English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ R ] / Read it

Read it traduction Turc

14,321 traduction parallèle
~ Let me read it.
- Ver de okuyayım.
The caretaker read it to you?
Bakıcı bunu sana okuyor mu?
But I haven't read it, not since it was first proposed, not the final draft.
Son taslağı, bana teklif edildiğinden beri hiç okumadım.
Well, I'll have to read it first.
Tamam, ilk olarak okuyacağım.
Have to confess that I have not read it...
İtiraf etmeliyim, okumadım...
Have you read it?
Okudunuz mu?
You read it?
- Okudunuz mu?
"Your turn." How do I read it?
Sizin sıranız yazıyor. Nasıl okuyacağım?
Yeah, see, even that sounds like you read it out of a spy novel.
Bu dediğin bile bir casus romanından alıntı gibi geliyor.
Well, maybe I should read it first.
- Belki önce okusam iyi olur.
I don't need you to read it to me.
Onu bana okumana gerek yok.
Rabbit, Run. You ever read it?
Rabbit, Kaçıyor'u hiç okudun mu?
But I can't read it.
- Ama okuyamıyorum.
What good is a message if nobody can read it?
- Kimse okuyamıyorsa mesajın ne önemi var?
Did you read it in a progress report somewhere?
Öğretmenlerim hiç böyle söyledi mi? Gelişme raporunda böyle yazmışlar mı?
I just want you to read it.
Sadece bakmanızı istiyorum.
Then stop bothering me and read it.
Öyleyse beni zahmete sokma da oku şunu.
Yeah, I read it, you asshole.
- Okudum tabii hergele herif.
- I'll read it.
- Ben okuyayım.
Read it for yourself.
Kendin oku.
I haven't read it yet, but I am hoping for a piece of solid police work, evidence-based.
Henüz okumadım, ama umuyorum ki delillere dayanan tam bir polis çalışmasıdır.
- Read it.
- Oku bakayım.
I sealed this work so that you could only read it if you had attained some skills and a familiar.
Bunu sadece aynı yeteneklere ve bir hizmetkara sahip olduğun da okuyabilmen için mühürledim.
Oh, yeah, I've read it.
- Evet okudum.
Are you sure that he can read it?
Okuyabileceğine emin misin?
No one else can read it!
Onu kimse okuyamaz!
Okay, maybe no one read it.
Tamam, belki kimse okumamıştır.
Read all about it!
Hepsi burada yazıyor!
Please don't read more into it than that.
- Lütfen daha fazla anlam çıkarma.
If it be worked properly, no one but she who inscribes it will be able to read what it contains, at least not while the author still lives.
Düzgün çalıştığı müddetçe, yazar hayatta... olduğu müddetçe sadece kimin içeriğini... okumasına izin veriyorsa sadece onlar okuyabilir...
Of course I read it.
- Elbette okudum.
I read of it.'Twas in Leeds.
Okudum. Leeds'te olmuştu.
Write it down so that one day when I wake up I can read all about my best friends'lives and feel like I was there.
Böylece bir gün uyandığımda en iyi dostlarımın neler yaşadığını okuyup yanlarındaymış gibi hissedebileyim.
Oh, don't read any of it.
Okuma onları.
Oh, Angela, read this card that he got for me, it's a scream!
Angela, Pat'in bana aldığı kartı okuyayım sana, çok komik!
If you go all the way back to the time of Al Capone, and you read about it, he hung around with politicians and... And judges and police.
Al Capone zamanlarına dönüp onun hakkında bir şeyler okursanız politikacılarla, hakimlerle ve polislerle takıldığını görürsünüz.
My God, when I read that, I couldn't believe it.
Tanrım, o kısmı okuduğumda olanlara inanamadım.
According to what I read, it happened here before.
Okuduğuma göre, burada daha önce de olmuş.
How did you read my book before it was published?
- Kitabım yayınlanmadan önce nasıl okudun?
How'd you read my book before it was even published? What book?
Kitabımı yayınlanmadan önce nasıl okudun?
Well, read it.
- Tamam, oku.
And if I can't read, then it won't be possible.
Okuma yazma öğrenemezsem bu mümkün değil.
I'd jerk off to it. In fact... why don't you... read me a little bit of the chapter - in the barn.
Hatta çiftlikteki bölümden biraz okusana.
Read it out, Andy.
Sesli okusana Andy.
I read online it's a Hindu sign of respect.
İnternette okudum da, Hinduizm'de saygı işaretiymiş.
You'll have read about it.
Gazetelerde okumuşsunuzdur.
I can't even read it with my Rinnegan.
Rinnegan'ımla bile okuyamıyorum.
Well, every author I've read says it was the fire poker.
Okuduğum her yazar şömine demiri olduğunu söylüyor.
I read about it
Okumuştum.
Read it.
Oku bakalım.
Guys, did you ever read something and think it was written just for you?
Çocuklar, daha önce bir şey okuyup sadece sizin için yazıldığını düşündünüz mü?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]