English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Scent

Scent traduction Turc

2,618 traduction parallèle
- Hath my scent offended thee?
- Kokum sizi rahatsız mı eyledi?
The rivals have caught their scent.
Rakipleri kokularını aldı.
This unusual scent...
Bu alışılmadık koku...
The scent of cinnamon and saffron, heavy on the warm air.
Tarçın ve safran kokusu sıcak havada oldukça ağır.
The female. It's following her scent.
O dişisinin kokusunu izliyor.
The scent of fear now blows from their camps.
Korkunun kokusu artık onların kamplarında esmektedir.
But we caught her scent.
Ama kokuyu ezberledim.
Your scent, yet it is repulsive.
Ama senin kokun mide bulandırıcı.
You got the scent of something big and now you want it all for yourself.
Daha büyük bir şeyin kokusunu aldın ve hepsini kendine istiyorsun.
More than all the gold in the world, she must find pleasure in the scent of the cactus flower.
Dünyadaki altınlardan ziyade kaktüs çiçeğinin kokusundan keyif almalı.
Her scent isn't enough.
Kokusu, yeterli olmuyor.
I feel the scent of the Encyclical.
Bu Encyclia kokusu.
Do you hear... the sound of the clouds... and the scent of the wind... all becoming one?
Bulutların sesini duyuyor musun ve rüzgârın kokusuyla bir oluyorlar?
The forest lay hazily in the midday sun, and the warm scent from the pines floated up to me.
Orman, öğlen güneşinin ve üzerimdeki sıcak bulutların altında dumanlıydı.
Give him the scent.
Koklat şunu.
Let me inhale one last time the scent of your youth.
Gençliğinin kokusunu bir kez daha içime çekeyim.
We have to run through the bog, so the dogs lose our scent.
Bataklıktan geçmeliyiz. Köpekler kokumuzu almamalı.
The dogs lost their scent!
Köpekler kokuyu kaybetti!
We lost their scent!
Kokularını kaybettik!
And when I get a scent, I hunt, brother.
Kokusunu bir kez aldığımda, avlarım, birader.
Mom says it's a nice scent, but for us kids, it isn't...
Annem hoş bir koku olduğunu söylüyor ama biz çocuklar için öyle değil...
We believe he's smuggling heroin into the country through his cars, but our dogs have never been able to pick up the scent.
Arabalarıyla ülkeye gizlice eroin soktuğunu düşünüyoruz ama köpekler koku alamadı.
If I squeeze her... a sweet scent will ooze out from her.
O kızı sıksam tatlı, mis gibi kokusu çıkar.
Sweet scent will ooze out.
Tatlı kokusu sızar.
Dear. I'll make a scent out of this girl.
Ben o kızın kokusunu çıkaracağım.
I know that scent.
Bu kokuyu tanıyorum.
An agitated Arctic mink is likely to secrete a putrid fluid from its scent gland. And- -
Kutup vizonları sinirlendikleri zaman ter bezlerinden kokuşmuş bir sıvı salgılayabilir ve ve...
They're off the scent completely.
Hedeften tamamen sapmış durumdalar.
They lost his scent here.
Buraya gelince kokusunu kaybettiler.
The dogs picked up the scent here.
Köpekler kokusunu burada almıştı.
If they crossed it with Holder, the dogs would have lost his scent because of the water, right?
Holder oradan geçtiyse su yüzünden köpekler... -... kokusunu alamazlardı, değil mi?
I followed the scent to the living room.
Koku beni oturma odasına kadar götürdü.
heady scent of middle-class women flooded the room.
Çarpıcı orta sınıf kadını kokusu odaya akın etmişti.
You know, in bloom and, you know, putting her scent out everywhere.
Bilirsin, çiçek açmış ve etrafa kokusunu yayıyor.
The scent of kokum is on your fingers.
- Kokum'un esansı parmaklarının ucunda.
Let me guess, a trail of dead with the lingering scent of burnt chicken?
Dur tahmin edeyim, yanık tavuk gibi kokan ölü bir kız mı?
Give them the scent.
Koklat onlara!
Take the scent!
Koklayın!
Give them the scent of who was once their ruler - what was his name?
Bir zamanlar efendileri olanın kokusunu koklat onlara. Adı neydi?
once the networks pick up the story, and they will, because this story has a scent.
Bir kez bir kanal bu hikayeyi haber yaptı mı ki yapacaktır da çünkü bu hikayenin bir kokusu var.
Oh, no, they caught my scent.
Olamaz, kokumu aldılar.
- Wolves track your scent.
- Kurtlar kokunu takip ediyor.
- The stench will disguise your scent.
- Pis koku, kokunu gizleyecektir.
Follow the pig's scent.
Domuzun izini takip edin.
I smelled the lingering scent of it when I tossed his shirt in the hamper.
Gömleğini sepete attığında üzerinde kalıcı bir koku vardı.
This will put'em off the scent.
Bu kokuyu baştan savacak.
They haven't caught your scent yet.
Henüz kokunu almadılar.
Like a hound got the scent.
Koku almış bir av köpeği gibi.
The scent of her hair.
Saçının kokusunu hatırlıyorum.
Like Al Pacino in Scent of a Woman, when he convinces that sales guy to let him and Chris O'Donnell take a car.
Aynı, Kadın Kokusu'ndaki Al Pacino gibi o satış elemanını ikna ederken Chris O'Donnell arabayı alır.
Yeah, this is where the scent leads.
Emin misin? Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]