Say goodbye traduction Turc
4,950 traduction parallèle
Say goodbye.
Veda edemem.
Um, should I be calling my parents, like, to say goodbye?
Ailemi arayıp veda etmeli miyim?
I want to say goodbye.
Bir hoşça kal diyeyim.
Can I say goodbye?
Veda edebilir miyim?
Yes. And in about thirty minutes they're going to open the casket for viewing, people are going to walk past to say goodbye to Wilden.
Evet ve otuz dakika içinde gösterme geleneği için tabutu açacaklar, insanlar veda etmek için ilerleyecekler.
- Say goodbye.
- Hoşça kalın de.
Would have been nice to say goodbye.
Hoşça kal dese iyi olurdu.
Well, cowards don't get to say goodbye when they want.
Korkaklar istedikleri zaman hoşça kal alamazlar.
Now, find Shelby before anyone else does, or you can say goodbye to that dream you have of displacing your cousin.
Şimdi, herkesten önce Shelby'yi bul yoksa kuzeninin yerine geçme hayaline veda edersin.
Find Shelby before anyone else does, or you can say goodbye to that dream you have of displacing your cousin.
Herkesten önce Shelby'yi bul yoksa kuzenini yerinden etme hayaline veda edersin.
I need to say goodbye to my woman.
- Kadınıma hoşça kal demeliyim.
I didn't even say goodbye.
Veda bile edemedim.
I want to say goodbye to my husband.
Kocama veda etmek istiyorum.
I came back here to say goodbye to you.
Sana veda etmek için döndüm.
Say goodbye.
Veda et haydi.
Shouldn't we tell people, so that they can say goodbye?
İnsanların veda etmesi için söylememiz gerekmez mi?
I have to say goodbye to my boy.
Oğluma elveda demeliyim.
I'll say goodbye to Tony Gillingham.
- Tony Gillingham'a veda edeyim.
I just wanted to say goodbye, and cry for him.
Sadece güle güle demek ve onun için ağlamak istedim.
I've come to say goodbye.
Veda etmeye geldim.
Even so, you need to say goodbye to this young man, with nothing jagged, nothing harsh, between you.
Öyle de olsa, bu genç adama veda etmen gerek,... aranızda pürüzlü kalbinizi kıracak şeyler kalmasın.
My dad's gone and mother's moving to Crewe to be nearer my sister, so I'm glad you're here to say goodbye.
Babam gitti ve annem de kız kardeşime yakın olmak için Crewe'a yerleşiyor. Veda etmek için gelmene çok sevindim.
And then, you and I can say goodbye forever.
Sonra da birbirimize ebediyen veda edebiliriz.
If you die before I come home, I'll say goodbye now.
Ben gelmeden ölürsen diye şimdiden güle güle demiş olayım.
Say goodbye to Uncle Sean, Jack.
Sean Amcana güle güle de Jack.
George, just say goodbye to the kids and go home.
George, çocuklara veda et ve evine git.
We couldn't even say goodbye to each other.
Vedalaşamadık bile.
Disappeared, he ran away from camp to find you, to say goodbye to Maggie, but he was caught, convicted, and sentenced to execution.
Kamptan seni bulmak için kaçtı. Maggie'ye elveda demek için... Ama yakalanıp yargılandı ve idama mahkûm edildi.
I still can't believe we have to say goodbye to this place...
Buraya veda etmek zorunda olduğumuza inanamıyorum hâlâ.
I wanted to say goodbye.
Sana hoşça kal diyeyim.
He didn't say goodbye this morning.
Bu sabah giderken hoşça kal demedi.
Say goodbye to Mom.
Anneye hoşça kal de.
Can I not at least say goodbye to my brother and my sister?
- Halledildi. - En azından kardeşlerime veda edemez miyim?
♪ and then you say goodbye ♪
# Sonra da vedanı et #
I'm gonna say goodbye.
- Gitmem gerekiyor.
I actually came over to say goodbye.
- Aslında veda etmeye gelmiştim.
You're gonna have to let them say goodbye.
Onlara veda etmen gerekiyor.
Can I go in and say goodbye?
İçeri girip veda edebilir miyim?
It felt like my love ended too quickly, that I had to say goodbye too quickly.
Aşkım çok çabuk bitmiş gibi hissettim. Çok çabuk veda etmek zorunda kaldım.
I didn't want you to go before I had a chance to say goodbye.
Vedalaşma şansı bulamadan gitmeni istemedim.
It's time for me to say goodbye now Lennart.
Veda vakti Lennart.
You didn't even say goodbye!
- Bir elveda bile etmedin.
All right. Say goodbye to the daylight.
Pekala, gün ışığına hoşçakal de.
She wanted to say goodbye to her friends. I don't know.
Arkadaşlarıyla vedalaşmak için.
You... don't you even want to say goodbye to him?
Bir veda bile etmeyecek misin?
The next word I wanna hear you say is "goodbye."
Ağzından çıkacak cümlenin "hoşça kal" olmasını istiyorum.
You haven't given us two seconds to say a proper goodbye.
İki dakika izin vermedin şöyle güzel vedalaşalım.
Okay, goodbye. Goodbye. Dr. Kadar, you can do this.
- Sayın Başkan... iyi günler size.
Did you want her to say a tearful goodbye to you?
Seninle gözyaşları içinde vedalaşmasını mı bekliyordun?
Say goodbye to everyone.
Herkese elvada et.
- Say goodbye ladies!
- Güle güle.