She's not my mother traduction Turc
145 traduction parallèle
She's not my mother.
O benim annem değil.
My mother, but she's not that old.
Annem, öyle yaşlı biri değil.
She's not my mother.
- Annem nerede?
My mother... she's not dead and gone to heaven... is she?
Annem... ölüp cennete gitmedi. Öyle değil mi?
She's not my mother!
O benim annem değil!
Now, my mother, she's not a bit too beautiful, she's just right.
Annem ise, hiç de güzel değil, o sadece idare eder.
To see my mother. She's not the type to draw flowers.
Anneninkine, biliyorsun, o çiçekler çizecek bir tip değil...
Sure, her body's not bad, but she has my mother's name. That gets me.
Tamam, vücudu fena değil ama annemle aynı ismi taşıyor.
- She's not my mother.
- Annem değil o.
My mother is really, she really lives in a lot of pain because she's sure I'm going to go to hell and there's nothing I can do to tell her that there is, that it just does not exist for me.
Annem... o gerçekten, çok acı çekmiş. çünkü başımı derde sokacağımdan falan emin ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok.
Oh, she's not my mother.
Ana vatan Rusya dan söz ediyoruz!
My mother's standing right here, and she's not gonna let her youngest baby get shrapnel in his gums.
Benim, anam değil. Benim anam, burada ve en küçük oğlunun bir şarapnele hedef olmasına izin vermeyecektir.
A lot of things are crossing my mind, but I'm blank and I'm not and I'm trying to say well, she may be over at her mother's house, over at sister's place, out at a movie, or going to the bazzan, or something like that.
Aklımdan bir sürü şey geçiyor, şaşkınım ama söyleme çalıştığım belki annesinin evindedir, kız kardeşindedir sinemaya ya da müzeye falan gitmiştir.
- She's not my mother.
- O benim annem değil.
She's not lovely and she's not my mother.
Ve annem de değil.
It's my mother. She's not... dead.
Annem.... ölmedi.
Not for the life of my mother, even if I knew who she was.
Annemin canı için bile yapmazdım, onu tanımış olsaydım bile.
She's not my mother, she's your wife... and I don't get the feeling she wants me around.
O, benim annem değil senin karın ve beni etrafta istediğini sanmıyorum.
My Mother's dead, is she not?
"Annem öldü, öyle değil mi?"
Would you hurry up, please,'cause I don't like being in my mother's house when she's not here.
Elini çabuk tutar mısın lütfen? O evde yokken annemin evinde olmak hiç hoşuma gitmiyor.
- She's not my mother.
- Annem değil o benim!
She's not my mother, Todd.
O benim annem değil, Todd.
She's not my real mother.
O benim öz annem değil.
She hated my mother, but it's not unusual... because my grandmother hated everybody.
Annemden nefret ederdi, ama bu olağandışı değil çünkü babaannem herkesten nefret ederdi.
She's not my mother. She's my mother-in-law.
Annem değil, kayınvalidem.
My mother's eternal silence made me think... she could not bear my company.
Annemin ebedi suskunluğu, artık benim arkadaşlığımı kaldıramadığını düşünmeme neden oluyordu.
I'm not spending the rest of my Iife this way... with your mother saying she's sorry that you ever married me.
Hayır, hayır, Ray. Hayatımın geri kalan kısmını annenin... benimle evlendiğin için üzgün olduğunu söylemesini dinleyerek geçirmeyeceğim.
Whenever she did, I thought, great, not only do I have a shitty mother... but my best friend's a loser bitch.
Yani, hem berbat bir annem var, hem de en iyi dostum bir fahişe.
Then my mother asked me to have a daughter, so that she'd become fine I had a daughter, but yet she did not become all right I have been married for 6 years ln these 6 years, I did it only twice, that too at mother's behest!
Sonra annem bir kızım olmasını istedi ve o iyi oldu... Bir kızım var fakat o henüz tam iyi değil Altı yıllık evliyim l have been
Risa, she's not the mother of my children.
Risa. O benim çocuklarımın annesi değil.
She's... she's not my mother.
O... O annem değil.
she's not my mother. But. sweet nectar of the gods. nobody gets the Merlot out of my nylons like that little plantain.
Tatlılar Tanrısı aşkına, kimse çoraplarımdan şarap lekesini onun gibi çıkaramaz, benim küçük patatesim.
I wrote back saying, " She's not my mother.
Cevap yazıp dedim ki : " O benim annem değil.
Now my mother could see how she could save Uther's life but she did not see the terrible price we would all have to pay.
Annem Uther'in hayatını nasıl kurtarabileceğini görmüştü ama hepimizin ödemesi gereken bedeli önceden tahmin edememişti.
He tells me I'm not Esha's mother, she's not my daughter
Bana Esha'nın annesi olmadığımı söylüyor! Esha benim kızım değilmiş!
- No, she's not my mother.
Hayır, annem falan değil.
- My mother cornered me by the door... saying all this stuff about how when Rory gets the money... she's not gonna need me, and she's gonna move out sooner.
Rory'nin parayı alınca, artık bana ihtiyacı olmayacağını söyledi. İlk fırsatta da evden taşınırmış. - Ne?
My mother is. But she's not of any help.
Annem hayatta ama kendine hayrı yok.
She's not my mother.
O annem değil
She's not my mother, dammit.
- Ama, efendim, ben... - Benim annem değil ki.
- but she's not my mother.
-... ama o benim annem değil.
Look, my mother is a room parent, and she's not gonna be happy when she hears about this.
Annem okul aile birliğindedir, bunu duyduğunda çok hoşlanmayacak.
Before the funeral, my mother was called by a friend of your mother's and told to not show up, because your mother had requested to not... she didn't want to see my mother at the funeral.
Cenazeden önce annemi annenin bir arkadaşı aramış, annemi onun cenazesinde... görmek istemediğini söylemiş.
She's not the mother of my sons.
Oğullarımın değil.
Such was my mother's need to protect me... that she would not let me see her cry.
Annemin beni koruma arzusu öyle güçlüydü ki... ağladığını görmeme izin vermezdi.
She's not my mother. Let's not talk about them.
O, benim annem değil, onlardan söz etmek istemiyorum.
Ever since she killed my mother I've been wanting Nina dead, and now that she is, it's not gonna bring my mother back. I don't know.
Bilmiyorum.
My mother is very upset right now, and she says she's not coming to the ceremony.
Annem şu anda çok üzgün, ve törene gelmeyeceğini söylüyor. - Ne?
- You do! - She's not my mother!
O benim annem değil.
- She's not my mother.
- O benim annem değil ki.
No, she's not my mother or my grandmother.
Hayır, o benim ne annem, ne de büyükannem.
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not here yet 28
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not picking up 30
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not here yet 28