Rock it traduction Turc
2,825 traduction parallèle
" Let's rock it..
Haydi sallan.
Rock it, buddy.
Sallan, dostum.
Maybe just rock it a bit?
Biraz sallasak sarssak falan?
Let's rock it, Hellcats!
Hadi yürüyün Cehennem Kedileri!
You got the one glove, you know? Just rock it with the one, you know?
Hiçbir yavşak.
But between the cartel taking potshots and your brother-in-law trying to throw a net over the whole deal it's like what you call a rock-and-a-hard-place situation.
Ama bir yanda kartelin rastgele atışları bir yanda da tüm bunları gün yüzüne çıkarmak isteyen bacanağın olunca nasıl derler iki ucu boklu değnek gibi bir durum ortaya çıkmış.
Ah, it's D-Rock.
D-Rock.
Why do you dislike rock'n'roll so much? It's dead.
Niye Rock'n'Roll'u bu kadar sevmiyorsun?
Because The Sex Pistols was going to be the absolute end of rock'n'roll, which I thought it was.
Çünkü benim kanıma göre Sex Pistols Rock'n'Roll'un mutlak sonu olacaktı.
It's a very incoherent and very bad rock opera.
Çok tutarsız ve çok kötü rock operası.
I think it's rock mystique.
Ben Rock'un gizemi olduğunu düşünüyorum.
It doesn't take much to start a rock slide.
Buralarda heyelan sık görülür.
Yeah, it's called rock wool.
Evet, kaya yünü deniyor.
Did you know that Moby-Dick can be recited at a frequency so high that it becomes a sonic drill capable of carving through solid rock?
Moby Dick'in, ürettiği ses frekanslarını kayayı delecek kadar yükseltebildiğini biliyor muydun?
It's not my fault majoring in Inuit Literature and Hipster Rock...
İnuit Edebiyatı okumak benim suçum değil ve Hippi Rock...
It was the first time I'd stepped onto this planet, the first rock I picked up.
Bu gezegene ilk adımımı attığımda, elime aldığım ilk taş.
If there's one thing rock and roll has taught us, my friends, it's that you can't trust the man.
Eğer Rock Roll'un bize öğrettiği bir şey varsa dostlarım o da kimseye güvenemeyeceğindir.
I got a rock, I smashed it on his head. I deserve what I get.
Bir kaya aldım, kafasını parçaladım.
It's a guessing game, like rock, paper, scissors.
Kağıt, taş, makas türünden bir tahmin oyunu.
It's in the rock.
Kayanın içinde.
It was rock solid, but he got between them.
Kaya gibi sağlam ama, o herif bunu yıktı.
It's just a pile of rock -'em, sock -'em junk.
Sadece bir yığın kafasız hurda. Bak.
Nathan dropped a rock on it.
Nathan üzerine bir kaya düşürdü.
Yes, larry, it is a rock speaker.
Evet Larry, kaya şeklide bir hoparlör.
Now, at first you thought it was an off-season migration of rock lizards, but then you got hit by this.
Şimdi, ilk başta sen bunun kaya kertenkelelerinin sezon dışı bir göçü sandın, ama sonra bunun saldırısına uğradınız.
- Look, listen, mate, if there was ever a rock-solid, iron-clad, balls-in chance of you getting laid, then this is definitely it.
- Dinle dostum biriyle yatabilmek için eline bundan daha büyük bir şans daha geçmez. Anladın mı?
It's a rock.
Bu bir taş.
Well, enjoy it now because this is the end of Rock-a-Roni.
Tadını çıkar. Çünkü bu, Rock-a-Roni'nin sonu.
Because then, you can control the light, and makes sure that it shines almost horizontally across the surface of the rock.
Çünkü o zaman ışığı kontrol edebilirsiniz ve zemin kesinlikle kaya yüzeyi boyunca yatay şekilde parlar.
Sorry, I thought it was archaeologist and no rock star.
Özür dilerim, rock yıldızı değil de arkeolog olduğunu sanmıştım.
It is personal to take a rock.
Eline taş almak kişisel bir şey.
Punk rock, when it started, there weren't so many of us.
İlk başlarda çok fazla punk rock yapan yoktu.
And it became kind of the mecca for the South Bay punk rock scene... that emerged in my living room.
Oturma odası bir süre sonra South Bay bölgesi punk rock çevresi için mekke gibi bir yer haline gelmişti.
It's tough to be a punk rock hero and still be a good authority figure for your kids.
Hem bir punk rock ikonu hem de çocuklar için iyi bir otorite figürü olmak kolay değil.
It's not like I'm in, uh, Little Rock, Arkansas, right now.
Little Rock, Arkansas'da değilim sonuçta.
If you're a big rock star, you know, it's no question.
Eğer büyük bir rock yıldızıysan, sorun yok.
He wants to be more dad and less punk rock, it sounds like.
Sanırım daha çok baba, daha az punk rock olmak istiyor.
We could rock-paper-scissors for it.
Taş, kâğıt, makasta kapışabiliriz.
So when your mom said I couldn't see you any more, it was rock bottom for me.
Annen seni bir daha göremeyeceğimi söylediğinde tamamen dibe düşmüştüm.
You should've hurled a rock while you were about it, boss!
- Reis, kaya atsaydın bari.
It's really close to the rock, hell dangerous. It's fucked up.
Üçüncü seçenek de buydu.
It's only rock'n'roll, but I like it!
Sevdim bunu!
I feel it hard as a rock.
Bayağı taş gibi oluyor bende.
But I thought my role was to be the rock, the go-to guy, the one that you could count on to hold it together.
Ama ben rolümün kaya olmak olduğunu düşünmüştüm gidilecek adam, güvenebileceğin adam birlikte tutmak için.
It's hard to explain how addictive it is to be in a rock band, even at the level that we were at... just the one hit song.
Bir rock grubunda olmak, nasıl bir bağımlılık yaratır, açıklaması zor, o sırada olduğumuz konumda bile... Tek bir hit parçayla.
There was a big rock in the front yard and he used to like to hump it.
Ön bahçede büyük bir taş vardı ve o bunun üstünde zıplardı.
Hard rock... it's like it sounds. Uh, dry mining up in the hills.
Sert zemin dediğimiz daha çok tepelere doğru çıkan kayalıklar.
It's about this one time I dated a rock star.
Bir rock yıldızıyla sevgili olmamla ilgili.
The Blessing - is it the rock or is it the edge?
Lütuf... Gördüğümüz kaya mı yoksa kayanın ucu mu?
I'm sure it is - the theory states that a bunch of monkeys on an island learn how to use a rock as a knife, then a bunch of monkeys on another island 10,000 miles away also learn how to use a rock as a knife because they're connected through a morphic field.
Eminim ki bu- - bi kaç maymunun bir adada taşın bıçak olarak nasıl kullanıldığını öğrendi, ondan sonra bir sürü maymun da 10000 mil uzaktaki bir adada taşın nasıl bıçak olarak kullanıldığını öğrendiler, çünkü onlar morfik alan üzerinden bağlantılı.
It pays not to rock the boat.
Teknenin alabora olmaması faydalarına.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72