Raw food traduction Turc
46 traduction parallèle
I prepared and handled raw food?
Çiğ yemekleri mi hazırlıyordum?
The raw food movement?
- Çiğ yemek eğilimi.
Now, what is raw food exactly?
- Çiğ yemek tam olarak nedir?
Suddenly Samantha realized why the raw food movement... was a movement.
Samantha aniden çiğ yemek hareketinin neden bir hareket olduğunu anladı.
And after a night of raw food... Samantha enjoyed an all-nighter of raw sex.
Ve çiğ yemek gecesinden sonra, Samantha tüm gece çiğ seks yaptı.
That's cooked food for the chickens... and that's raw food for the compost.
Bu pişen yemek tavuklar için... ve bu çiğ yemeklerde gübre için.
Um, raw food. We're vegans.
Bizler vejetaryeniz.
Raw food.
Çiğ yiyecekler mi?
So, you're declining chemo because Wikipedia says that a raw food diet reverses the effects Of bone cancer.
Demek Wikipedia'da, çiğ yiyecek diyetinin kemik kanserinin etkilerini tersine döndürdüğünü duyduğun için kemoterapiyi reddediyorsun.
Are you folks familiar with the raw food vegan movement?
Çiğ yiyecek vegan hareketine aşina mısınız?
I don't know if Leah told you, but I advocate at the public schools for slow food and raw food and live food
Leah sana söyledi mi bilmiyorum ama, devlet okullarında ağır yemek çiğ yemek ve canlı yemekleri savunuyorum.
The raw food diet made it go fulminant...
Organik yiyecekler olayı şiddetlendirdi.
Uh, Heidi has me on a raw food diet.
Heidi bana pişmemiş yiyecek diyeti uyguluyor.
Raw food?
Pişmemiş yiyecek mi?
I hear the raw food movement is really taking off.
Çiğ yeme akımının bayağı bir yayıldığını duydum.
I eat only raw food.
Sahi mi? Yani sadece pişmemiş organik bitkisel besinleri tüketiyorum.
Cooked food erodes your natural ability to fight infection and disease, but raw food is so rich in fiber and nutrients, and vitamins and all that good stuff, it actually gives to your body.
Pişmiş yemek enfeksiyona ve hastalıklara karşı doğal savaşma gücünü azaltıyor..... ama çiğ yiyecek lif ve besin değeri açısından çok zengin ayrıca vitamin ve diğer iyi şeyler de dahil aslında bunu vücuduna kazandırıyor.
a very popular food program here that espouses the benefits of eating raw food.
... "Hayatın İçin Yemek ye" diye çok popüler bir gıda programının kurucusuymuş.
Yeah, but what's a raw food guy doing with charcoal on his hands?
Evet, ama çiğ gıda yapan adam elinde kömürle ne yapıyordu?
- You put the raw food in this.
- Çiğ yemekleri buraya koyarız.
Do you handle much raw food this time of year?
Yılın bu döneminde çiğ şeyler tüketiyor musunuz?
You can't just eat raw food out of the fridge.
Dolaptaki çiğ yiyecekleri yiyemezsin.
Raw food :
- Çiğ besin.
You're out of mint tea and those weird raw food bars that you like.
Naneli çay ve şu hoşuna giden garip, çiğ yiyeceklerinden kalmamış.
When you look at primates who still eat raw food, they spend half their waking hours in the act of chewing.
Hâlâ çiğ yemek yiyen primatlara bakarsanız günlerinin yarısını çiğneyerek geçiriyorlar.
Jeremy only eats raw food.
Jeremy sadece çiğ yemek yer.
Storing raw food with cooked.
- Pişmiş ile çiğ gıdaların saklanması.
You know, Roxy, she's on a raw food diet.
Roxy çiğ besin diyeti yapıyor.
Eating raw food is how human beings have thrived for millions of years.
Çiğ yiyecekler yemek milyonlarca yıldır nasıl insanları geliştiğini gösteriyor.
It all starts to move and... until... until it seizes food, which is its raw material
Harekete geçer ve yemeği makinaya alır ki bu bir hammaddedir.
The Russian zone had the food and raw materials.
Rus bölgesi yiyecek ve ham maddeye sahipti.
The Russians send little food and raw materials to the West.
Ruslar Batı'ya kısıtlı ölçüde yiyecek ve hammadde gönderdi.
And their favorite food is fresh, juicy, raw human meat.
Ve en sevdikleri yiyecek, taze, kanlı, çiğ insan etidir.
Carrie, all I've had all day is a pickled carrot, a box of tic tacs, 2 raw eggs, and... Some plant food.
Bütün gün sadece bir havuç turşusu, bir kutu şeker, iki çiğ yumurta ve biraz bitki yiyeceği yedim.
The next night, Samantha convinced us to go to Raw... where the scene was hot and the food was not.
Ertesi gece, Samantha Raw'a gitmek için bizi ikna etti, ortamın sıcak, ve yemeğin olmadığı yer.
You mean they don't cook the food? That's why they call it Raw.
- Yemeği pişirmiyorlar mı?
Guys, contents of the victim's stomach are corn, raw oats and dried molasses. - Horse food?
Millet, kurbanın midesinin içeriği... tahıl, çiğ yulaf ve kurutulmuş pekmezden oluşuyor.
Maybe you'll have a chance to try your Japanese food, the raw stuff.
Belki artık Japon yemeklerinden tatma fırsatın olur. Şu çiğ olanlardan.
The raw-food diet is supposed to be good for them.
Köpekler için çiğ et yemek iyi olmalı.
- What about Paolo the raw-food diet family colonics?
Peki, ya Paolo? Çiğ yiyecek diyeti? Ailesel kolonlar?
We're going to a raw-food restaurant.
Çiğ yemekler yapan bir lokantaya gidiyoruz.
Raw fish- - The disgusting food from Japan that Americans would never want to eat.
Çiğ balık. Amerikalıların asla yemeyeceği Japon üsulü iğrenç bir yemek.
Their favorite food is raw fish from the frozen rivers.
Favori yemekleri donmuş nehirden çıkarılmış çiğ balık.
"if you don't run the raw diet food coop correctly."
"eğer yemek diyetini doğru şekilde yürütmezseniz."
Uh, it's more of, like, a raw-food diet.
Daha çiğ yiyecekler.
We specifically ask if you have any food allergies, and we warn against ingredients such as raw eggs and shellfish. No.
Herhangi bir alerjiniz var mı diye soruyoruz ve çiğ yumurta ve kabuklu deniz ürünlerine karşı uyarıyoruz.