English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / See what i can find

See what i can find traduction Turc

508 traduction parallèle
In the meantime, I'll see what I can find out.
Bu arada, ben de neler öğrenebileceğime bir bakarım.
I'll see what I can find out about the body.
Bakayım, cesetle ilgili neler öğrenebileceğim.
I'll see what I can find out when I get to Limbasi.
Lubumbashi'de daha fazlasını öğrenirim.
Oh, I'll go and see what I can find in the way of...
Gidip bir bakayım...
I'll hop out with Ridley, grab a couple of pictures, and see what I can find out.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
How terrible. I'll see what I can find out.
Korkunç, ben de araştırma yaparım.
You want me to re-establish contact, accept his offer and see what I can find out?
Aracıyla yeniden iletişim kurup teklifini kabul edip, bilgi almamı mı istiyorsunuz?
I'll see what I can find out.
Neler bulabileceğime bir bakacağım.
I'll see what I can find.
Bakalım bir şeyler bulabilecek miyim?
- I'll see what I can find.
- Ben gidip bir bakayım.
I'll see what I can find to make a fire.
Ateş için bir şeyler bulayım.
In the morning I'll go into town to see what I can find out.
Sabah kasabaya gidip bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'll talk to Lando and see what I can find out.
Lando'yla konuşup ne olduğunu anlamaya çalışırım.
I'm going to see what I can find out there, okay?
Gidip bakayım, orada ne bulabileceğim, tamam mı?
I'll see what I can find out about her, okay?
Hakkında ne bulabileceğime bir bakayım tamam mı?
I'll see what I can find out.
Nerede bulabilirim bakacağım.
I'm going to go to the lab and see what I can find out from Bates, okay?
Ben de laboratuvara döneyim, Bates'den neler öğrenebileceğim bakalım. Tamam mı?
I'll rummage'round, see what I can find, sir.
Sağa solu arayıp, bir bakayım efendim.
Let me see what I can find out.
İzin ver ne öğrenebilirim bir bakayım.
Why don't I talk to her and see what I can find out?
Niçin onunla ben konuşmuyorum? Bakalım ne çıkacak.
- Yeah. - I'll see what I can find out.
- Bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'm gonna go down to the office and see what I can find out.
Aşağıdaki ofise inip neler öğrenebileceğime bakacağım.
I'll see what I can find out.
Bir seyler bulmaya calisirim.
I'll see what I can find out on the street, ya know?
Neler öğrenebileceğime bir bakarım, tamam mı?
I'm going to go backstage and see what I can find.
Ben sahne arkasına gideceğim ve neler bulabileceğime bir bakacağım.
I'll see what I can find.
Gidip bulmaya çalışayım.
I'm gonna see what I can find out.
Gidip neler öğrenebileceğime bir bakayım.
I'm going to head back into town... and see what I can find out.
Ben kasabaya dönüp... neler olduğuna bir bakayım.
See what I can find.
Bakayım ne bulacağım.
Look, I'll ring around and I'll see what I can find out.
Etrafa bir sorup bir şeyler öğrenmeye çalışayım.
I'll see what I can find out.
Birşeyler bulmaya çalışacağım.
I'll check Neelix's personal data base- - see what I can find out about the ceremony.
Neelix'in kişisel kayıtlarını inceleyeceğim - tören hakkında ne bulabileceğimi bir görelim..
I shan't go in any tragic mood... but looking to see what fun I can find, and I usually can.
Yas tutarak gitmeyeceğim... Nasıl eğlenebilirim diye bakacağım, çoklukla da bunu yaparım.
I want to see if I can find out what happened to the body.
Cesede ne olduğunu öğrenebilmek için anlamak istiyorum.
What do you know? Since you like it so much, I'll see if I can find more for you.
Madem bu kadar hoşuna gitti, sana birkaç görev daha vereyim bari.
I'll see what else I can find out from Mr. Mudd. Let's go.
Ben de Bay Mudd'dan başka ne bilgi alabiliyorum, bakacağım.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
I wanna look around, sit in on a game or two, see if I can find out what's behind this place.
Ben, etrafa bir göz atıp, bir veya iki oyun izlemek istiyorum. Bakalım bu yerin arkasında neler olduğunu bulabilecek miyim.
I wanna look around, sit in on a game or two, see if I can find out what's behind this place.
Etrafa bakmak, bir ya da iki oyuna oturup bu yerin arkasında ne olduğunu anlamak istiyorum.
I'm here to see if I can help find out what happened to your dad.
Babanızın ölme sebebinin ortaya çıkarılmasına yardım edebilmek için buradayım.
Now, let me see what can I find.
Şurada ne varmış bir bakalım.
I'm gonna go see what else I can find out about Krueger.
Başka neler olduğunu bulmaya çalışacağım. Krueger hakkında bir şeyler öğrenebilirim..
Yeah, I gotta go. See what you can find out, and spare...
Beni dinle.Gitmem lazım.Evet, gitmem lazım.
Let me get you some towels and I'll see what we can find for you to wear.
Sana havlu getireyim ve giyebileceğin bir şeyler bulayım.
- I'll see what I can find.
- Bir bakalım.
See what else you can find on him from the NCIC..... and call me back - at this number, or on my cellular. - I just examined the girl.
- Kızı inceledim.
I'll see what else I can find out about Dr. Terrence Allen Berube.
Dr. Terrence Allen Berube ile ilgili biraz araştırma yapacağım.
I'll see what else I can find.
Başka bir şey bulabilir miyim, bakarım.
I want the two of you to analyze the alien generator, then see what you can find out about this SOS call.
İkinizin bu yabancı jeneratörü [br ] inceleyip sonra da bu SOS çağrısı hakkında ne öğrenebileceğinize [ br] bakmanızı istiyorum.
I can't wait to see what we find.
Bulacaklarımızı görmek için sabırsızlanıyorum!
I sent Tuvok to investigate the other compounds and see what he can find out.
Bir şeyler bulabilir diye Tuvok'u diğer alanlara gönderdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]