Recorded traduction Turc
3,327 traduction parallèle
Because I just recorded you admitting to violating the law.
Çünkü yasaları çiğnediğini söylerken kayıt ettim.
Everything I see is being recorded.
Gördüğüm her şey kaydediliyor.
We've never recorded an album, and we never will.
Çok seyahat ederiz. Hiç albüm kaydetmedim ve etmeyeceğiz.
I recorded the sessions if you'd like to see them.
Seansları kayda alıyorum, belki görmek isterseniz.
Well, we've recorded their process.
- Yaptıkları tüm işlemleri kaydettik.
Hot in Cleveland is recorded in front of a live studio audience.
Hot in Cleveland, izleyiciler önünde canlı olarak çekilmektedir.
Hate to interrupt a moment, but... It's a message recorded in San Francisco.
Ani bölmekten nefret ederim ama San Francisco'da kaydedilen bir mesaj bu.
Um, I was very careful, and I recorded the entire conversation.
Çok dikkatliydim ve tüm konuşma içeriğini kaydettim.
She recorded her own murder.
Kendi cinayetini kayda almış.
He recorded all his kills.
Tüm cinayetlerini kaydetmiş.
No. It's recorded.
Önceden kaydedilmiş.
Their names weren't even recorded most of the time.
Genelde isimleri kayıtlara geçirilmiyormuş bile.
She recorded the whole thing.
Tüm yaşananları kaydetmiş.
He'd stop by, talk to the doctors pick up any clinical data they recorded.
Buraya uğrar, doktorlarla konuşur ve kaydettikleri klinik verileri toplardı.
After the accident took place, Rahul Dewan's car was recorded on video.
Kaza olduktan sonra, Rahul Dewan'ın arabasının görüntü kayıtları olmalı.
Your honor, I would like to call the constable... who recorded this CD as the next witness.
Sayın yargıç, tanık olarak bu görüntüleri kaydeden polis memurunu çağırmak istiyorum.
Even if it isn't recorded on their middle school transcript?
Onların ortaokul transkriptlerine işlenmediyse bile mi?
The Meteorological Society has given us this chart of recorded temperatures for the past year.
Meteoroloji Topluluğu bize geçen yılın sıcaklığını gösteren grafikleri verdi.
I'm-I'm sorry, are we both listening to "Snowbird," as recorded by Miss Anne Murray?
Affedersin, ikimiz de Bayan Anne Murray'nin söylediği Kar Kuşu'nu mu dinliyoruz acaba?
Frank, this doesn't need to be recorded.
Frank, bunu kaydetmeye gerek yoktu.
His heroism was recorded by numerous onlookers, as was the life-saving CPR he administered to his partner.
Kahramanlığı olayı izleyen sayısız kişi tarafından kaydedildi aynı ortağına yaptığı ilk yardımın kaydedildiği gibi.
That should give us some breathing room for a few days. Fletcher recorded that call?
Bu birkaç gün rahat nefes almamızı sağlar.
They were recorded in a crop circle.
Bunlar bir ekin çemberinde kaydedildi.
His oral testimony was not even recorded due to an audio recorder malfunction, and the judge recessed early for vacation.
Hakimin duruşmadan tatil nedeniyle erken ayrıIması ve ses kaydedicideki sorun nedeniyle sözlü ifadesi dahi kaydedilmemiştir.
10,000 people, approximately, witnessed this, one of the largest experiences of this sort ever recorded.
Yaklaşık 10.000 kişi buna tanık oldu - bu türden şimdiye kadar kaydedilmiş en büyük deneyimdi.
J.T. played me the scratch track he recorded on his phone.
Ne var? - Arayan Watty White'tı. - Evet, bunu söylemiştin.
The suspect's vehicle was recorded at the intersection.
Şüpheli araç kavşakta kameraya yakalanmış.
Since they began keeping records in the early 20th century, they've recorded 112 homicides, and 41 disappearances.
