyleyse çekiliş bileti almak istemezsiniz sanırım, değil mi?
You mean if we buy a raffle ticket, we might win a turkey?
Çekiliş bileti alırsak hindi kazanabileceğimizi mi söylüyorsun?
Officer Miglioriti is at his stupid raffle.
Memur Miglioriti aptal piyangosuyla meşgul.
Not after that raffle at the Holy Innocents last year, fixing it so that Sonny O'Meara's daughter got that new Studebaker.
Hele geçen seneki Holy Innocents piyangosundan sonra. Öyle ayarladınız kı, Sonny O'Meara'nin kızı o yeni Studebaker'ı kazandı.
I'd be willin to bet you didn't win that in a raffle.
Bahse varım bunu piyangodan kazanmadın.
You like it? I won it in a raffle.
Çekilişte kazandım.
I just won the raffle at the movie theatre.
Sinemadaki çekilişte ben kazandım.
it was heisted off the back of a- - i won it in a raffle ;
Onu bir... Çekilişte kazandım.
a meat raffle.
Bir et çekilişi.
Winning a goose in a raffle.
Çekilişten bir kaz kazanmak!
I can't be with a guy who looks like I won him in a raffle.
Piyangodan çıkmış gibi duran bir adamla dolaşamam.
- I'm sorry about that... - but I won it in a raffle.
Kusura bakma ama bunu bir ödül olarak aldım.
Buy yourself a raffle ticket, maybe you'll win a Cadillac.
Bir piyango bileti alın. Belki bir Cadillac kazanırsınız.
Don't forget to buy your raffle tickets.
Piyango bileti almayı unutma.
Do you have a raffle ticket?
Piyango biletin var mı?
Joey, take a look at my raffle ticket!
Joey, piyango biletime bak!
and your raffle ticket.
ve piyango biletin hakkında da.
Obviously, I'm not into baking cakes, so I brought these little things to donate for the raffle prizes.
Açıkçası ben kek falan yapmadım, böylece kekler yerine... piyango için bu küçük şeyi getirdim.
I had an uncle who was considered a jinx by everybody... until he won a raffle at the Oktoberfest.
Herkes tarafından uğursuz kabul edilen bir amcam vardı ta ki Oktoberfest'te bir kurayı kazanana kadar.
Crow Horse told me that a couple of months ago you held a raffle at a benefit concert.
Karga At bana, senin iki ay önce, bir hayır konserinde piyango bileti sattığını söyledi.
Now, go ahead and read your Bible, Dennis, and you go to your church, and, with any luck, you might win the annual raffle, but if you're looking for God, he was in operating room number two on November 17,
Şimdi git ve İncil'ini oku, Dennis. Ve kilisene git ve şansın varsa piyangoyu kazanırsın. Ama Tanrı'yı arıyorsan, 17 Kasımda, iki numaralı ameliyathanedeydi ve ikinci bir şansı yoktu.
They're selling raffle tickets for a drawing to see who gets to oil down the first girl.
İlk kızı kimin yağlayacağını belirlemek için piyango bileti satıyorlar.
Couldn't win a chook raffle now.
Bir çekiliş bile kazanamadım.
- You've just won the employee raffle. - Whoo-hoo!
Hizmetli piyangosu kazanmış bulunuyorsunuz?
Dougal, this isn't a Bruce Willis film. I was thinking more along the lines of a raffle.
Tüm bu Katolik olayını fazla ciddiye alıyor gibi görünüyor.
Under diocese rules, we're allowed a raffle prize every couple of years.
Bütün bu radikal feminizm beni çok kızdırıyor.