Satellite traduction Turc
4,524 traduction parallèle
either kill the line with him, or shoot down the satellite.
Ya onu hatla öldüreceğiz. Ya da uyduyu vurup düşüreceğiz.
I planted a silver ion thread on him that directs to a block 3 satellite every four seconds.
Her dört saniyede bir üzerine üç adet uyduya bağlanan gümüş bir iyon parçacığı yerleştiriverdim.
Then we recruited one of the best satellite tech guys in Miami, so we don't need it anymore.
O zamanlar Miami'deki en iyi uydu teknisyenlerinden birini... işe almıştık, yani başka birine ihtiyacımız yok.
We're at a satellite facility 7 miles west of Pearl Bay.
Pearl Bay'in 11 kilometre batısında bir uydu tesisindeyiz.
Sonya mentioned a satellite expert in Miami.
Sonya, Miami'deki bir uydu uzmanından bahsetmişti.
We checked out all the top satellite experts in Miami.
Miami'deki bütün uydu uzmanlarını kontrol ettik.
The building had all the tech already- - satellite hookups, microwave dish array, all of it.
Binada zaten bütün tesisat vardı- -... uydu bağlantıları, çanak anten donanımı,... her şey.
Joining us by satellite from Trenton, New Jersey, is former Marine Gunnery Sergeant Eric Sweeney, a member of the MARSOC team that executed the extraction, which was codenamed Genoa, and I should say the first member of the team to step forward and tell his story.
Trenton, New Jersey'den uydu aracılığıyla yayınımıza emekli Donanma Topçu Astsubayı Eric Sweeney katılıyor. Kendisi Ceneviz kod adı verilen çıkartmayı gerçekleştiren MARSOC birliğinin bir üyesi olmakla beraber bizlere bu hikâyeyi anlatmaya gönüllü olan ilk ekip üyesidir.
With us by satellite from Boulder, Colorado, is Randall Dell,
Boulder, Colorado'dan uydu aracılığıyla Randall Dell yayınımıza katılıyor.
Do your new teeth have satellite radio or just terrestrial?
Yeni dişlerin uydu yayınını veya karasal yayınları alıyor mu?
Qureshi, set up a wiretap, we're going to need monitors, microphones, lights, Steadicam operators and some sort of distribution deal for first-run satellite and DVD rights.
Qureshi, dinleme sistemi kur, İhtiyaçlarımız : Monitörler, mikrofonlar, ışıklar, kamera operatörleri ve uydu ve DVD dağıtım hakları için yayın anlaşmaları. Anlaşıldı, guv.
All right, when you're done, go by MTAC, check satellite coverage on our location.
Pekâlâ, işim bittiğinde, Çoklu Tehlike Uyarı Merkezi'ne gidip konumumuzdaki uydu görüntülerini kontrol et.
Satellite's coming online.
Uydu bağlanıyor.
- Can you get a satellite lock?
- Uyduyla üzerlerine kilitlenebilir misin?
We tracked Charlie's movements by triangulating the cell towers that his phone pinged off, and then we used that time stamp to pull satellite footage of the warehouse.
Telefonunun kapsama alanını dışına çıkana kadar ki hareketlerini takip ettik. Sonra da bu zaman dilimini antreponun uydu görüntüsünü almakta kullandık.
This must be the satellite footage Beckett was talking about.
Bu Beckett'ın bahsettiği uydu görüntüsü olmalı!
They attributed it to mechanical failure, but a fisherman reported flares in the sky, none of which I was able to confirm, because all of the satellite footage of those coordinates had been erased.
Kaza'nın açıklaması mekanik arızaydı, ama bir balıkçı gökyüzünde fişekler gördüğünü bildirdi. İfadelerin hiç birini doğrulayamadım. Çünkü o koordinatlara ait tüm uydu kayıtları ve resimler silinmişti.
These two coincidences... The location of the crash and the missing satellite footage?
O bölgede gerçekleşen bir kaza ve kayıp uydu görüntüleri mi?
All you need is a satellite connection.
Tek yapman gereken uydu bağlantısını kurmak.
If you don't have a satellite connection, use this.
Eğer uydu bağlantısı kuramazsan bunu kullan.
Satellite feed up and running.
Uydu kuruldu ve çalışıyor.
I presume nothing gets in or out, no radio or satellite transmissions.
Tahmin ediyorum ki içeriye radyo veya uydu vericisi bile girip çıkmıyordur.
He bounced the signal off of S.T.A.R. Lab's satellite.
