Raid traduction Turc
2,711 traduction parallèle
We cannot raid that place, sir.
Oraya baskın yapamayız, efendim.
I stole it all in a daring raid on the Tower of London.
Hepsini gözü pek bir baskın sonucu Londra Kulesi'nden çaldım.
Suddenly, the police broke in and screamed, "Drug raid!"
Aniden polis içeri girmiş ve "uyuşturucu baskını" diye bağırmış.
Raid villages until you are shot or hanged.
Vurulana yada asılana kadar köyleri bas.
It's a surprise raid, even I don't know when 2000 soldiers...
Sürpriz bir baskın. Ben bile vaktini bilmiyorum.
They're raiding the joint tonight. That fucking moron, Javi, he's having an organ transplant in the middle of a raid.
Salak herif Javi baskının ortasında organ nakli yapacak.
And the air-raid sirens?
Ya şu alarmlar?
Go see this raid at Black Rock Cove with your own eyes.
Gidip Black Rock Koyu'ndaki baskını da kendi gözlerinle gör.
You want us to go look for a DEA raid? Yes.
Baskını izlememizi mi istiyorsunuz?
Jesse and Montero just need to see enough to sell that there is a raid - - a few cars, a few guns in the right place.
Jesse ile Montero'nun doğru zamanda doğru yeterde yalanımızı yutturacak kadar silah ve araç görmeleri yeterli.
So, where's this raid, cabrón?
Neredeymiş bu baskın ahbap?
Just wait for the rednecks to go back inside their crappy trailer and we'll pretend that it's a police raid.
Kıroların dandik karavanlarına dönmesi bekle, sonra da polis baskını oluyormuş gibi davranırız.
Look, I set off these big air-raid sirens.
Şu alarmlardan birini çalıştırdım.
We had a raid on the place go bad!
- Sence ne oldu? Ortalık karıştı.
They made a raid on Kato's office.
Kato'nun ofisine saldırmışlar.
He was killed right after the raid.
Baskının hemen ardından öldürüldü.
Just need to hole up, not draw attention to ourselves and wait for them to raid the joint.
Saklanıp dikkat çekmeden içeriye girmelerini beklemeliyiz.
Naina, you and I will raid the dealer's warehouse.
Naina, sen ve ben satıcının deposuna baskın yapacağız.
They're meeting with ISI this afternoon, hopefully set up a raid down there.
Bu öğleden sonra ISI ile toplantıları var, muhtemelen baskın düzenlenecek.
We need to raid that cabin ourselves and kill the boy with the others.
Kabine baskın yapıp, çocuğu ve diğerlerini öldürmeliyiz.
'... a raid at this jewellers where armed robbers took advantage'of police being called to rioting and looting across the capital,'and stole watches said to be worth thousands of pounds,'including this rare white diamond Daytona.
... bu kuyumcu silahlı soyguncular tarafından polislerin başkenttin her yerinde baş gösteren isyan ve yağmalar yüzünden çağrılmasından yararlanarak talan edildi ve çalınan saatlerin binlerce pound değerinde olduğu söyleniyor. İçlerinde bu nadir bulunan Daytona beyaz elması da var.
Scores were slaughtered in the raid against Arminius.
Birçok kişi Arminius'a karşı ayaklanmada katledildi.
Flash-forward, KKK just about dumbed themselves out of existence and Johnny Boy went out in a blaze of glory during a federal drug raid in March of'86.
İleri saralım, KKK tarih oldu ve Johnny Boy 86 martındaki federal bir uyuşturucu baskınında teslim olmayıp savaşarak öldü.
Five years ago the Mumbai police carried out a raid on Mandwa.
Beş yıl önce Mumbai polisi, Mandwa'da bir baskın gerçekleştirdi.
Goddamit! This is a raid!
Hey Allahım, baskın yapıyoruz burada!
That's a raid!
Bu bir baskındır!
Well, we'd been planning the raid for some time.
Aslına bakarsanız baskını epey bir zamandır planlıyorduk.
What's the reason for the raid?
Baskının nedeni neydi acaba?
My client wants to give an unsolicited deposition on the raid that happened last night at Diaz school.
Müvekkilim dün gece Diaz'a düzenlenen baskın hakkında ifade vermek istiyor.
Tomorrow a raid at the gypsies. Case solved.
Çingeneleri iş üstünde yakalayacağım.
By the way, the fake raid was a great diversion.
Bu arada sahte baskın dikkatleri çok iyi dağıttı.
- A raid on a church? - Exigent circumstances.
- Kiliseye baskın yapmak da ne demek?
We went into an air raid shelter.
Hava saldırıları için yapılmış bir sığına gittik.
This raid business stays between us.
Bu olay ikimiz arasında kalacak.
Hey, why don't we, um, discuss our options while we raid Dorota's candy stash?
Dorota'nın şeker zulasına saldırırken neden seçeneklerimizi tartışmıyoruz?
How this entire raid was conducted because of me.
Tüm bu baskın benim sayemde oldu.
The credit of this raid goes to both of you.
Bu operasyonun kredisi ikinizin de olacak.
They sent four men on that raid.
Baskın için 4 adam yolladılar.
They'd borrow my car, raid my fridge.
Arabamı alırlar, buzdolabıma saldırırlardı.
But wait, this is our last chance to do a panty raid!
Ama bekleyin bu bizim kızların iç çamaşırını çalmak için son şansımız.
It was not a raid or robbery.
Soygun veya bir baskın değil.
This was not a raid or a robbery.
Bir soygun veya yağma değildi.
We've put a lot of hard work into Operation Beehive these past few weeks and it all hinges on today's raid.
Son haftalarda Arı kovanı Operasyonuna... çok iyi çalıştık. Herşey bugünkü baskına bağlı.
Our intention is to conduct a raid on what used to be the old miller warehouse.
Niyetimiz, eski değirmen ambarına baskın yapmak.
I haven't had a chance to raid the hotel minibar.
Merak etme, daha mini buzdolabına saldırmaya fırsatım olmamıştı.
'The Air Raid precautions Group has stepped up preparations'to protect the public in the event of an attack
Hava Savunma Grubu halkı bir hava saldırısına kaşı korumak için hazırlıklarını arttırdı
Air raid!
Hava saldırısı!
I know Pritchard volunteered for Air Raid Precautions as long ago as May.
Pritchard'ın Hava Sasvunma Hazırlıkları için mayıstan beri gönüllü olduğunu biliyorum.
In my capacity as an Air Raid Warden, I undertook to test a piece of prototype equipment, to be specific, a gas-proof pram.
Ben bir hava savunma gönüllüsü olarak bir ekipmanın denemesini yapmak istedim, doğrusu gaz geçirmez bir çocuk arabasının.
So why, when you were filling in your Air Raid Precautions Volunteer application, did you not admit your past?
Peki neden hava savunmaya gönüllü olurken geçmişinizi, belirtmediniz
Air raid! Mr P?
Bay P?