Register traduction Turc
2,747 traduction parallèle
And so, this is how you simply sign on and that unlocks the register.
Böylece, basit bir biçimde giriş yapıyorsun ve kasa açılıyor.
Now, you clock in, employee number, password and the register's yours.
Şimdi sen çalışan numaranı ve şifreni gir. Kasa senindir.
Let's just start with the register for you.
Haydi kasayı senin için açalım.
that the Des Moines Register called "better than the original."
The Des Moines Register * : "Orijinalinden daha iyi." diyor.
The Des Moines Register called it " an angst-ridden exploration
The Des Moines Register'ın tabiriyle, " Doğum sonrası terk edilişin...
Never mind about all them years behind a register.
Kasa başında geçen yıllarımı önemsemeyin bakalım.
My father said they're made of a different type of matter and their "molecules vibrate at a different rate" from ours, so they don't register on ordinary film.
Babam farklı bir maddeden yapıldıklarını ve'moleküleri farklı bir hızda titreştiği'için normal filmde çıkmadıklarını söylüyor.
I want that to register.
Adresini aklıma kaydettim.
May it now please the court to receive and register his oath.
Şimdi yüce mahkeme önünde yemininizi ediniz lütfen.
Why are you here looking for Ahab? I've heard that here can register... to hunt dragons.
ve bir şair neden Ahab'i arıyorsun buranın ejderha avlamak için anlaşma yapıldığı yer olduğunu duydum satıştan elde edilenin paylaşıldığını
I called about the student register yesterday.
Aramıştım, eski bir öğrenciniz hakkında.
Bring me another of those bottles so I can register the sale.
Satışı kaydetmem için başka bir şişe getir.
This is a prioritary register and you're not pregnant.
Burası öncelikli kasa ve sen hamile değilsin.
Apparently, Woody Allen works the register at fao schwarz on fifth ave.
Belli ki Woody Allen Beşinci Cadde'deki Fao Schwarz'ın kasiyeriymiş.
So Broadsky's call was too short for your guys to trace, but the network did register his unique Mobile Equipment Identifier.
Broadsky'le telefon görüşmeniz yerini belirleyemeyecek kadar kısaydı ama şebeke, ona özel Mobil Donanım Tanımlayıcısını kaydetti.
When you buy it, you register with the company in case you lose it or it gets stolen.
Kaybolma ya da çalınma ihtimaline karşı satın aldığında şirkete kaydettirirsin.
You're looking at the Star City Register's newest hire.
Star City Register'ın en yeni elemanına bakıyorsun.
Two guys come in- - one goes to the back, the other pulls a gun, made me empty the register.
İki adam geldi, biri arkaya gitti diğeri silah çekip kasayı boşaltmamı söyledi.
You tell him if he doesn't start talking, we'll register a complaint with his Internet service provider.
Konuşmaya başlamazsa bir şikayet yazıp internet servis sağlayıcısına göndereceğimizi söyleyin.
The guy behind the register flips and starts shooting at the perps.
Kasadaki adam gaza geldi ve soygunculara ateş etmeye başladı.
Oh, now if you're gonna move into that barn residence you referred to, you gotta register the address here within three days of moving in.
Şu bahsettiğin ağıla taşınacaksan eğer adresini üç gün içinde buraya bildirmek zorundasın.
Put you hands in the cash register, give me more you piece of shit!
Elini kasaya at ve bana daha fazlasını ver, seni adi herif!
She couldn't get the cash register open fast enough, - so they - - they hit her!
Kasayı yeterince hızlı açamadı, o yüzden ona vurdular!
- It was only a register office.
- Belediyede evlendik.
I'm too old to work a cash register
Kasiyer olmak için çok yaşlıyım.
You! Register!
Sen!
You go work your register, and I'll take care of this later,
Git sen iş kaydını yap, ben burayla ilgilenirim.
You said no one works the register but you,
Kimse burada kayıtlı bir şekilde çalışamaz demiştim ama şimdi...
- Did you sign the register?
- Nikah defterini imzaladın mı?
You will go to the front desk, register get your keys, and settle into your rooms.
Welcome to front desk, kayıt gidecek......get senin anahtar taşı ve senin oda yerleşmek.
- Open your register.
Kasayı aç.
Register this.
Al sana kayıt.
Our victim paid cash and didn't sign the register. Imagine that.
- Kurbanımız parayı peşin ödemiş ve giriş formunu imzalamamış.
But the best part is the new legislation. Next year it's going to be easier for homeless students to register at any school in the district.
Daha iyisi, yeni çıkan yönetmelikle, seneye evsiz çocukların civar okullara kayıtları kolaylaştırıldı.
Register my faith.
İnandığım şeylerin bir kaydı.
If we were to register my faith, would be a book without pages.
Sanırım ben de inancımı kaydetsem sayfaları olmayan bir kitap olurdu.
The federal court order allowing Meredith to register has gone unheeded by Mississippi officials.
Federal Mahkeme, Meredith'in kayıt yaptırmasına izin vererek Mississippi yönetimini umursamadığını gösterdi.
You register this?
- Bunu bildirdin mi?
- but you've still got to register it.
Biliyorum. Yaptım.
You register that before you went out?
Çıkmadan önce bildirmiş miydin?
I didn't register the operation the night Delaney was killed.
Delaney'in öldürüldüğü gece operasyonu bildirmemişim.
All right now, Bo, I want you... I want you to jump behind the bar, clean out the cash register and rip the phone out.
Pekâlâ, Bo, senden barın arkasına geçmeni kasayı boşaltmanı ve telefonu koparmanı istiyorum.
Crack open the register.
Kayıt defterini aç.
Production number, serial number, property register...
Üretim numarası, seri numarası, tapu kayıtları, her şey.
If we stay close to the sub we may not register.
Denizaltıya yakın kalırsak, tespit edilmeyebiliriz.
Register.
Kasa.
But if you want to register the team... sign here! - Quiet, you're just an instructor... remember that! Rachel, I told you...
burayı imzala takıma katılamaz sana söyleyeyim sessizlik
- But this is a prioritary register!
- Ama burası öncelikli kasa!
Then my arm wattles, my cankles, and finish off with my excess back fat. You do not register the level of fear, say, Louie here would.
Herhangi bir korku emaresi göstermiyorsun, mesela Louie yerinde olsa böyle tepki vermezdi.
The night they went out, Gabriel didn't register the operation.
- Dinle, çavuş çıktıkları gece, Gabriel operasyonu bildirmemişti.
Grabs all the money from the register and runs--simple.
Olay son derece sıradan.