Settling traduction Turc
1,322 traduction parallèle
My thinking was with the treaty coming, annexation, the camp would be settling down, a safer place.
Düşündüm de... anlaşma ve ilhak işinden sonra... kamp istikrara kavuşup daha güvenli bir yer olur.
Well, here we are, settling the world's problems.
Burada dünya meselelerini çözüyoruz.
WHAT DID YOU END UP SETTLING ON? MMs?
Değil mi tatlım?
I'm settling here, but you can prevent me again if you like.
Bu konuyu kapatıyorum, ama eğer bir daha bunun gibi birşey karşıma çıkarsa.
Connor won't be coming here as much, now that you two... are settling down.
Connor artık buraya çok fazla gelemiyecek, artık ikiniz... bir aile oluyorsunuz.
- You settling in, okay? - Uh!
- İyice yerleştin, öyle mi?
All that proves is there're a lot of people out there who don't mind settling for mindless entertainment.
Bu da dışarıda, amaçsız eğlenceyle tatmin olan çok fazla insan olduğunu kanıtlar.
- You're settling in?
- yerleşebildin mi? - Evet. Evet.
We're settling.
Anlaşıyoruz.
Let's finish all this settling in later and watch bad TV.
Yerleşme işini sonraya bırakalım. Kötü programlar seyredelim.
Just came by to see how you're settling in.
Sadece senin nasıl yerleştiğini görmeye geldim.
- You settling in?
- Yerleşiyor musun?
Then you know the president wanted to make sure you were settling in before he came and shook your hand and endorsed you as the leader of this base.
Bilirsiniz, Başkan buraya gelip bu üssün lideri olmanız konusunda desteğini vermeden önce sizin burada tam anlamıyla yerleştiğinizden emin olmak istedi.
We may be settling in here, but this place, it's still pretty intimidating.
Buraya yerleşiyor olabiliriz, ama burası yine de bayağı ürkütücü.
I'm afraid she cannot countenance any other people but hers settling here.
Korkarım kendi halkından başka kimsenin buraya yerleşmesini tasvip etmiyor.
How's everybody settling in?
Herkes iyi yerleşti mi?
Toying with the idea of settling down, getting married.
Bir ev kurma, evlenme düşüncesiyle vakit geçirme.
You just keep on settling for these idiots.
Sen hep bu tip idiotları eğerliyorsun.
Settling down.
Yatışmak.
We're settling here!
Burada konuşlanacağız.
I'm glad to see you're settling in.
Buraya taşınmana sevindim.
I wouldn't mind settling down... for a good reason.
Buraya yerleşmem için... iyi bir sebep...
My life is about working long hours... planning trips I never take... and settling for love found on the pages of romance novels.
Benim hayatım uzun çalışma saatleri... hiç çıkmadığım geziler planlamak... ve aşk romanlarının sayfalarındaki aşkları yaşamaktan ibaret.
Bianca is already settling in.
- Bianca alışmaya başladı bile.
- Hey, there ain't no settling'down.
- Hey, bunlar sakinleştirmiyor.
This is my wife lf you and your wife are thinking of settling here..
Bu benim karım. Karınız ve siz isterseniz, gelip ben ve ailemle kalabilirsiniz.
Not when I'm settling in so well.
Buraya alışmaya başlamıştım.
That is his design in settling here?
Buraya yerleşme sebebi bu mu?
I'm just settling in for the evening.
Şimdiyse akşam için yerleşiyorum.
If you think that, you think that everyone that doesn't have all that... business is settling for less.
Eğer buna inanıyorsan, bütün bunlara sahip olmayan birinin de daha azına razı olduğuna inanırsın.
We were just settling in.
Anca yerleşiyoruz...
How're you settling in?
Yerleşiyor musunuz?
Have you given much thought to getting married and settling down?
Evlenip yerleşmeyi düşündün mü?
- Think about a trade, settling'down.
- Bir işe girebilirsin, ev kurarsın
It won't be easy settling with them.
Onları böyle yargılamak istemiyorum.
- He is settling.
- Yoluna giriyor işte.
Dude, how is a threesome with two amazing chicks settling.
İki muhteşem kızla üçlü seks azına razı olmak değil.
How much are you thinking of settling for?
Fikrinizin değişmesi için ne kadar istersiniz?
Mother went about settling us in again.
Annem yine taşınmak için kolları sıvadı.
Well, with the weather settling in... this might be our last chance getting to town for a while.
Peki, hava durumu bastırınca.. bir süre kasabadan almak için son şansımız olabilir.
I think that that was maybe the house settling.
Sanırım o, evin iskânındandı galiba.
Speaking of settling, how's Ann?
Razı olmak demişken, Ann nasıl?
How about nest, we address settling the case? Ah.
Önce davayı anlaşarak çözmeyi ele alsak nasıl olur?
I have no interest in settling.
Anlaşmayla ilgilenmiyorum.
We... have no intention of settling.
Anlaşma yapmak kesinlikle ilgimizi çekmiyor.
A little bit of alum to speed up the settling process.
biraz şap yerleşme sürecini hızlandırmak için.
So... you all thinking about settling down?
Evet... yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
Oh, like settling with Buddy boy?
Buddy'den ayrılmak gibi mi?
- in your settling in.
- umuyorum.
Do you have another way of settling?
Başka bir şekilde mümkün mü acaba?
I trust you're settling in well?
Sabah bana uğrayabilir misiniz acaba... size göstermeyi çok istediğim birşey var. - evet.. Karşı komşum olduğunuza göre...