Says here traduction Turc
4,350 traduction parallèle
Well, it says here Elliot found the body when he came home from work.
Burada diyor ki, Elliot işten geldiğinde karısının cesedi bulmuş.
... down. It says here that... Pendry had this handyman, this guy called Nick Ginn.
Burada yazdığına göre, Pendry'nin Nick Ginn adında bir elemanı vardı ufak çaplı birkaç suçu vardı, sorgulamak için merkeze çağırmıştık.
Says here he was collared scoring off a local dealer named Trevor Powell.
Burda dediğine göre Trevor Powell isminde biri torbacısı.
Says here she was recognized for her fight against human trafficking and modern slavery.
İnsan ticareti ve günümüz köleliğine karşı savaştığı yazıyor.
- Oh, says here... - Yeah, babe?
Burada ne yazıyor bak...
It says here that 200 people lost their jobs.
Burada dediğine göre 200 kişi işini kaybetmiş.
I know you have some questions, but if your offer should be refused, you can use nothing he says here against him.
Sormanız gereken şeyler olduğunu biliyorum ama eğer teklifiniz reddedilirse söyleyeceği hiçbir şeyi aleyhinde delil olarak kullanamazsınız.
- It says here you're a dancer.
- Burada dansçı olduğun yazıyor.
It says here there was an incident recently.
Burada, geçenlerde bir olay olduğu yazıyor.
It says here that you rented a Hyundai Sonata... From Glenview Rentals on August 30th.
Burada, Glenview Rentals'dan 30 ağustosta Hyundai Sonata kiraladığınız görülüyor.
It says here Iceland is green, and Greenland is icy.
İzlanda yeşil, Grönland buzluymuş.
Says here she's an animal lover, aspiring spokes model, and professional conversationalist.
Hayvanları seviyormuş, gelecek vadeden bir reklam yüzüymüş ve profesyonel konuşmacıymış.
It says here Rigsdale's still represented by banks and Bauer.
Rigsdale'in hala Banks and Bauer tarafından temsil edildiği yazıyor.
It says here there was another member of the team.
Burada takımda başka birinin daha olduğu yazıyor.
Says here you stopped taking your meds.
Burada ilaçlarınızı almadığınız yazıyor.
It says here, "By order of the Department Of Justice."
"Adalet Bakanlığının emriyle." diyor.
It says here she's hotter than what?
Burada neyden daha ateşli olduğunu söylüyor?
It says here Douens are masters of deception.
Burada Douenlerin aldatma ustası oldukları yazıyor.
It says here you have an extensive history of felonious behavior.
- Suç konusunda epey kabarık bir geçmişiniz olduğu yazıyor burada.
- Says here you burned her.
- Evet. Burada yazana göre onu yakmışsın.
It says here that this guy Cody Ward is in charge of finding new talent.
Bu adam Cody Ward'ın yeni yeteneklerin bulunmasından sorumlu olduğu yazıyor.
It says here in the contract.
Burada sözleşmede yazıyor.
Why the hell is this here? Sam, do you know what it says here?
Sam, buradakinin ne anlama geldiğini biliyor musun?
"Yeah, you know it says here it's absolutely not safe to use indoors."
"Burada içerisi için güvenli değil yazıyor." dedi.
It says here whatever animal organ you ingest with the right mix of hoo doo and spices, you temporarily gain the power of that animal.
Burada doğru hayvan organı ile hoodoo ve baharatları karıştırdığında geçici olarak o hayvanın gücünü aldığın yazıyor.
Well, it says here you got a busted rib, missing tooth, and you took a pretty good blow to the back of your head.
Burada yazdığına göre bir kırık kaburga, kayıp bir diş ve başının arkasına kuvvetli bir darbe almışsın.
But, you're right. Mr. Elliot says the alarm was off when he got here.
Ama haklısınız, Bay Elliot eve girdiği sırada alarmın kapalı olduğunu söylemiş.
We do whatever the lady says, so she wants me to impart some wisdom to you to start you off right, so here we go.
Bayanlar ne derse onu yaparız, doğru başlaman için sana biraz bilgelik vermemi istedi, işte başlıyoruz.
It says so right here.
Burada öyle diyor.
It says so right here on this press release that you had me put out for the 11 o'clock news and tomorrow's paper.
Bu basın açıklamasında öyle yazıyor. 11 : 00 haberlerine ve yarınki gazetelere çıkacak.
And I don't know what's gonna happen with that, so I thought I'd do what everyone around here says : put it into Bluth.
Ben de bunlarla ne yapacağımı bilemedim ve herkesin söylediğini yapıp Bluth'a yatırım yaptım.
There's a man here. He says he's responsible for the message.
Mesajdan olduğunu söyleyen bir adam var.
It says right here on the warning label!
Uyarı kısmında yazıyor!
It says so right here on the lamp.
Lambanın üzerinde öyle yazıyor.
Not to mention a confession from Brooks, who says he'll plea-bargain, but only if he talks to you and Captain America here.
Brooks'un sadece sen ve şu Yüzbaşı Amerika ile konuşursa itirafta bulunacağını söylemesinden bahsetmiyorum bile.
He says he's here as a character witness, if you need him.
Ona ihtiyacın olursa diye sadece'kişilik tanığı'olarak burada olduğu söyledi.
If my dad says he's coming, he'll be here.
Babam geleceğini söylediyse gelir.
Says Childress ran through here about ten minutes ago.
Childress'in on dakika kadar önce buradan koşarak geçtiğini söylüyor.
It says right here she was promoted just after the G20.
Burada yazdığına göre G20 zirvesinden sonra terfi ettirilmiş.
Come on, look. It says right here.
Bak, burada da yazıyor.
It says so right here!
- Burada yazıyor işte!
Coulson says there's no way your parents are here with Scorpio.
Coulson ailenin burada Scorpio ile olmasının imkânının olmadığını söyledi.
Widely regarded as one of the most technically difficult dishes to make, says "taking hours in preparation" here.
Pişirmesi en zor yemeklerden biriymiş ve burada hazırlığının saatler sürdüğü yazıyor. - Aman ne güzel!
Security here is better than anywhere else in the world. Sir, they'll be invisible to the system, but we have intel that says these people are already here. RICHMOND :
Buradaki güvenlik dünyanın her yerinden daha sağlamdır.
He says that you are to leave here.
Buradan ayrılmanızı söylüyor.
Well, the tracker says he's here.
İzleyici burada olduğunu söylüyor.
It says so right here.
Tam burada yazıyor.
There... there are times when you need to hear that... that voice in your head that says, "Look here."
Kafanda "Şuraya bak." diyen bir şeyi duyman gereken zamanlar oluyor.
Anyway, she says that there are sentries positioned across the front, which is why we are gonna come in through the back entrance here.
Her neyse... Dediğine göre girişin karşısında bekleyen nöbetçiler var. Tam da bu yüzden arka taraftan gireceğiz.
She says all I'm learning here is lies and double-talk.
Burada öğrendiğim tek şeyin yalan ve laf salatası olduğunu söylüyor.
Log-in says you were here exactly one week ago.
Defterde tam bir hafta önce burada olduğunuz yazılı.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20