English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ R ] / Reloading

Reloading traduction Turc

108 traduction parallèle
Would you mind reloading that?
Tekrar doldurur musunuz?
What's your best time on reloading depth charges?
Su altı bombalarını en kısa sürede yeniden yükleme zamanınız nedir?
What was your time on reloading, Mr. Crain?
Yeniden yükleme zamanlarımız ne idi bay Crain?
- While they're reloading!
- Doldururlarken!
Reloading.
Mermi lazım.
Sound's reloading.
Doğru değil.
He's either reloading or out of ammunition.
Ya silahını dolduruyor, ya da kurşunu kalmadı.
More fire power and less reloading.
Daha etkilidir ve az mermi gider.
I'm reloading my camera. But what happened to the film you had? I used it up.
Tamam, bir doktorun muayenehanesine gireceğiz, X-Ray cihazını çalacağız ve minibüsün önüne koyacağız.
- Reloading.
- Başa alıyoruz.
They're reloading right now.
Şimdi yeniden dolduruyorlar.
- Reloading!
- Doldurun!
I mean, I go away with the other one, right... for what I think is going to be a hot, steamy weekend... and you're reloading a lead pencil.
Yani ben şehvetli, tutkulu bir hafta sonu... geçirme umuduyla diğeriyle gidiyorum... sense enerjisi bitmek bilmeyen biriyle beraber oluyorsun.
Reloading fighters as fast as we can.
Avcı gemileri geri dönüyor.
Reloading sequence :
Oturum yeniden yükleniyor.
We're reloading
Filmleri kontrol ediyoruz..
I hated to reload up at 20,000 feet. Reloading up there, your fingers get a little cold.
6 km yüksekte film takmam gerekiyordu.
- Camera reloading.
- Kamera yükleniyor.
Fire should reach my stock of reloading powder right about now.
Alevler dinamitlere ulaşacak... şimdi.
I remember when I was reloading...
Ben şarjörümü yenilediğimi hatırlıyorum ki bu en korunmasız olduğunuz andır.
- He's been reloading.
Silahını tekrar dolduruyor.
I'm reloading my shit.
Ben silahımı dolduruyorum.
Camera's reloading, chief.
- Kameralara yeni film takıyoruz, şef!
So they had to shoot him for a while. There was some reloading in that drive-by.
Bunlardan herhangi birine, şarkının kadınları aşağıladığından ve hor gördüğünden bahsettiğinizde... hep aynı cevabı alıyorsunuz :
Even when reloading'.
Yeniden doldururken bile.
I was just reloading and continuing firing.
Ben sadece siahımı tekrar doldurup ateşe devam ediyordum.
He's reloading!
Cephanesi bitti!
Maybe they're just reloading.
- Ya da belki silahlarını dolduruyorlardır.
Reloading!
Şarjör değiştiriyorum!
- Reloading.
- Şarjör değiştiriyorum.
Camera reloading.
Kamera tekrar yüklüyor.
Reloading!
Tekrar dolduruyorum.
Find the entry and the last reloading.
İlk girişi ve son yüklemeyi bul.
- Or reloading.
- Ya da tekrar dolduruyor.
When he's reloading, you're gonna go and take those fuckers out!
O şarjörü değiştirirken siz gidip o şerefsizleri öldüreceksiniz.
And camera reloading!
Kamera yayında!
- Done reloading?
- Silahını doldurdunmu?
It shoots 10 arrows without reloading.
Tekrar doldurmaksızın 10 ok atabiliyor.
Not from the hammering mechanism, you understand, but from the reloading mechanism.
Çekiç mekanizmasından değil ama doldurma mekanizmasından.
SOLDIER 1 : Reloading.
Şarjör değiştiriyorum.
BLAIR : Reloading.
Şarjör değiştiriyorum.
At the moment of his approach I was reloading my cameras.
Yaklaştığı sırada kamerama film takıyordum.
I was reloading the camera, when a girl threw a rose... On his windshield.
Kızın teki arabasının ön camına bir gül fırlattığında kamerama yeni film takıyordum.
Reloading!
Ş ž arjör değiştiriyorum!
- Traditionally, people disembark the elevator before reloading begins.
- Genellikle, insanlar asansöre binmeden önce boşaltırlar.
Reloading!
Tekrar doldur!
I was just reloading.
Sadece dolduruyordum.
He's reloading.
- Şarjör değiştiriyor.
Annie charged that psychopathic fugitive... the one that shot Sam... right when he was reloading his M-4.
Annie, Sam'a ateş eden psikopata, adam M-4'ünü doldururken üstüne atladı.
Balls away! - Reloading!
Tekrar dolduruyorum!
Reloading!
Doldurun!
reload 127

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]