Sinyali S.T.A.R. Lab'ın uydusundan sektirtmiş.
Get me a satellite view.
Bana bir uydu görüntüsü göster.
Tapped phones, satellite surveillance, body probes in dark, unpleasant places?
Telefonları mı dinleniyor, uydu takibi mi yapılıyor karanlıkta nahoş yerlerinden vücutları mı inceleniyor?
No, the satellite's picking up another electrostatic event not 20 kilometers from here.
Hayır, uydu buradan 20 kilometre bile uzakta olmayan başka bir elektrostatik olay yakalıyor.
Something's happening... the satellite's picking up another reading.
Bir şeyler oluyor, uydu başka bir ölçüm alıyor.
They're living in this motor home, hot running water, satellite TV, Internet- - when I was in the field, we were lucky if we scored a tent.
Karavanda yaşıyorlar, sıcak suları var kablo TV'leri, İnternetleri var... Benim zamanımda bir çadırımız oldu mu sevinirdik.
Satellite's spotted several groups of men high-tailing toward Pakistan last night.
Dün gece bir grup adam Pakistan'a doğru ilerlerken görüntülendi.
Circus just became a straight club, and Satellite doesn't become a gay club for a half hour.
Circus az önce hetero kulübü oldu ve Satellite daha yarım saat gey kulübü olmaz.
Coordinating satellite path.
Uydu koordinatları belirleniyor.
So I stole some satellite time to hunt for Patrick Jane.
Bu yüzden çaldı ben bazı uydu zaman avlamak için Patrick Jane.
This was taken 22 minutes ago from a satellite over Brooklyn.
Bu alınmıştır 22 dakika önce bir uydu üzerinde Brooklyn.
I'm gonna need satellite access to this address.
Bu adrese erişmek için uydulara ihtiyacım olacak.
I got all day and satellite radio.
Bütün gün vaktim ve uydu radyom var.
"Satellite"... "TV source."
"Uydu"... "TV Kaynağı."
Start pulling up satellite imagery and running it through facial recognition.
Uydu görüntülerine ulaşın ve yüz tarama sistemiyle bulmaya çalışın.
Well, according to the satellite image, it's a dilapidated barn, registered to Edith Skinner.
Peki, uydu görüntüsü göre, bir harap ahır, kayıtlı Edith Skinner.
But you do get our satellite radio package, featuring Reggae Sunsets on channel 12 hundred.
Ama uydu radyo paketimize erişim hakkınız var. Reggae Sunsets'e 12.100 frekansından ulaşabilirsiniz. Harika!
This is a series of time-lapse satellite images of the Sanders'house over the past 30 days.
Bunlar Dr. Sanders'ın evinin son 30 gün içerisindeki uydudan çekilmiş fotoğrafları.
It's not like you're a GPS satellite or anything.
Sonuçta GPS falan değilsin.
One is a DirectTV satellite, and another's a Whisper 2000 so he doesn't have to ask people to speak up at crowded restaurants.
Okulda geçen bir bölüm vardı... Sanırım yarasa gibi yaratıklar yarasa gibi yaratıklara dönüyorlardı...
So, if the generator fails, you can always use the satellite phone on the solar, as well.
Eğer jeneratör çalışmazsa, uydu telefonunu da kullanabilirsin.
I know how to use a satellite phone.
Uydu telefonunun nasıl kullanıldığını biliyorum.
I lost most of the water, the satellite phone is dead... and whenever I see a dust devil out there, I think it's you coming.
Suyun çoğunu kaybettim, uydu telefonu da kullanılmaz hale geldi ve dışarıda ne zaman bir toz görsem gelenin sen olduğunu düşünüyorum.
You got a vehicle out there, any means of communication like a satellite phone I can contact her on?
Dışarıda bir arabanız var onunla iletişim kurabileceğim uydu telefonu falan var mı?
Good thing about these things, they're immune to the problems and glitches you get with satellite phones.
Bu şeylerin iyi yanı, uydu telefonları gibi takılma sorunları yaşamıyorsun.
Satellite imagery shows Shredder's reached the top of Sacks Tower.
Uydu görüntülerine göre Shredder, Sacks Tower'ın tepesine ulaşmış.
These are satellite surveillance images from Brick Mansions taken several minutes ago.
Bunlar Brick Mansions'dan birkaç dakika önce alınan uydu görüntüleri. birkaç dakika önce alınmışlar.
We don't have a satellite image.
Uydu görüntümüz yok.
We need immediate satellite support.
Acilen uydu desteğine ihtiyacımız var.