She's not coming back traduction Turc
243 traduction parallèle
I sort of hate to tell you this, but she's not coming back.
Sana söylemek istemezdim ama, geri dönmeyecek.
Sounds to me like she's not coming back.
Anladığım kadarıyla geri dönmüyor.
She's looking reproachfully at me, as though it were my fault you're not coming back.
Sitemkâr bir şekilde bana bakıyor. Sanki geri dönmeyecek olman benim suçummuş gibi.
She's coming to take me back whether I'm ready to go or not.
Gitmek için hazır olsam da olmasam da beni götürmeye geliyor.
She's not coming back?
- Geri dönmeyecek mi?
She's not coming back anymore.
Artık geri gelmeyecek.
Not a lot, a bit. He went away, she started to puff up, he's coming back later this afternoon, and it's best for her to be on her own.
O gittikten sonra şişmeye başladı... öğleden sonra gelecek... ve en iyisi yalnız kalması.
Wanna know why she's not coming back?
Neden dönmediğini bilmek ister misin?
And she's not coming back to life again, is she?
Ve tekrar dirilmeyecek, değil mi?
Maybe she's not coming back.
Belki de geri dönmeyecek.
- She said she's not coming back.
- Geri dönmeyeceğini söyledi.
So she's not coming back.
Yani geri dönmüyor.
She doesn't like not being able to talk to you every day, so she's coming to stay until you get your phone put back in.
Seninle her gün konuşamamaktan memnun değilmiş bu yüzden de telefon bağlanıncaya kadar burada kalmak için yola çıkıyormuş.
Not even two months and she's coming back.
Daha iki ay bile olmadı ve geri döndü.
Look, man, she's not coming back.
Evet, biliyorum.
I'm not sure she's coming back.
Döneceğinden emin değilim.
She's not coming back.
Annen geri dönmeyecek.
She's gone, and she's not coming back.
Gitmiş, geri de gelmeyecek.
The way she said goodbye, it's like they're not coming back, ever.
Öyle bir veda edişi vardı ki, sanki geri gelmeyecekmiş gibiydi.
Our little girl is gone, Freddy, and she's not coming back... no matter what you do!
Küçük kızımız gitti Freddy ve ne yaparsan yap geri gelmeyecek!
She's not coming back, Jesse.
Geri dönmeyecek Jesse.
She's not coming back.
Geri dönmeyecek.
She's not coming back to you Show business kept us all alive
O artık size geri dönmeyecek 17 Ekim 1945'ten beri
Mr. grayraven, I told you, she's not coming back.
Sana dönmeyeceğini söylemem yetmedi mi?
She's not coming back, Snake.
Hepiniz salaksınız!
It's not like she's coming back to claim them!
Geri gelip bunları isteyecek hali yok ya!
- That implies she's not coming back.
Hastalıklı mı? Onun geri dönmeyeceğini ima ediyorsun.
Hyde, she's not coming back.
Hyde, o geri gelmeyecek.
Okay, she's not coming back, all right?
Tamam, geri gelmeyecek, oldu mu?
She's gone and she's not coming back.
O gitti ve geri donmeyecek.
He listened and said,'She's not coming back for the funeral.'
Sadece dinledi. Sonra cenazeye gelmeyeceğini söyledi.
She's not coming back.
Gelmeyecek.
She's not coming back, is she, Sara?
Geri dönmeyecek, değil mi Sara?
You've got to prepare yourself for the possibility she may not be coming back.
Kendini belki de bir daha asla geri dönmeyeceği gerçeğine hazırlamalısın.
She's not coming back, is she?
Geri gelmeyecek, değil mi?
- She's not coming back?
- O geri gelmiyor?
She's not coming back.
Geri gelmiyor.
She says she's not coming back.
Geri dönmeyeceğini söyledi.
She's gone. She says she's not coming back.
Geri dönmeyeceğini söyledi.
Damn it, Dennis, she's not coming back!
Lanet olsun Dennis, o geri gelmeyecek!
She's not coming back.
O geri dönmeyecek.
She's not coming back.
Geri dönmüyor.
She's not eating it, it's just coming out her back side!
Yemiyor. Sadece arka tarafından geri çıkıyor!
She's not coming back.
Geri gelmeyecek.
You mean she's not coming back?
Gelmeyeceğini mi söylüyorsun?
- She's not coming back! - [Sighs]
Geri dönmeyecek.
She's gone... and she's not coming back... because of me.
O gitti ve geri gelmeyecek. Benim yüzümden.
Then why'd she call me and say she's not coming back?
- Hayır mı? O halde neden beni arayıp geri dönmeyeceğini söyledi?
She's standing there telling you she's not coming back.
- Neden kalamaz? Onu zorlayamazsın.
To me, that means she's not coming back.
Orada durup sana gelmeyeceğini söylüyor.
She's not coming back to us.
Bize geri dönmeyecek.
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not here yet 28
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not here yet 28
she's not dead 149
she's not wrong 44