Restricted traduction Turc
1,226 traduction parallèle
You're restricted to Manhattan.
Manhattan'dan çıkman yasak.
All access to and from Headquarters has been restricted?
Karargaha her türlü giriş ve çıkış kapalı mı?
- Restricted physical activities, diet?
- Fiziksel aktivite azlığı, rejim?
I want access to all systems restricted to authorized voiceprints only.
Bütün sistemleri, sadece ses izine duyarlı olacak şekilde kısıtlamak istiyorum.
You are now entering a restricted area.
Şu anda güvenlik bölgesine girmiş bulunuyorsunuz.
These archives are restricted to members of the House of Erebus.
Bu arşivlere giriş yasaklanmıştır... Erebus'un evinin üyelerine.
You, sir, are restricted to the grounds.
Siz, beyefendi, cezalısınız.
This is a restricted area!
Burası yasak bölge!
- We have reason to believe it may be hiding in a building in the restricted area.
- Yasak bölgedeki bir binada saklanıyor olabileceğine inanıyoruz.
This is a restricted area.
Bu bölgeye giriş yasaktır.
This is a restricted area...
Bu bölgeye giriş yasaktır...
This is a restricted area.
Burası yasak bir bölge.
Our so-called destination... for us foreigners it's in the restricted area, isn't it?
Varacağımız yer... bizim gibi yabancılar için sınırlı bölge değil mi?
It is restricted, but it's not a military zone.
Sınırlı ama orası askeri bölge değil.
This zone is now restricted.
Bu bölgeye giriş yasaklanmıştır.
Don't forget that the island is in a restricted area.
Adanın kontrol altındaki bir bölgede olduğunu unutmayın.
[Translating into Estonian] This island is in a restricted area...
Bu ada denetlenen bir bölgedeymiş...
You can try, but nobody is gonna fly in here during this storm not to mention this is a restricted area now, and unless one of us gives the base the correct code they won't send shit.
Deneyebilirsin. Bu alan yasak bölge. Kimse bu fıtınada buraya gelmeyecek.
You're aware it's restricted.
Sınırlarınızın farkındasınız.
- Marriage for inmates is restricted.
Mahkum evlilikleri kısıtlamalara tâbidir.
I've restricted myself to the unconscious for the rest of the day.
Günün geri kalanında baygın hastalarla sınırladım kendimi.
Inside Oswald, we are restricted in what we see, hear, and are exposed to.
Oswald içerisinde gördüklerimiz, duyduklarımız kısıtlandırılmış durumda.
This is a restricted area.
Burası yasak bölge.
Gentlemen! You've entered a restricted area, captains and above.
Yasak bölgeye girdiniz, sadece Kaptanlar ve üstü.
Access to the communications system has been restricted.
İletişim sistemine giriş kısıtlandı.
Restricted?
Kısıtlandı mı?
Shall I consider my privileges restricted and confine myself to the cargo bay?
Özel haklarımdan mahrum kalarak kendimi, kargo ambarına kapatayım mı?
And on my way back, I made the mistake of flying the prototype through restricted Entaban territory.
Ve yoluma geri döndüğümde, prototipi, yasaklı Entaban bölgesinde uçurarak büyük bir hata yaptım.
In the meantime... we'll make you as comfortable as possible... but I want you to understand, you're restricted to the immediate premises.
Bu arada... olabildiğince rahat hissetmenizi sağlayacağız... fakat anlamanızı isterim, şu anki alanda sınırlısınız.
Armed with sharp claws, he " s not restricted to terra firma.
Keskin tırnakları sayesinde çoğunlukla toprakla sınırlı kalmaz.
Sir, this tent is restricted.
Komutanım, burası yasak bölge.
- How do you spell "restricted"?
- Yasak nasıl yazılıyor?
Restricted. R-E-S-T-R-l- -
Yasak, y, a, s, a, k.
- Restricted to quarters.
- Oda hapsinde.
I'm in restricted parking.
Arabam özel parkta.
From restricted parking?
Özel park yerinden.
You're an "R," which means "restricted to the ward."
Sen "Y" sin, yani "koğuşa girmesi yasak."
In spite of hours of continuous activity here military officials continue to deny reports of an industrial accident in their restricted weapons development section here behind me.
Buradaki saatlerdir süren hareketlere ramen Askeri görevliler arkamdaki gizli Silah gelistirme bölumunde Endustriyel kaza oldugunu yalanliyorlar
Are you fucking blind? Didn't see the sign "RESTRICTED AREA"?
Kör müsün? "Yasak Bölge" yazan levhayı görmedin mi?
This is a restricted area.
Burası yasak bölgedir.
This is a restricted area.
Burası yasak alan.
- This is a restricted area, sir!
- Burası yasak bölge bayım!
Access to those files is restricted.
Bu dosyalara erişim yasak.
Access to the Astrometrics Lab is restricted until further notice.
Astrometrik Laboratuvar'ına girişin yeni bir emere kadar yasaklanmıştır.
This zone is restricted.
Bölgeye giriş yasaklanmıştır.
I'm sorry, sir. This cabin is restricted to first class.
Üzgünüm, bu kabin birinci sınıf yolcular içindir.
- Restricted access.
- Giriş yasağı.
It's a restricted community.
Arınmış bölge.
It just came off the restricted list, but it's still the same company.
Kısıtlanmışlar listesinden çıktı ama hala aynı şirket.
It's already up a point, and it just came off the restricted list.
Şimdiden bir puan arttı.
- You're in a restricted area.
Yasak alana girdiniz.