Sameer traduction Turc
467 traduction parallèle
I'm Sameer, you can call me Sam.
Ben Sameer, Sam diyebilirsin.
Grandma, I'm Sameer.
Büyük anne, ben Sameer.
Grandma was right, Sameer, a whiff of air!
Lütfen! Büyük anne haklı Sameer, soğuk rüzgâr gibi.
Sameer, you are a sweet talker.
Sameer, sen çok tatlı konuşuyorsun?
Stop it, Sameer!
Kes şunu Sameer!
- Sameer ate a lot of chilies.
- Sameer çok acı yedi.
Sameer has arranged for everything, Bharat must be waiting for you.
Sameer her şeyi hazırladı, ayrıca Bharat'ta bekliyor.
Sameer says father loves him, I'm sure he'll accept.
Sameer babamı sevdiğini söyledi, onun da kabul edeceğinden eminim.
Nandini, Sameer is going.
Nandini, Sameer gidiyor.
Sameer is leaving forever.
Sameer sonsuza kadar gidiyor.
"Your Sameer - the wind that has stopped blowing"
"Sameer."
I'll ruin myself too. Even Sameer... Sameer?
Kendimi de mahvedeceğim, Sameer'i de...
You shouldn't even be uttering his name now.
Sameer mi? Şu anda onu anmak zorunda değilsin.
These are some letters from Sameer.
Sameer'den birkaç mektup var.
Sameer's letters?
Sameer'den mektup mu?
- That means Sameer was there then.
- Bu da o hala burada ve sen bana söylemiyorsun.
- But Sameer would never meet you... because your father asked him to promise never to meet you.
- Ama Sameer seninle görüşmeyecektir. Çünkü baban ona seninle görüşmeyeceğine dair söz verdirdi.
So it becomes necessary to know how Sameer looks.
Mutlaka buraya gelmiş olmalı. Sameer'in nasıl göründüğünü bilmiyorsun.
I wasn't laughing at you or Sameer, that musician...
Ben ne sana ne de Sameer'e gülmedim. Ben sadece o müzisyene gülüyordum.
I have lost Sameer because of you today! Because of me?
Ben çıldırdım, senin yüzünden Sameer'i kaybettim.
Why are you playing this game of finding Sameer for me?
Neden Sameer'i bulma oyunu oynuyorsun?
'Sameer, a whiff of air! '
"Sameer, gaz fırtınası."
Sameer said you'll definitely come, and you have!
Sameer senin mutlaka geleceğini söylemişti.
We'll go to Viscounty Bar tomorrow Remember, Sameer's mother had said...
Yarın Viscounty barına gidelim. Hatırla, Sameer'in annesi dedi ki...
Sameer may come, we'll wait for him.
Sameer gelebilir, bekleyelim.
I knew you'd get Sameer.
Sameer'in olduğunu biliyorum.
Even if you'd chosen this hand, you'd get Sameer.
Sen bu eli tutsan bile hep Sameer'e ait olacaksın.
- I'm Sameer's mother.
Evet. - Ben Sameer'in annesiyim.
Sameer has been waiting for you.
- Nandini! Sameer seni bekliyordu.
Sameer, I'm married.
Sameer, ben evliyim.
Now I have to fulfill my duty. I must go back to him.
Şimdi bana izin ver ona döneyim Sameer, görevimi yerine getirmeliyim.
Please forgive me if you can. Allow me to go to him, Sameer.
Lütfen affet beni Sameer, bırak gideyim.
And Sameer is here to write the song.
Ve Sameer burada şarkı yazıyor.
Yes, Sameer.
Sameer, buyur.
Sameer, you'd better see him.
Belki de onun yanına yalnız gitmelisin.
Sameer, come quickly.
Sameer, çabuk bize gel. Şimdi! Derhal!
Akash.Sameer. What's wrong?
Sameer! Akash! Ne oldu?
Sameer, what do you think?
Sen ne düşünüyorsun, Sameer?
Sameer, baby, I'm thirsty.
Sameer bebeğim, bana içecek bir şeyler getirir misin?
Priya, isn't Sameer a long time getting your drink?
Priya, sence Sameer fazla oyalanmadı mı?
Sameer?
Sameer!
Your name's Sameer?
Adın Sameer mi?
Sameer, I don't like you being friends with Akash
Biliyor musun Sameer, Akash'la arkadaşlığından hiç hazzetmiyorum.
You can either be with Akash or me
Karar ver, Sameer. Akash mı ben mi!
You need time to think if you want to be with me?
Beni seçmek için düşünmeye ihtiyacın mı var! Ne kadar duyarsızca bu, Sameer.
What's the hurry?
Ne bu acele? Değil mi, Sameer?
Sameer, how do you tolerate her?
Sameer, ona nasıl dayanıyorsun anlamıyorum.
There's a limit to everything.
Yeter demek yeter demektir, Sameer. Kulak ver şimdi bana.
Sameer!
Sameer!
Where is Sameer?
Sameer nerede?
How do you know her?
Her şeyi yanlış anladın, Priya. Bana sadece gerçeği söyle Sameer. Nereden tanıyorsun onu o zaman?