20. yüzyıldan beri tutulan kayıtlarda 112 cinayet ve 41 kayıp belirtildi.
Hot in Cleveland is recorded in front of a live studio audience.
Hot in Cleveland izleyiciler önünde, canlı olarak çekilmektedir.
I recorded this conversation.
Konuşmayı kaydettim.
We're going to find out, find out whether or not the cameras have actually recorded anything.
Kameraların bir şey çekip çekmediğini göreceğiz.
Hot in Cleveland is recorded in front of a live studio audience.
Hot in Cleveland canlı stüdyo seyircisi önünde çekilmiştir.
Natasha recorded you on her cell phone.
Natasha sesini telefonuna kaydediyordu.
Yet only the latter has been recorded in the log.
Ancak yalnız ikincisi kayıtlara geçmiş.
This is a phone call recorded at 11 : 57 last night, placed from Callaway's office.
Bu dün akşam saat 11 : 57'de Callaway'in ofisinden yapılan telefon görüşmesinin kaydı.
Oh. You should also know this confession's being recorded for quality assurance purposes.
Bir de, bu günah çıkarmalar kalite güvencesi sebebiyle kaydediliyor.
Hard to believe, but it is recorded on camera.
İnanması güç ama kamerada kayıtlıdır.
Bugatti has recorded 258 miles an hour on their test track.
Bugatti kendi pistinlerinde saatte 413 km hız kaydetti.
But we recorded it for you, so you have to come home and watch it, okay?
Ama senin için kaydettik. Eve gelince izlersin, tamam mı?
Less than 20,000 cases recorded.
Kayıtlarda 20,000'den daha az hasta var.
Earlier today, a man named Ari Sayed and four others were recorded leaving Santoso's apartment.
Sabah saatlerinde Ari Sayed adında biri ve dört kişi Santoso'nun evinden çıkarken görüntülenmiş.
Recorded the afternoon she died.
Öldürüldüğü gün öğleden sonra kaydedilmiş.
When I was five, I dressed up my dad as Tinker Bell and we had a tea party and I recorded the whole thing.
Beş yaşımdayken, babamı peri gibi giydirmiştim ve çay partisi yapıp, tüm olayı kaydetmiştik.
Turns out... wasn't recorded.
Ama kaydedilmemişti.
The only way that it's possible is if someone tampered with the feed and replaced the live image with footage that was recorded before that tag was made.
Birisi içeriğiyle oynarsa ve bu etiketten önce kaydedilen görüntüler ile canlı görüntünün yerini değiştirirse mümkün olabilir.
And since we holographically recorded the entire deal, we'll be able to use the bad guys'own words against them to clear the Justice League.
Ve ayrıca holografik olarak tüm olayı kayıt etmeyi başardığımızı da düşünürsen kötü adamları kendi sözleriyle vurabilir Adalet Ekibini suçlamalardan aklayabiliriz!
I couldn't help noticing the Blue Scarab imagery, and recorded a holographic file of the symbols in hieroglyphics.
Mavi Böcek işaretlerini görmemek mümkün değildi pek. Ve hiyeroglif sembolerini holografik bir dosyada kaydettim.
That was recorded by the police the first time they interviewed Drew Gardner five months ago.
Bu, Drew Gardner'ın beş ay önce polise verdiği ilk ifadenin kaydı.
Now, this was recorded ten days before her murder.
Şimdi, bu cinayetten 10 gün önce çekilmiş bir görüntü.
I'll do it properly when I get back and tear this up before you ever see it but I'll feel easier that I've recorded on paper that I wish YOU to be my sole heiress.
Döndüğümde bununla ilgileneceğim ve bu mektubu da ortadan kaldıracağım. Benim tek mirasçım olmanı istediğimi şimdilik bu şekilde kayıt altına almanın kolay olduğunu düşündüm.
Nate secretly recorded Conrad practically signing off on Amanda's murder.
Nate, Conrad'ın Amanda'nın cinayetini onaylamasını gizlice kayıt etmiş.