Rug traduction Turc
2,139 traduction parallèle
- Get lost, you little rug rat!
- Kaybol seni küçük velet!
Bachelor pad extraordinaire... lava lamps, water bed, animal-print rug?
Fevkalade bir bekar evi, lava lambaları, su yatağı, hayvan desenli halı?
Slow down. I'm just cuttin'a rug with me wife.
Sakin ol yahu, sadece karımla biraz eğleniyorum.
Even if you pay me, i'm still not gonna take that rug.
Üstüne para versen bile o halıyı alıp götürmem.
I sent her pictures of the rug.
Ona cesedin değil, halının fotoğrafını yolladım.
That's the rug.
O halı.
That's the same rug.
Aynısından.
He's not gonna be dumb enough to wrap a dead body up in his own rug.
Adamı öldürüp kendi halısına saracak kadar aptal olamaz.
See what you can find on that rug- - If one went missing, what room it's from and maybe who had access.
Şu halılardan kayıp mıymış, kayıpsa hangi odadanmış, o odaya kimlerin giriş izni varmış bir araştırabilir misin?
You're telling me that it's just a coincidence That a man whose murder you celebrated by drinking champagne Was found wrapped in a rug from your hotel?
Yani bana ölümünü şampanyalar içerek kutladığınız adamın cesedinin sizin otelinizdeki halılardan birine sarılmış hâlde bulunmasına tesadüf diyorsunuz?
What was it that turned you off, that he was wearing a rug?
Fikrini değiştirten neydi? Adamın kıyafetinin halı olması mı?
So the rug is a dead end.
Halıdan bir şey çıkmadı.
If creason didn't do it, then how does the rug fit in?
Eğer Creason yapmadıysa halıları nasıl uyuyor?
Because without the rug, it would've just looked like a mugging gone wrong.
Çünkü halı olmasaydı, yolunda gitmemiş bir gasp olayı gibi görünecekti.
Even that rug for his body.
Hatta o halıyı bile.
And the rug?
Peki ya halı neymiş?
He's poised and measured and doesn't wear a chip rug
Nasıl sıkılırsın? Bu kongrede herşey var
Possibly imported area rug!
Mobilyalar gayet güzel. Muhtemelen halılar ithal.
We should just throw a rug down.
Üstüne bir yolluk koymalıydık.
Fucking... dude, that's my rug.
Dostum, o benim halım.
Your sweeping this under the rug.
Bu işi görmezden geliyorsun.
Build him up full of hope with her... sweet little smile and pretty little eyes... and then pull the rug of love out from under him, sending him crashing to the floor with nothing to catch him but the cold, cold world. Bitches... Little ten-year-old bitches.
Tatlı gülümsemesi ve güzel gözleriyle umutlandıracak sonra da onu soğuk dünyadan başka tutacak kimse yokken, altındaki aşk halısını bir anda çekip yere düşürecek kaşarlar 10 yaşındaki küçük kaşarlar...
Just a little area rug.
Küçük bir kilim.
Stupid rug.
Aptal kilim.
He's not the one who put out the $ 80 rug of death.
80 dolarlık ölüm kilimini buraya koyan o değildi.
That rug might be lying in wait, like Charlie in a rice paddy.
O kilim hala orada pusuya yatmış olarak bekliyor olabilir.
For some reason... I get the feeling it'd be swept under the rug if I did.
İçimden bir his, iletirsem kötü şeyler olacak diyor.
- What is it to you, rug head?
- Bundan sana ne?
That is a handwoven kurdish kazak rug.
O bir el yapımı Kürt Kazak kilimi.
I'll strain for the rug.
Bulmaya çalışayım.
'Cause next time I can't sweep this under the rug for you.
Çünkü bir dahakine örtbas edemem.
Send some flowers to the families and buy a new rug.
Ailelerine çiçek yolla ve yeni bir halı al.
They want to sweep it under the rug.
Halının altına süpürmek istiyorlar.
- Yeah sure, don't fuck up the rug though. - What? Excuse me.
- Tabii ama halının içine etmeyin.
If you don't give them a lot of hugs and a treat every now and then, they're gonna chew up your rug.
Onları arada bir kucaklamazsan ve iyi davranmazsan, halını kemirmeye başlarlar.
I mean, not your rug.
Yani, senin halını değil.
Don't let him chew up the rug.
Halıyı kemirmesine izin verme.
Why would I chew up a rug?
Neden bir halıyı kemireyim?
Not a rug, my... never mind.
Bir halıyı değil, benim... boş ver.
You wouldn't get mad at a big, dumb dog for shitting on the rug, would you?
Büyük aptal bir köpek halıya sıçtı diye kızmazsın, değil mi?
The bamboo salesman and the giant walking rug are running the Sanctuary, and I'm right here, healthy, willing and able.
Bambu satıcısı ve yürüyen dev halı Sığınak'ı yönetiyorlar ve ben hemen yanı başındayım, sağlıklı, istekli ve yapabilir.
There was a rug here.
Burada bir kilim varmış.
~ ~ now let's cut a rug while we scat some jazz ~ ~
* Caz şarkıları söylerken, gel dans edelim *
You told me you would take my rug-munching ass to reparative therapy.
Koca götümü alıp terapiye götüreceğini söylemiştin.
Pesky little rug rats.
Yaramaz afacan asalaklar.
I just start playing your music and start just dancing and moonwalking on a rug.
Senin müziğini çalmaya başlarım ve dans etmeye başlarım ve halının üzerinde moonwalking yaparım.
"A rug was tucked around her buttocks large."
"Örtüsü koca kalçasının etrafında dolanmıştı."
Well, put one of these lovely white rug things under there.
Ohalde, şu beyaz kilimlerden birini oraya koyabilirsin.
Yeah, it's thicker than Achmed the rug merchant.
Halı tüccarı Ahmed'den daha bariz hem de.
You know, just sweep it under the rug.
Bu konuda konuşmama kararı aldık anladın mı?
Feels like there's something big under the rug.
Peki nasıl hissediyorsun?