Saving lives traduction Turc
622 traduction parallèle
You quit medical school just to get into this thing when you could be saving lives today. Why?
Bugün hayat kurtarabilecekken... bu işe girmek için tıbbı bıraktın.
Has it ever occurred to you that the guys fighting this war might also be saving lives?
Bu savaşta savaşanlarında hayat kurtarıyor olabileceği... hiç aklına geldi mi?
My whole lifework has been dedicated to saving lives... and I almost rejoiced.
Tüm ömrümü hayat kurtarmaya adamıştım... ve neredeyse bu yüzden seviniyordum.
No, I'm a doctor, dedicated to saving lives.
Hayır. Ben doktorum. Kendimi hayat kurtarmaya adadım.
Saving lives is a dangerous business.
- Hayat kurtarmak tehlikeli bir iştir.
What I'm talking about is saving lives, not taking them!
" Söylediklerim hayat kurtarmakla ilgili, can almakla değil!
In the interest of saving lives and after a token resistance to preserve our honor, I'll surrender the city.
Hayatları kurtarmak için ve onurumuzu kurtarma adına sembolik bir direnişten sonra şehri teslim ediyorum.
Huh! Probably more worried about protecting British profits in Hong Kong... than in saving lives in Korea.
Korelilerin hayatlarını kurtarmaktan ziyade Hong Kong'daki...
I'm interested in saving lives, what few of them are left.
Geriye kalan çok az hayatı kurtarmakla ilgileniyorum.
My life has been devoted [br] to saving lives.
Hayatımı yaşam kurtarmaya adadım ben.
They all go to saving lives, madam.
Hayat kurtarmak için hanımefendi.
You are saving lives.
Hayatlar kurtarıyorsunuz.
- I'm saving lives here.
- İnsanların hayatını kurtarıyorum.
If not, don't stop me from saving lives.
Eğer öyle değilse, hayat kurtarmama engel olma.
We're in the business of saving lives, Matthew.
Bizler hayat koruma işindeyiz, Matthew.
We're in the business of saving lives, Lieutenant Colonel Markinson.
Bizler hayat koruma işindeyiz, Yarbay Markinson.
SO WHERE HAVE YOU BEEN? FIGHTING FIRES, SAVING LIVES, BEING A HERO.
Sen, nerede bu hale geldin?
If not, don't stop me from saving lives. Master!
Öyle değilse, benim insanların hayatını kurtarmamı engelleme.
And saving lives is what we're trying to do.
Hayat kurtarmaksa zaten yapmaya çalıştığımız şey.
'You'd be saving two lives, Liz.'
İki hayat kurtaracaksın Liz :
He spent his life saving other people's lives.
Hayatını başka insanları kurtarmaya adamıştı.
They are thanking you for saving their lives.
Hayatlarını kurtardığınız için size teşekkür ediyorlar.
I want to make it clear to you that there is more than saving our lives which interests me.
Benim için hayatlarımızı kurtarmaktan daha önemli şeyler olduğunu... anlatmak istedim.
What matters is that you use such men to censure me for saving my men's lives by sifting through your garbage heap.
Sorun olan, adamlarım açlıktan ölmesin diye çöp yığınlarınızı karıştırdığımız için beni beş paralık adamlara ezdirmeniz.
He even found a specific for fowl paralysis, thereby saving poultry ranches the lives of thousands of chickens.
"Hatta tavuk felci için bile ilaç geliştirdi..." "... böylece binlerce tavuğun yaşamını ve tavuk çiftliklerini kurtardı. "
Are you saying saving 40 million lives is of no importance?
40 milyon hayat kurtarmanın önemsiz olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
Saving those 60 million lives is what's important.
Önemli olan 60 milyonun hayatını kurtarmak.
I'm only concerned with saving the lives of our men and avoiding unnecessary killing.
Benim ilgilendiğim tek şey adamlarımızın canını kurtarmak ve gereksiz yere öldürülmekten sakınmak.
I'm saving your lives, you fools!
- Hayatını kurtarıyorum.
You just keep thinking of all those Christian lives you'll be saving.
Sadece seni kurtaracak tüm kutsal şeyleri falan düşün.
What if I tell you you may be saving the lives of scores of other children?
Peki ya size, birçok başka çocuğun hayatını kurtarıyor olabilirsiniz dersem?
You will help our medical research and thereby saving thousands of lives.
Tıbbi bir araştırmaya yardımcı olacaksın. Böylelikle binlerce hayat kurtaracaksın.
Thank you for saving our lives.
Hayatlarmızı kurtardığın için teşekkürler.
I'll be saving your lives as well as ours.
Bizimkiler kadar sizin hayatınızı da kurtarıyorum.
Unless we hospitalise those people quickly, I can't be sure of saving their lives.
Bu insanları hemen hastaneye yatıramazsak hayatlarını kurtarabileceğimize garanti veremem.
I was just trying to say that it's not worth making too much of a fuss about... saving everybody's lives...
Demek istediğim, üzerinde çok fazla yaygara koparmaya değmez... herkesin hayatını kurtarmak...
" It was worth saving those kids because their lives are worth more than mine.
" O küçük çocukları kurtarmaya değerdi. Hayatları benimkinden daha değerli.
You're saving our lives. You know you're saving our lives by doing this.
Bunu yaparak hayatımızı kurtarıyorsun.
I would up saving... three lives that day.
O gün üç hayat kurtardım.
Right now they're taking credit for saving 250 lives.
Şu anda 250 hayatı kurtarmanın itibarına sahipler.
i believe you were thanking me... for saving your lives.
En son hayatlarınızı kurtardığım için bana teşekkür ediyordunuz.
I'm sure he's out in the world saving other lives.
Eminim dünyadaki başka hayatları kurtarmaya gitti.
The profit, DaiMon Tarr, of saving all our lives.
Bundaki kar, DaiMon Tarr, hayatlarımızı kurtarmak olacak.
We're talking about saving our lives, here.
Canımızı kurtarmaktan bahsediyorum burada.
Then I'd tell him he's a hero. And he's saving a lot of lives.
Sonra ona bir kahraman oldugunu ve pek çok kisinin hayatini kurtardigini soylerdim.
Remember my saving your lives when we pass the collection plate. All right.
haftaya yardım kutusunun önünden geçerken, bu yaptığımı unutmayın pekala.
You will be responsible for saving 100 lives all by yourself.
Yüz kişinin hayatını tek başına kurtarmış olacaksın.
They gave me the police combat cross "for his act of self-defence... one of extraordinary heroism, saving the lives of other officers."
Bana madalya verdiler nefs-i müdaafada bulunurken müthiş bir kahramanlık göstererek diğer polislerin de hayatını kurtardı.
- Hi. You're saving our lives.
- Hayatımızı kurtarıyorsun.
Hey, you guys are saving'our lives.
Hey, ne de olsa hayatımızı kurtarıyorsunuz.
You keep talkin'about all these lives we're supposed to be saving.
Hep birilerinin hayatlarını kurtarmaktan söz ediyorsun.
lives 106
livestock 18
lives alone 37
lives are at stake 17
saving 39
savings 27
saving the world 31
saving people 43
saving your life 30
saving you 21
livestock 18
lives alone 37
lives are at stake 17
saving 39
savings 27
saving the world 31
saving people 43
saving your life 30
saving you 21