English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Sassy

Sassy traduction Turc

487 traduction parallèle
- What are you doing with the jack handle? - She just got sassy, that's all.
- Krikoyla ne yapıyorsun ana?
There was a sassy brat who used to hang on the gate and stick her tongue out.
Bahçe kapısında şımarık bir kız bana dil çıkarırdı.
So I says, "Don't get too sassy, Mr. Attinger."
Ben de dedim ki "Küstahlaşma, Bay Attinger."
I'll show you what drunk is, you sassy little brat!
Seni sıçan! Gösteririm ben şimdi sana! Seni utanmaz!
And sassy as can be
And sassy as can be
All brave and sassy now that they licked us.
Bizi yendiler ya şimdi nasıl da cesur ve havalılar.
He's his sassy old self again, all right!
Yine eskisi gibi tam formunda!
You look fat and sassy.
Senden naber evlat?
- That's the way I like'em - big and sassy.
- Böylesini seviyorum : Yaşlı ve küstah
He's a sassy one, ain't he? .
Kıvrak biri değil mi?
Perhaps you ought to make a run for it... with that "Sassy Sasa."
Belki bunun için bir çalışma yapmak lazım... Küstah Sasa'yla.
Don't get sassy!
Şımarmayın!
I knows you a proud and sassy woman- -
Gururlu ve arsız bir kadın olduğunu biliyorum...
I knows you a proud and sassy woman...
Gururlu ve arsız bir kadın olduğunu biliyorum...
- Sassy boy, what are you doing here?
- Küstah çocuk, sen burada ne yapıyorsun?
Are you with that "sassy boy" lady?
Siz bana "küstah çocuk" diyen o bayanla beraber mi geldiniz?
I'd like to see how fat and sassy he'd be without his mail.
- Öyle mi? Günlük postasını almazsa bu kadar rahat ve küstah olabilir miydi acaba?
Tough, Unique, Bad, Bold, and Sassy.
Eşsiz, Dayanıklı, Kötü, Kaba, ve Acımasız.
I shot many a sassy bandit with just my pistol.
Bir sürü arsız haydut vurdum sadece kendi silahımla.
'I God, but you're sassy.
Fakat, küstahın tekisin.
You always did take that for being sassy.
Sen bunu her zaman küstahlık olarak algıladın.
Don't be sassy.
Ukalalık yapma.
But if you can make it sort of really quite bright and sassy.
Biraz daha canlı ve işveli söyleyebilir misin?
Sassy.... really sell it to me. Sassy.
Şımarıkça... şarkıyı sat bize!
BLACK AND SASSY. [Yawns]
- Kahveni nasıl alırsın?
You said Sassy Frassy gave you- -
- Bana, Sassy Frassy'nin verdiğini söylemiştin.
- Sassy Frassy?
- Sassy Frassy mi?
I went to the school library I got Vogue, Sassy, Seventeen, Lear's and several other fine periodicals and I cut out those little fragrance inserts, and voilà.
Okul kütüphanesine gittim bir sürü kadın dergisi aldım ve küçük parfüm hediyelerini kestim. Ve işte!
That's why I feel bold, sassy, yet feminine.
Bu yüzden kendimi cüretkar, arsız ve kadınsı hissediyorum.
Rachel's all fat and sassy.
Rachel şişman ve bilmiş oldu.
This is where you, as my friend, are supposed to jump in and say that I'm pretty and sassy and spunky, and yes, sexy in that late-70s, New York, androgynous-band way.
Burada, arkadaşım olarak lafa karışıp, güzel, arsız, cesur ve evet, 70'lerin sonu, çift cinsiyetli New York kriterlerine göre seksi olduğumu söylemen gerekiyordu.
Please join me in welcoming a sassy... bit of jailbait to our stage.
Lütfen bana katılın, bu arsız hapishane yemini sahnede karşılamaya.
What is this thing about Eric calling you "a sassy piece of jailbait"?
Eric'in seni "Bir parça arsız hapis yemi" diye çağırmasının olayı nedir?
Ain't you sassy.
Arsız değilsin.
If you keep being sassy- - You'll be sorry.
Küstahlığa devam edersen senin için pek iyi olmayacak.
- Sassy lady!
- Barbi bebek!
I would not have been so sassy to you.
Bilseydim o kadar kötü davranmazdım sana.
Then an old sassy horse kicked me where the sun don't shine.
Sonra şımarık bir atın teki benim hayalarımı tekmeledi.
As I remember, it was'cause he had a sassy mouth on him.
Hatırladığım kadarıyla, ağzı bozuk olduğu içindi.
You had a lot of sassy things to say about my clothes steamer too. But didn't those snow peas taste delicious?
Buharlı ütüm hakkında da küstahça şeyler söyledin ama bezelyeler lezzetliydi, değil mi?
I wasn't even sassy.
Küstah bile değildim.
Well, well, perhaps not sassy, but you were certainly saucy. That borders on sassy.
Küstah değildin ama cinsel ilgi uyandırdın.
- Sassy Lassy!
- "Arsız Lassi"!
Don't get sassy with me, young lady.
Karşımda saçmalayıp durmayın, genç bayan.
Because I'm a sassy, sexy man.
Çünkü ben arsız, seksi bir adamım.
Sometimes "White Chocolate," if I was feeling sassy.
Bazen de "Beyaz Çikolata". Kendimi canlı hissettiğimde.
You're gettin'sassy with your old man, is what I'm hearing.
Duyduklarım, ihtiyar kocana karşı haddini aşmaya başladığına işaret ediyor, buna dikkat etsen iyi olur.
That's Sassy Grass green!
O boya çimen yeşili!
And all those guys ask you to do is uncork a couple of sassy Cabernets.
Üstelik senden yalnızca birkaç şişe şarap açmanı isterler.
And I will find myself sassy and delightful.
Ve kendimi hoş ama arsız bulacağım.
Say "sassafras."
"Sassy-fras"!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]