Reached traduction Turc
8,334 traduction parallèle
You have reached Margie McCormick.
Margie McCormick'e ulaştınız.
Can't be reached by phone, email, carrier dolphin?
Telefon, eposta veya herhangi bir yolla kendisine ulaşılamıyor.
Unless some agreement is reached, trial will begin at this courthouse four months from now.
Anlaşmaya varılmaması halinde, duruşma bu mahkeme salonunda 4 ay sonra gerçekleştirilecek.
Without breaking his gaze, she reached down and stepped out of her bikini.
Onu dikizlemesine mani olmadan aşağı uzandı ve bikinisinden kurtuldu.
Göran Wass can not be reached.
- Goran Wass'a ulaşılamıyor.
I reached for the only explanation that he wouldn't have considered.
Aklına gelmeyecek tek açıklamaya başvurmak zorunda kaldım.
I knew about Ten Mohs, his love for black diamonds, so I reached out to him.
Ten Mohs'u biliyordum, kara elması severdi, bu yüzden ben de ona ulaştım.
- through Chicago? - Yes, but when I reached out to Detective Prima...
Evet, ama Dedektif Prima'ya ulaştığım zaman...
We've reached our destination.
Hedefe ulaştık.
And as the world's survivors emerged from the smoldering aftermath, we found that we reached for each other, bonded together in ways we never had before.
Tüm olanlardan sonra dünyada kurtulanlar ortaya çıktı. Birbirimize ulaştık. Daha önce olmadığı kadar bağlandık.
We at Little, Brown feel we will have reached a saturation point in sales.
Biz Little Brown'da satışta doyma noktasına ulaşacağımızı hissederiz.
Dan Logan's study has reached a dead end.
Dan Logan'ın çalışması çıkmaza girdi.
Dan Logan's study has reached a dead end.
Dan Logan'ın araştırması çıkmaza girdi.
They reached out to me... and Solomon to help contain any potential civil unrest.
Bana ulaştılar. Bir de Solomon'a. Olası iç karışıklığı kontrol etmek için destek istediler.
Hi, you've reached Abby.
Merhaba, Abby'ye ulaştınız.
When you hear that sound, it'll mean we've reached the last page.
Bu sesi duyduğunda, son sayfaya ulaştık demektir.
And whose foundation has reached out to them, to show them that we can all be heroes.
Onun derneği, onlara hepimizin kahraman olabileceğini göstermek için yardım elini uzattı.
But repairs on eight have reached segment four in the outer ring.
Ama 8. leveldeki 4. bölüm artık halkanın dışında değil.
That depth and that darkness carried the insight of what was in Nina's soul... and it reached you very quickly.
O derinlik ve karanlık, Nina'nın ruhunu yansıtıyordu ve sizi hemen etkiliyordu.
Edward reached out to assure me that I still had a place in his heart and in his will.
Edward arayıp kalbinde ve vasiyetinde hâlâ bir yerim olduğunu temin etti.
The government and French Oil conglomerate Savillion have reached a deal to nationalize a brand-new pipeline.
Hükümet ve Fransız yağ şirketi Savillion yeni bir boruyolunu milletleştirmek için bir anlaşmaya vardı.
Have you reached a verdict?
Bir karara vardınız mı?
Have you reached a verdict?
Karar verdiniz mi?
I don't remember the moment when I reached my limit, but I do remember never being the same.
Ben limitimi ne zaman doldurduğumu hatırlamıyorum bile ama bir daha asla eskisi gibi olmadığımı biliyorum.
Hi, you've reached Juliette.
Selam, ben Juliette.
The international community has reached out with support from their military, as well as scientific - - with all due respect, sir, if you're looking for an answer to your question, there's only one person who can give it to you - -
Uluslararası topluluk, ordularının desteğini verdi, aynı şekilde bilimsel... Tüm saygımlar, efendim. ... sorunuza bir cevap arıyorsanız onu verebilecek tek bir kişi var...
Warheads have reached the outer atmosphere.
Savaş başlıkları atmosfer dışına çıktı.
Two milestones reached.
Yıldönümümüz kutlu olsun.
You've reached Andreas.
Ben Andreas.
'Destination reached.
Hedef vardı.
'Destination reached.'
Hedef vardı.
Now, as far as we can tell, they were abducted as they reached their residences last night, presumably by members of the SDS.
Söyleyebildiğim kadarıyla dün gece evlerine giderken kaçırılmışlar. Muhtemelen SDS üyeleri tarafından.
I knew I wouldn't get another chance, so, when he... reached for me, I wrenched his fingers back as hard as I could.
Elime başka fırsat geçmeyeceğini biliyordum. Bana uzandığında, parmaklarını yapabildiğim kadar sert bir şekilde büktüm.
You and me- - we're gonna go see Dekker's boy- - the one who he reached out to to put him in contact with Roman.
Biz ikimiz Dekker'ın elemana gideceğiz. ... Roman'la bağlantı kurmasını sağlayan adama.
Yeah. But my baby was extracted from me before it reached full term.
Evet, ama benim bebeğim büyümeden önce benden çıkartılmıştı.
It's as though she reached into a box of junk DNA cereal and pulled out a decoder ring.
Bir kutu çöp DNA'yı açıp içinden şifre çözücü bulmuş.
We have reached the end of our development.
Gelişimimizin sonuna geldik.
But arson reached the same conclusion you did the day of the accident.
Ama yangın dedektifleri sizin o gün vardığınız sonuca vardılar.
- Daddy! I reached for his hand.
Onu elinden yakalamaya çalıştım.
Look, Steve, I already reached out to my contacts.
Bak Steve, bağlantılarımla görüştüm bile.
You have reached a nonworking number.
Kullanılamayan bir numarayı aradınız.
You've reached Eva Thörnblad.
Eva Thörnblad'ı aradınız.
You've reached Eva Thorn...
Eva Thörnblad'ı aradınız...
Both admit to being high on mushrooms and trespassing, but they said they got scared and ran off before they reached the barracks.
İkisi de mantarla kafayı bulduklarını itiraf ediyor yakından geçiyorlarmış ama korkmuşlar ve barakalara varmadan kaçmışlar.
There's just no physical way possible I could have reached your right hand.
Sağ eline ulaşmam fiziksel olarak hiçbir şekilde mümkün değildi.
Because if you hadn't done this.. ... I wouldn't have reached out to my people.
Çünkü bunu yapmasaydınız kendi insanlarıma ulaşamazdım.
I'm just going to give Marge a call. Hello, you've reached the voicemail for Marge Bouvier.
Merhaba, Marge Bouvier'in sesli mesaj bölümüne ulaştınız.
You've reached Dr. Vincent Keller.
Dr. Vincent Keller'a ulaştınız.
You've reached Dr. Vincent Keller...
Dr. Vincent Keller'ı aradınız...
- You've reached the office, of doctor Martin langstaff.
- doktor martin
I reached out to them.
Onlarla konuştum.