English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ R ] / Rendez

Rendez traduction Turc

75 traduction parallèle
Going already? I have a rendez-vous
- Gidiyor musun?
How did your rendez-vous go yesterday?
Dünkü randevun nasıI geçti?
a rendez-vous, and he brings her home.
bir buluşma, onu eve getiriyor.
Organise a rendez-vous for me.
Benim için bir randevu ayarla.
Rendez-vous hotels?
Randevu otelleri mi?
Our rendez-vous point is 1600 hours.
Randevu saatimiz 16 : 00.
that day I had no rendez-vous with Wanda.
O gün Wanda'yla randevum yoktu.
Those selecting Futureworld are in route to the Aries II space shuttle, which will take you to a rendez-vous to the Voyager starship now in orbit.
Geleceğin Dünyası'nı seçen konuklarımızın kendilerini yörüngedeki Voyager uzay gemisine götürecek olan Aries II uzay mekiğine binmeleri rica olunur.
We'll rendez-vous here every week to exchange information.
Bilgi alışverişinde bulunmak için her hafta burada buluşacağız.
I'm only a small rendez-vous with History.
Ben ise sadece mazide kalan bir anıyım.
" Shipment contains prisoners to be taken to rendez-vous 3.
"Sevkiyat randevu yeri 3'e götürülmek üzere tutukluları içeriyor".
" Shipment contains prisoners to be taken to rendez-vous 3.
" Mahkumlardan oluşan kargoyu 3. buluşma noktasına getirin.
Rendez-vous at the ruins.
"Yıkıntılarda buluşalım"
I've relayed our rendez-vous point.
Buluşma noktamızı ayarladım.
We are due to rendez-vous with our host ship in this quadrant.
Bu çeyrekteki ana gemimiz ile buluşmamız gerekiyordu.
We were on our way to rendez-vous, with another cruiser, not too far from here.
Buradan çokta uzak olmayan bir yerde, başka bir gemiyle buluşmak için yolalıyorduk.
You'll need the coordinates of our rendez-vous point.
Buluşma yerimizin koordinatlarına ihtiyacınız olacak.
Just getting us to the rendez-vous point will help the war effort more than you can know.
Yalnızca bizi randevu noktasına götürmeniz bile savaşı kazanma çabamızda büyük bir yardımdır.
He intends to present it to the Ilanics when we rendez-vous.
Buluştuğumuz zaman Ilaniclere sunmayı düşünüyor.
How much time until the rendez-vous?
Buluşmaya ne kadar kaldı?
We're still some distance from the rendez-vous point.
Randevu noktasından hala biraz uzaktayız.
However, Arlena had made a secret rendez-vous with Patrick Redfern and his wife is the last person she wishes to see.
Ancak, Arlena'nın Patrick Redfern ile gizli bir randevusu vardır, ve adamın karısı da görmek isteyeceği son kişidir.
We'll see you at the rendez-vous.
Sizinle buluşma yerinde görüşürüz.
Our first romantic rendez-vous followed 4 early shifts and 35 late shifts.
4 gündüz ve 35 gece vardiyasındaki randevularımızı da.
Rendez-vous at Square Cafe, 20th, 4pm
Meydan Kafe'de randevu. 20'sinde saat 16.00'da.
Grace would have to change her tactics rapidly if she was to make the rendez-vous
Grace randevusuna yetişmek istiyorduysa bir an önce taktiğini değiştirmeliydi.
The Prometheus is en route and will rendez-vous with us at P4C-452.
Prometheus yolda ve bizimle P4C-452'de buluşacak.
We'll rendez-vous as soon as we've eradicated the virus once and for all.
Virüsü tamamen yok edince buluşacağız.
A rendez-vous.
Bir randevu...
- I have several rendez-vous for some interviews.
Birkaç iş görüşmesine gideceğim.
For 10 rendez-vous with my family and 4 smiles?
Ailemle 10 randevu ve iki gülümseme için haftalık 15 bin avro mu!
- Emma has her rendez-vous with the DDASS. PS : the DDASS is the rench institution for adopting children.
Emma'nın evlat edindirme bürosuyla görüşmesi var.
Look, to be frank, I had a rendez-vous, now, with a young blonde woman.
Bakın açıkçası, bir randevum vardı, genç sarışın bir bayanla.
No, I'm already late for my rendez-vous.
Hayır, zaten randevuma geç kaldım.
How about we occasionally rendez-vous like this, to Hong Kong next time? But you know
Onu tıraş ediyordum ve o da uyuyakalmıştı, birdenbire kafasını oynattı.
The lawyer tried to break it up, so you two decided to rendez-vous later at her place.
Avukat bunu bozmayı denediğinde, ikiniz... onun evinde buluşmaya karar verdiniz.
Oh, Marissa went to go rendez-vous with Ryan.
Marissa Ryan ile randevusuna gitti.
You want to give me the room number where you had your little rendez-vous?
Küçük randevumuz hangi odadaydı?
I'll pretend to go to work tomorrow, and when this gigolo comes over to see my wife, he'll get a rendez-vous with more than just Billie.
Yarın işe gidiyormuş numarası yapacağım, sonra bu jigolo karımı görmeye geldiğinde, Billie'nin yanına hediye olarak bir de bunu alacak.
( Rendez-vous at lobby men's room. )
BULUŞMA LOBİ ERKEKLER TUVALETİNDE
Then take the car and the girl and meet us at the rendez-vous.
Sonra arabayı ve kızı alıp buluşma yerine gel.
Rendez-Vous in 2009 for smallville 811.
Çeviri : kojiro
We are southbound, approaching rendez-vous.
Güneye gidiyoruz, Randevuya yaklaşıyoruz.
The rendez-vous with this girl is very important to me.
Bak oğlum bu kızla yaptığım buluşma benim için çok önemli.
Uh, j'ai rendez-vous... business.
Uh, j'ai rendez-vous... İş.
I had you well briefed for your first rendez-vous with her.
İlk randevunuz için seni iyi çalıştırmıştım.
Rendez vous in five.
Beşte buluşalım.
We missed the rendez-vous.
Buluşma noktasını kaçırdık.
Vous me rendez fou, mais vous me rendez fou!
Vous me rendez fou, mais vous me rendez fou!
Now, look, we all rendez-vous in Paris and...
Hepimiz Paris'te buluşuyoruz ve...
Hey, Upper East Siders, word is that B. is headed for a secret rendez-vous.
Selam Yukarı Doğulular, duyduğumuza göre B, gizli bir randevuya gitmek üzere yola çıkmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]