Scene traduction Turc
23,326 traduction parallèle
But that's the difference between a fake crime scene and a real one.
Ama sahte olay yeri ile gerçeği arasındaki fark bu işte.
Buzz : I'm sorry. I didn't know we were gonna be at a crime scene.
Kusura bakmayın, olay yerine gideceğimizi bilmiyordum.
The day when the stars fall. It was almost like... like a scene from a dream.
yıldızların düştüğü gün âdeta — rüyadan fırlamış bir sahne gibiydi.
Katsuhiko, finish the scene this week.
hafta sonu şantiyeye gel.
I recognized the scene because I remember the news from three years ago.
Hatırladığım o manzarayı üç yıl önce haberlerde görmüştüm.
Thank you. emergency personnel have arrived on the scene. of the Louisiana Cypress shooting.
... acil yardım ekibi, Louisiana Cypress olay mahaline geldiler.
All right, so I started running prints from the crime scene.
Pekala, cinayet mahalinden parmak izleri yürütmeye başladım.
That's the truck I saw Bashir in, and a witness saw the same truck at Calloway's crime scene.
İçinde Bashir'i gördüğüm kamyon bu ve bir görgü tanığı Calloway'in cinayet mahalinde de görmüştü.
That's the same neighborhood as the crime scene.
Bu suç mahalliyle aynı bölgede.
" No traces of human remains were found at the scene.
Olay yerinde hiçbir insan cesedi bulunamadı.
We go back, check every crime scene they never found a body at.
Geri döneceğiz ve cesedin bulunamadığı her suç mahallini kontrol edeceğiz.
The pathologist on scene called TOD at roughly 24 hours ago.
Olay yerindeki patolojist ölümün yaklaşık 24 saat önce gerçekleştiğini söyledi.
Hey, you're in the car, on your way to a crime scene with your partner.
Hey, arabanın içindesin, ve ortağınla bir suç mahalline gidiyorsun.
The two bullets missing from the crime scene ended up in my father.
Olay yerinde kayıp olan o iki mermi babama isabet etti.
Crime scene's two weeks old.
Suç iki hafta önce olmuş.
Imagine my surprise... when I found this in the corner of a double homicide crime scene.
Bunu bir çifte cinayet suç mahallinde bulduğumda yaşadığım sürprizi düşünebiliyor musun?
The suspected murderer surrendered at the scene.
Katil zanlısı olay yerinde teslim oldu.
if you're a real fan, you totally recognize this from the books... this iconic scene, right?
gerçek bir fansanız, bunu kitaplardan hatırlacaksınızdır.. şu ikonik sahneyi...
Jane falls into a trap and is saved by passing Magicians, but you didn't know is I am in that scene, bitches.
Jane bir tuzağa yakalanır ve oradan geçen büyücüler tarafından kurtarılır, ama bilmediğiniz şey şu o sahnede ben de varım!
I got your father's DNA from the crime scene.
Suç mahallinde babanın DNA'sına ulaştık.
Caused a scene.
Olay yarattı.
Is there a crime scene here?
Suç mahalli değil miydi burası?
Okay, Natalie, we found your prints at a crime scene on Ocean Drive.
Ocean Drive'daki suç mahallinde parmak izin vardı.
There's no way that Jack Cruz could have been at the crime scene.
Jack Cruz'un suç mahallinde olması imkansız.
I got called to the crime scene yesterday, and then she was still in bed when I left and that's that.
Dün suç mahalline çağrıldım ve ben çıkarken o uyuyordu. Hepsi bu.
Size nine footprints were found at the scene of an attempted murder, along with your key card.
Dokuz numara ayak izi cinayet teşebbüsü olan mahalde kartının yanında bulundu.
You, me, and a crime scene...
Bir sen bir ben bir de cinayet mahalli...
Which is the precise ratio of the gelatin found at our crime scene.
Suç mahallinde bulduğumuz jelatin ile aynı oran.
I am the one who suggested that this last scene be rewritten.
Son sahnesinin değişmesini öneren kişi bendim.
So a full four years after this burst on the scene.
Yani şunun vuku bulmasından tam dört sene sonra.
Why does the crime scene clean-up guy look like Gerard Hirsch?
Suç mahallini temizleye gelen adam neden Gerard Hirsch'e benziyor?
CSU hasn't even finished processing the scene.
OYİ suç mahalli incelemesini henüz bitirmedi.
While I was cleaning the Tyson Vargas crime scene, I discovered this laptop.
Tyson Vargas'ın suç mahallini temizlerken bu dizüstü bilgisayarı buldum.
We have a shell casing from a murder scene.
Cinayet bölgesinde mermi kovanı bulduk.
I was called to the scene of a suicide.
İntihar olay mahaline diye çağırılmıştım.
He-he-he somehow restrains the mayor, goes and gets Pride, then returns to the scene of the crime.
Başkanı bir şekilde zaptedip gidip Pride'ı aldıysa sonra da cinayet mahaline dönmüştür.
To what- - taking Pride and the mayor back to the scene of his wife's suicide?
Neye göre, Pride'ı ve başkanı karısının öldüğü yere geri getirmek mi?
Alright, so Nedley caught a scene at the hotel.
Pekâlâ, Nedley otelde bir olay mahalli buldu.
We'll examine the scene of Charles's death.
Charle'ın ölümünü inceleyeceğiz.
Remember, in this scene, Cindy, you're Abby... a beautiful, calculating temptress who will stop at nothing to get what she wants.
Unutmayın bu sahnede, Cindy sen Abby'sin. Güzel, istediği bir şeyi elde etmeden hiçbir şekilde durmayan egoist kadınsın.
He tells me you and Kenny had quite a scene.
Bana Kenny'le iyi bir sahne çektiğiniz söyledi.
Okay, now, in this scene, Cindy, you'll be playing Karen, an idealistic widow conflicted by a recent proposal from the hotheaded but dashing Mack.
Pekala, bu sahnede, Cindy sen Karen'ı oynayacaksın. Cesur ama aceleci Mack'ten bir evlilik teklifi alan idealist bir dul.
I feel like I'm watching a scene between two eighth-graders who barely know each other.
İzlerken birbirini pek tanımayan iki sekizinci sınıf görmüş gibi hissettim.
We will stay in this scene until I see the magic I am looking for!
İstediğim sihri görene kadar bu sahneyi çekeceğiz!
The project's due tomorrow, and I don't have the final scene.
Proje yarın teslim edilecek ve final sahnem hazır değil.
I hacked a nearby street camera and got footage of a white van fleeing the scene.
Sokaktaki kameralardan biri kırdım ve beyaz bir minübüsün görüntüsüne ulaştım.
I think you should just, you know... delay your report until I've had a look at the scene.
Ben olay yerine göz atana kadar raporunu ertelesen iyi olur.
Our suspect was at the scene.
- Bizim şüpheli olay yerindeymiş.
Blood was found at the scene but no body.
Olay yerinde kan bulundu ama ceset yok.
All right, when we land, Dave, you and JJ go to the crime scene.
Pekala. Dave ve J.J., inince olay yerine gidin.
It was almost like a scene from a dream.
rüyadan fırlamış bir sahne gibiydi.