English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Share it

Share it traduction Turc

3,387 traduction parallèle
Don't share it with him.
Onunla paylaşmayın.
Do you wanna share it?
Paylaşmak ister misin?
There goes one there now. "Look at the seagull, Mother. " I wanna share it with you.
"Martıya bak anne, bir tane geçti şimdi seninle paylaşmak istedim, çok güzel değil mi?"
They'd just share it out and drink it in the pub.
Aralarında kırışıp barda içki içerlerdi.
Why don't you come to the front of the class and share it with us all?
Neden tahtaya çıkıp bizimle paylaşmıyorsun?
Share it with the boys.
Bizimkilerle paylaş.
I'll give you one cigarette for each of you to smoke and you share it, and a pack of matches, all right?
Paylaşın diye size bir sigara bir paket kibrit veririm, oldu mu?
Share it among the men.
Adamlara paylaştır.
What good is fun if there's no one to share it with?
Paylaşacak kimse olmadığında neyin eğlencesi kalır ki?
Listen, we'll share it, okay?
Masayı paylaşacağız, tamam mı?
And are you gonna share it with me, the deep wisdom you found inside the head of a bird?
Bir kuşun kafasının içinde bulduğun derin erdemi... benimle paylaşacak mısın?
We don't want to take the Pendrick Arrow from you ; we want to share it with you.
Pendrick Arrow'u sizden almak istemiyoruz onu sizinle paylaşmak istiyoruz.
It's never been sung in front of an audience before, but I had to share it with you because it touched my heart.
Daha önce hiç seyirci karşısında söylenmemiş ama sizinle paylaşmak zorundaydım çünkü beni derinden etkiledi.
But then the photo's just sitting there... what if they take that photo and instantaneously put it out there on the line and they share it with their friends?
Ama sonra fotoğraf sadece orada oturuyor... ne onlar Bu fotoğraf ve anında almak hatta oraya koydu ve onların arkadaşlarınızla paylaşın?
Why wouldn't you share it?
Bunu neden paylaşmadın ki?
I have to share it with a couple of friends.
Birkaç arkadaşla paylaşıyoruz.
Gives me anything useful while he's with me, I'll share it, 100 percent.
Bana yararlı bir bilgi verirse sizinle paylaşırım, yüzde yüz.
Money is like Christ, it blesses you if you share it.
Para peygambere benzer eğer onu paylaşırsanız sizi kutsar.
Don't just like it. You have to share it with everybody.
Herkesle paylaşmanız gerekiyor.
You can have a piece, we can share it with your friends.
Bir parça alabilirsin ve arkadaşlarınla paylaşırız.
If you don't like it, then give back your share and go!
Bu hoşuna gitmediyse o zaman payını iade et ve git!
And it is my mission in life to share your gift with the world.
Benim bu hayattaki vazifem ise senin bu kabiliyetini dünya ile paylaşmak.
Where is it's share?
Onun payı nerede?
Even then, it's only a quarter share.
O bile sadece çeyrek komisyondu.
It's your share from the last job.
Son işimizden sana düşen pay.
It made me understand how important it was to wait for the right guy to come along and how special it will be when I finally do share myself with him.
Beni güçlendiriyor.. anlamamı sağolıyor Ve doğru kişyi bulmamın önemini de
You've proved it Akash, share your pain with someone and they'll take advantage of it at the first chance
Bunu ispat ettin, Akash, başkalarıyla acılarını paylaştığında ilk fırsatta aleyhine kullanacaklarını ispatladın.
But STASIA's greatest weakness, which I think is the same weakness all our programs share, is that it really has a very poor understanding of the positional issues.
Ancak STASIA'nın en büyük zayıflığı sanırım herkesin programının ortak zayıflığı pozisyon algısı konusunda çok zayıf kalmamız.
- It hasn't been decided if I get a share.
- Pay alacak mıyım daha belli olmadı.
First it was real important to share equally and show solidarity when it came to other people's money.
Önce eşit bir şekilde paylaşmak ve diğerlerinin parası söz konusu olduğunda dayanışma göstermek önemliydi.
Were we to share information, what would stop it from appearing in your newspaper?
Bilgi paylaşımı yapacak olsaydık, bunun gazetende yayınlanmasına ne engel olacaktı?
And, it's like I say, you put money in the claim, you'll be buying a share, a percentage of what the claim produces.
Ne diyorduk, işletmeye para yatırırsın işletmenin ürettiğinden bir pay satın alırsın.
It can be good to share your feelings.
Duygularını paylaşmak sana iyi gelebilir.
I just think if there were no banks, then people would share their money more because they'd be able to see it.
Bence hiç banka olmasaydı, insanlar paralarını daha çok paylaşırdı çünkü paralarını görebilirlerdi.
It's important for Joe to share your life.
Joe için senin hayatını paylaşmak çok önemli.
It's an opinion I share with some of the finest men I know.
Tanıdığım birkaç iyi adamla paylaştığım bir fikir sadece.
Deduct it from my share.
Benim payımdan düşersin.
"seem to no longer share a heart. " Even in its best moments, many though there are, "it is clear the Bombshell is marching to two different beats."
"En muhteşem anlarında bile, bir çoğumuza Bomba iki ayrı telden çalıyor gibi geldi."
♪ It's truly both a blessing and a curse ♪ ♪ That I must always share these gifts ♪
* Hem bir lütuf hem de bir lanet ama paylaşmalıyım bu niteliklerimi *
It has always been our good fortune to share the same train.
Aynı treni paylaşmak her zaman şans olmuştur.
And if you are in my circle, it is because we share a common vision for Florence.
Ve bunlardan biriyseniz, bunun sebebi Floransa işin bir görüşü paylaşmamızdır.
It's your share.
Senin payın.
It was that guy who wanted to share an RV at Burning Man.
Burning Man festivalinde karavanını paylaşmak isteyen adamdı.
It's how they share memories.
Hafızandakilere bu şekilde ulaşıyorlar.
It is not for you to share with me.
Benimle paylaşmak zorunda değilsin.
And I wanted to share that with you because it all started because I swiped this really big job from Gustav Warner, who I finally met at the party you guys brought me to.
Bunu sizlerle paylaşmak istedim, çünkü her şey Gustav Warner'dan büyük bir iş kapmamla başladı. Beni götürdüğünüz partide nihayet onunla tanıştım.
You know, destiny gives everyone their fair share of life... but now your destiny has reached it's end.
Kader herkese yaşayacak kadar adil davranır, ama senin için kader pek değil!
Rather than let your share of food go waste, it's better that Sheikh Munir has everything from your plate.
Çöp yerine senin yemeğini tercih ederim. Senin tabağında ki yemek Sheikh Munir'inden daha iyi.
I'm going on this trip because I wanna be there for Derek, and I'm documenting it because I want to share his story with everyone back home.
Bu seyahate çıkıyorum çünkü orada Derek'le olmak istiyorum, Belgeselini de yapıyorum ki... Arkada bıraktığımız herkesle bu hikayeyi paylaşayım.
♪ It seems like everyone is bidding on love ♪ ♪ but it's not up for sale, it comes when you do some ♪ ♪ I'd like to share my soul with many ♪
'sanki herkes ihale ediyor aşkı''ama aşk satılık değil ki, gelir doğru yaptığında''ruhumu paylaşmak istedim çoklukla''biri için evcilleştirmedim'
- Was it unproblematic to share the animals?
- Bunu hayvanlarla paylaşmak sorunsuz mu? - Değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]