Robes traduction Turc
599 traduction parallèle
Abomination has thou clothed In robes of light
Işığının elbisesidir, Nefreti sarmalayan,
Yes, my boy, a craze for buffalo robes has swept the East.
Evet oğlum. Bir Buffalo kıyafeti çılgınlığı Doğuyu kasıp kavuruyor.
The craze for buffalo robes swept the East.
Buffalo kıyafetleri çılgınlığı Doğuyu kasıp kavuruyordu.
We have no meat to eat... ... no hides to make tepees, no robes to make beds.
Yiyecek etimiz çadır yapacak derimiz, yatak yapacak postumuz kalmaz.
Take Her Imperial Highness, the grand duchess... and turn her over to my mistress of the robes... with instructions that from this minute on she's to be attached to my personal staff... where I can keep her under my eye, where I can educate her and teach her... what it means to be a Russian wife and how to accept the embraces of a husband... like a Russian wife!
Majestelerini, grand düşesi alıp benim elbise hanımına teslim et. Şunu da ilet ki, bu andan itibaren benim kişisel çalışanlarıma bağlı ve onu her an gözümün önünde tutacak, eğitecek ve ona bir Rus hanımının nasıl olması gerektiğini ve bir Rus hanımı gibi nasıl koca sahiplenmesi gerektiğini öğreteceğim!
Plates of gold, robes, crowns
# Altın tabaklar, kaftanlar, taçlar
Your robes for the feast.
Ziyafet için giysiniz.
My regal robes of the forest
Orman kraliyet giysilerim
Heavy robes called a burnoose.
Bornoz denilen ağır urbalar.
And that's one of my robes.
- Ve bu da benim sabahlıklarımdan biri.
Orders wear various robes... but none so peculiar as you traveling monks.
Pek çok farklı urba giyildiğini gördüm.. ama sizlerlerin ki kadar tuhafını görmedim.
Why do you dress me in borrow'd robes?
Neden başkasının elbisesini giydiriyorsunuz bana?
Those robes went out years ago.
Bu kıyafetlerin modası çoktan geçti.
And three angels came that night Clothed in robes of gleaming white
O gece üç melek geldi lşık saçan beyaz elbiseler içinde
I'll wager it all against one of your Persian robes, which I, too, must now learn to wear, that my Macedonian there can beat any Persian that you bring against him.
Bu sahip olduklarımı sizin Pers cübbelerinize karşı ortaya koyuyorum ki, artık nasıl giyileceğini de öğrenmem gerek "benim Makedon'um, karşısına çıkaracağınız herhangi bir Persliyi yener" iddiasına.
Let those who will bow before your Persian robes and throne, and accept that you have disclaimed your father and pass yourself off as the son of God!
Giydiğin Pers cübbesinin ve tahtının önünde baş eğenleri bırak babanı inkar ettiğini kabul et tanrının oğlu olduğundan da vazgeç!
Delight is to him... who, against the proud gods and commodores of this earth... stands forth his own inexorable self... who destroys all sin though he pluck it out... from under the robes of senators and judges!
Bu dünyanın görkemli tanrılarına ve büyük kaptanlarına karşı kendi inandığı doğrulardan sapmayanlara senatörlerin ve yargıçların cüppelerinin altındaki bütün günahları ortaya çıkartıp yok edenlere, şan olsun!
Yes, he's in black robes.
Evet, Siyah cübbe girmiş.
Beneath my priestly robes beats the heart of a Kolychev!
Rahip cübbemin altında, bir Koliçev yüreği atıyor!
I have the robes.
Bornozum var.
Father's robes are of silk, his helm is of gold and his lance flashes like gold in the sun
Babamın elbisesi ipekten Şapkası altından ve mızrağı da güneşteki altın gibi parlar
But all bodies, all feathered robes, look alike... like all hotels, statues, gardens... but not that unique garden... where I found you every day.
Ama tüm vücutlar, tüm tüylü roplar benzerdir... oteller, heykeller, bahçeler gibi... fakat yoktur dengi seni her gün bulduğum... o eşsiz bahçenin.
They sat in their black robes and they distorted, they perverted, they destroyed justice and law in Germany.
Siyah elbiselerini giydiler ve Alman kanunlarını yok saydılar, saptırdılar ve sonunda yıktılar.
Was it necessary for judges to wear any distinctive mark on their robes in 1935?
1935'te hakimlerin elbiselerine ayırt edici bir işaret takmaları gerekiyor muydu?
The so-called "Führer's decree" required judges to wear the insignia of the swastika on their robes.
"Führer'in nişanı" denilen bir gamalı haçı hakimler elbiselerine takmak zorundaydı.
Men who sat in black robes, in judgment on other men.
Başka adamları yargılarken....... siyah cübbelerini giyen bu adamlar.
- The robes.
- Cübbeleri.
- Come on, give him his robes.
- Haydi, ona giysilerini verin.
While you refresh yourself in the bath, we'll see to some new robes for you.
Sen banyoda temizlenirken biz de sana yeni cübbeler ayarlayacağız.
Your robes.
Cübbeni.
Please change into those robes.
Lütfen cübbeni değiştir.
Now, change into those robes.
Şimdi, şu cübbeni değiştir.
Give him fresh robes befitting one who journeys to the next world.
Diğer dünyaya uygun temiz bir cübbe getir.
They are the robes of a sherif of the Beni Wejh.
Bunlar Beni Vech şerifinin giysileri.
These fancy robes and the gown are just an invention.
Bu taht uydurma.
It's not exactly a soothing experience you know to wake up in the morning and find a judge all dressed up in those crazy ceremonial robes, climbing over your bed.
Uyanıp yargıcın giyinmesini gözlerim.. Görmeye değer manzaradır. Tunç zırhını kuşanıp yatağın etrafında yürür.
For a park, where no lumberman will cut down all the trees for houses with leaky roofs. Nobody will kill all the beaver for hats for dudes, nor murder the buffalo for robes.
Sızdıran çatılı evleri için ağaçları kesen kerestecilerin züppelerden aldıkları rüşvetle cinayet işleyenlerin yada derileri için sığırları avlayanların olmadığı bir yer.
- Will you hand us our robes?
- Bornozlarımızı verir misin?
- I wanted for my robes. - DOCTOR :
- Elbise için olanı.
Mr. Bennett, May I remind you that masks and robes such as you are wearing are only used on absolutely ceremonial occasions, hmm?
Bay Bennett, size hatırlatmak isterim ki giydiğiniz cübbe ve maskeler sadece resmi törenlerde kullanılıyor.
I thought I would be married in a church with a priest and all the pretty robes, three rings, silk cord around our shoulders.
Bir kilisede, rahibin önünde Güzel giysiler, yüzükler ve üstümüzde ipek şeritlerle evleneceğimizi sandım.
Then shall my friend Petruchio do me grace... and offer me disguised in sober robes... to old Baptista as a schoolmaster, as a schoolmaster.
Petruchio bana bir iyilik yapacaksın, Ben öğretmen kıllığına gireceğim ; Baptista'ya beni tavsiye edeceksin :
Silken robes.
İpek elbiseler.
Robes for sale.
Satılık cübbe.
Robes for sale, nice robes for sale.
Satılık elbiseler, satılık güzel elbiseler.
Robes.
Elbiseler.
Nice robes for sale.
Satılık güzel elbiseler.
Robes, very fine robes for sale.
Elbiseler, çok iyi satılık elbiseler.
Robes, very special robes.
Elbiseler, çok özel elbiseler.
Robes for sale, robes.
Satılık elbiseler, elbiseler.
Silken robes for sale.
Satılık ipek elbiseler.