Saracen traduction Turc
395 traduction parallèle
The Saracen's Head in Pilgrim Court.
Adı Arabın Başı. Pilgrim Meydanı'nda.
Take this note to Much at Saracen's Head.
Bu notu Arabın Başı'na götürüp Much'a ver.
- Sharp Saracen swords.
- Keskin Suriye kılıçları.
Take up arms, Christians, and fight the black Saracen!
Silahlarınızı kuşanın Hristiyanlar ve Arap Müslümanlar'a karşı savaşın.
The girl is the daughter of Janus Cass landlord of the Saracen Inn.
Saracen hanının sahibi Janus Cass'ın kızıydı.
- Landlord of the Saracen Inn.
- Saracen hanının sahibisiniz.
Sir, he came frequently to the Saracen Inn.
Sıklıkla Saracen hanına gelirdi efendim.
You bloodthirsty Saracen, - what have you done with her? - Scotty!
Seni kana susamış Şarklı ne yaptın?
I'll drive you from Jerusalem, infidel Saracen.
Seni Kudüs'e süreceğim, kâfir Sarazen!
This is yacht Saracen, Victor Kilo 2-7-6-2.
Burası Saracen yatı, VK 2-7-6-2.
Saracen, Saracen, this is Orpheus.
Saracen, Saracen, burası Orfeus.
Saracen, this is...
Saracen, burası...
Saracen to the black schooner, Come in, please,
Saracen'den siyah uskunaya. Cevap ver lütfen.
The Saracen garden!
Diğer perdeyi indir!
He carries a Saracen sword.
Elinde Müslüman kılıcı var.
He made it to the road and got hit by a Saracen.
Yola kadar çıktı ve kamyon çarptı.
I conjure thee, by the Saracen Queen and in the name of Hell.
Seni çağırıyorum, Casarus ve Kraliçe. Cehennem adına.
I first met him atop a mountain near Jerusalem praying to God asking his forgiveness for the Saracen blood spilt by his sword.
Ona ilk kez Kudüs'te bir dağın tepesinde dua ederken rastladım. Kılıcının döktüğü Arap kanları için af diliyordu.
I first met him atop a mountain near Jerusalem praying to God asking his forgiveness for the Saracen blood spilt by his sword.
Onunla ilk karşılaştığımda Kudüs'te bir dağın tepesinde Tanrıya dua ediyordum bağışlaması için müslüman kanı kılıcıyla dökmüş.
- He stays at the Saracen's Head.
- Saraccen's head'de kalıyor
Am I to go out in a veil like a Saracen's wife?
Yoksa arapların karıları gibi peçeyle mi dolaşmalıyım?
When we took the Holy Land, we took the Saracen trading ports.
Kutsal toprakları aldığımızda arap kabilelerinin ticaret limanlarını da aldık.
That witness, if you call him that, is a Saracen.
Bu adamı şahit olarak değerlendiriyorsan, o bir arap! Yalan söylüyor!
Guy de Lusignan and Reynald de Chatillon, with the Templars... have attacked a Saracen caravan.
Guy de Lusignan ve Reynald de Chatillon, Tapınak şövalyeleri ile beraber bir arap kervanına saldırmışlar.
We'll hold the Saracen cavalry until the king arrives.
Kral gelene kadar arap süvarilerini oyalamamız gerekecek.
The poison of that Saracen still runs in your veins.
O kadının zehri hala damarlarında dolaşıyor.
Well, this is a Saracen bow.
Şey, bu bir Arap yayı.
Saracen raid!
Sarazenler saldırıyor.
- I thought you said a Saracen stabbed you.
- Beni bir Sarazen yaraladı demiştin.
But then you came along with your wonderful Saracen.
Ama sonra muhteşem Sarazen iksirinle karşıma sen çıkıverdın.
The Saracen?
Sarazen mi?
My husband-to-be for a Saracen.
Müstakbel kocama karşılık bir Sarazen.
The outlaws will kill Guy if you harm the Saracen boy.
Sarazene zarar verirseniz. Guy'ı öldürecekler.
OK. Prepare the Saracen for travel.
Tamam, Sarazen'i yolculuğa hazırlayın.
It's all right, Hood. Your secret's out, hm? Your pet Saracen... is a lady, hm?
Sırrın ortaya çıktı, beslediğin Sarazen meğer kızmış.
- Stop it! Saracen design.
Sarazen tasarımı.
Make me Saracen war bows like Robin Hood's and all this will stop.
Robin Hood'a yaptığın Sarazen yaylarından bana da yaparsan tüm bunlar sona erecek.
Sir, your Saracen guest has asked if you're gonna be dining with him.
Sarazen misafiriniz akşam yemeğini onunla yiyecek misiniz diye soruyor.
But I think our Saracen friend... Well, he thinks we're being polite.
Ama sanırım dostumuz bizim nazik olduğumuzu düşünüyor.
- Saracen evil!
- Sarazen şeytanı.
You tried to kill Djaq because she is a Saracen, which, if I may say, is odd considering five minutes ago you were going to burn down a Christian church.
Sarazen diye Djaq'i öldürmeye çalıştın. 5 dakika önce bir kiliseyi ateşe verdiğin düşünüldüğünde bunun çok garip olduğunu söyleyebilirim.
The Saracen, beware the Saracen!
- O Sarazen nerede?
The Saracen destroys everything in your mind.
- Sarazenler beynimizi yok ediyor.
Didn't you inform our Saracen guest that I was sleeping?
- Ona uyuduğumu söylemedin mi?
Tell him to keep the Saracen happy.
Sarazen'i mutlu etmesini söyle.
- Saracen.
- Bir Sarazen!
It's a Saracen man!
O sadece bir Sarazen! Şimdi beni dinleyin.
That's good Saracen craftsmanship.
İşte bu iyi Sarazen işçiliği örneği.
Straight on! Saracen cavalry.
KERAK KALESİ Reynal de Chatillon'un korunağı.
Saracen attack on the King.
Müslümanların krala karşı yaptıkları saldırıda oldu.
Saracen?
Evet.