Ramey traduction Turc
57 traduction parallèle
Mr. Ramey?
Bay Ramey?
Mr. Ramey, I was wondering if this might be a good time to take you out of the respirator.
Bay Ramey, acaba seni solunum cihazından çıkarmanın tam zamanı gelmiş olabilir mi?
Of course, Mr. Ramey.
Tabii, Bay Ramey.
How is that, Mr. Ramey?
Nasıl oldu, Bay Ramey?
Oh, Mr. Ramey.
- Bay Ramey.
Mrs. Ramey mentioned that I might have this evening off.
Bayan Ramey bu akşam izin yapabileceğimden söz etti.
Well, Mrs. Ramey said she'd be here herself, but, naturally, if you want me to, I'll stay.
Bayan Ramey, kendisinin burada olacağını söyledi. Ama, tabii ki, eğer benim kalmamı isterseniz, ben kalırım.
I was hoping to get the 6 : 27 bus to town, Mrs. Ramey.
Kasabaya giden 18 : 27 otobüsüne binmeyi umuyordum, Bayan Ramey.
Don't worry, Mrs. Ramey.
Endişelenmeyin Bayan Ramey.
General ramey on the line, sir.
- General Ramey hatta efendim. - Tamam bağla.
[ramey] I wanna see the material myself.
Malzemeyi kendim görmek istiyorum.
[ramey] is that clear?
Anlaşıldı mı?
welcome to ft. worth. General ramey's waiting.
Dördüncü birliğe hoşgeldin General Ramey bizi bekliyor.
[ramey] major marcel, would you hold this for the reporters, please?
Binbaşı Marcel bunu gazeteciler için tutar mısınız?
"according to general ramey, major marcel should have realized... That what the rancher had found was, in fact, nothing but a weather balloon."
General Ramey'e göre binbaşı Marcel, çiftçinin bulduğu şeyin aslında, bir hava balonundan başka bir şey olmadığını anlamalıydı.
Okay, general ramey, we understand what happened at roswell... was just some major's mistake, huh?
Tamam General Ramey. Roswell'de ne olduğunu biliyoruz. Binbaşının bir hatasıyıdı.
[frank] "according to general ramey, what may have confused them all was a radar tracking device suspended underneath it."
"General Ramey'e göre, Kafalarını karıştırabilecek olan şey altına asılmış olan radar izleme aygıtıydı"
- Margaret Ramey sent me.
- Beni Margaret Ramey gönderdi.
DR. RAMEY : I think that's a good idea.
Bence bu iyi bir fikir.
I'm Dr. Ramey.
Ben Doktor Ramey.
- Dr. Ramey has been with my son since he was 3.
- Doktor Ramey oğlumu 3 yaşından beri tedavi ediyor.
- My name is Ramey.
- Adım Ramey.
- Captain Ed Ramey.
- Yüzbaşı Ed Ramey.
Pam, Ramey, Kelly, people on the street, you've got lives in your hands.
Pam, Ramey, Kelly, sokaktaki insanlar, hayatları senin elinde.
This is Captain Ramey.
Ben Yüzbaşı Ramey.
I've got movement. Looks like ramey and wilhelm are inside the apartment.
Görünüşe göre Ramey ve Wilhelm binanın içindeler.
My name's Bill Ramey.
Adım Bill Ramey.
His name was Benjamin Ramey.
Adı Benjamin Ramey'di.
Mr. Ramey, I'm incredibly sorry for what happened to you,
Bay Ramey, başınıza gelenlerden dolayı inanılmaz derecede üzgünüm.
Mr. Ramey.
Bay Ramey.
Mr. Ramey, we talked about this.
Bay Ramey, biz bu konuyu konuştuk.
Mr. Ramey, I know that.
Bay Ramey, bunu biliyorum.
Yeah, but Ramey's sketch is closer than her photo.
Evet, ama Ramey'nin çizimi, kızın fotoğrafından daha gerçekçi.
Bill Ramey's here.
Bill Ramey burada.
That's Bill Ramey.
Bu, Bill Ramey.
Bill Ramey checked out of his hotel early this morning.
Bill Ramey bu sabah erkenden otelinden ayrılmış.
This guy Ramey is a con man.
Şu Ramey denilen adam sahtekar.
We should talk to them because if Ramey did kill her brother... let's go. I'm not defending him.
- Onu savunmuyorum.
We think Ramey knew it wasn't his son the whole time,
Tüm zaman boyunca Ramey'nin onun oğlu olmadığını bildiğini düşünüyoruz.
Bill Ramey followed him here.
Bill Ramey buraya kadar onu takip etmiş.
I'm Craig Ramey.
Ben Craig Ramey.
His name's Craig Ramey.
Adı Craig Ramey.
Ramey was pretty vocal about wanting to get out of town.
Ne değişti? Ramey sürekli burayı terk etmekten bahsediyordu.
And Craig Ramey was leaving town, right?
Ve Craig Ramey kasabadan ayrılıyordu değil mi?
- Not now, Ramey.
- Şimdi olmaz, Ramey.
Yes, Ramey.
Evet, Ramey.
Ramey's a good man.
Ramey iyi bir adam.
So Ramey wanted to catch up with you?
Ramey seninle muhabbet etmek mi istedi?
Ramey said we couldn't follow Ehrmantraut.
Ramey, Ehrmantraut'ı takip etmeyin dedi.
Tell Steve, tell Ramey.
Steve'e söyle, Ramey'ye söyle.
We found Ramey. Um...
Ramey'i bulduk.