Shirts traduction Turc
3,131 traduction parallèle
Right side will be Sinan's, he'll hang his shirts this side.
Sağ taraf Sinan'ın olur, gömleklerini asar şu tarafa.
I say that all the Sinan's shirts and ties should be on the right side and we will make this side mine.
Ben diyorum ki Sinan'ın gömlekleri ve kravatları komple sağda dursun bu bölümü de bana ayıralım.
You decide where to put my shirts and ties with you mother.
Sen benim gömleklerimi kravatlarımı nereye koyacağıma annenle birlikte karar ver.
Since I am dead now your two shirts have been ironed. They are in the drawer.
Artık öldüğüme göre iki gömleğin de ütülendi.
Which one of these shirts are, you know, posher?
Bu gömleklerden hangisi modaya uygun?
But his swords are guns here. And knights have become street kids in Hawaiian shirts.
Ama kılıçlar yerine silahlar şövalyeler yerine Hawaii gömlekli sokak çocukları.
Ripped socks, worn out shoes, and sweaty T-shirts.
Delik çoraplar, eskimiş ayakkabılar ve terli tişörtler.
Gülfem Hatun. Bring the enchanted shirts I had prepared.
Gülfem Hatun, hazırlattığım tılsımlı gömlekleri getir.
Always wear one of these shirts.
Bu gömlekler hep üzerinde olsun.
Either that or she's buying her T-shirts at Baby Gap.
Ya taktırmış ya da tişörtleri bebek mağazasından.
I can't afford to lose anymore shirts.
Bir gömlek daha kaybetmeyi karşılayamam.
Women are always stealing my shirts.
Kadınlar hep gömleklerimi çalıyorlar.
Women aren't always stealing your shirts.
Gömleklerini çalmıyorlar.
So, you're saying that if I have fewer one-night stands, I'll have more shirts?
Tek gecelik ilişkilerimi azaltırsam daha çok gömleğim mi olur?
I'm changing my ways, and I'm not gonna lose anymore shirts.
Tarzımı değiştiriyorum ve gömleklerim bana kalıyor.
They're wearing their shirts.
Tişörtlerini giyiyorlar.
I told you, they love those shirts!
Çok sevdiklerini söylemiştim sana.
I'm thinking about T-shirts, merchandising, movie deals.
Düşünsenize Tshirtler, bardaklar, film hakları.
Sorry, I forgot my dress shirts at home.
Üzgünüm. Frak gömleklerimi evde unutmuşum.
Belle Epoque-shirts are beautiful. 60s skirts long legs. 70s shoes make you high and is comfortable to wear.
Şirin.. 1960 eteği 1970 ayakkabısı
I ordered you 14 Oxford shirts.
14 tane gömlek aldım.
T-shirts.
Tişörtler.
Buy your shirts here.
Tişörtleriniz hemen burada.
We have buttons, fasteners have, we have books, we underwear. We have socks, shirts, tennis shoes. What they want.
Düğmelerimiz, rozetlerimiz, not defterlerimiz, iç çamaşırlarımız çoraplarımız, tişörtlerimiz, ayakkabılarımız, istediğiniz her şey var.
One by one, the topless woman's enraged colleagues threw off their shirts and joined her in protest.
Üstsüz kadının öfkeli arkadaşları, tişörtlerini çıkararak birer birer protestoya katıldılar.
Hey, Deena, maybe if they ever build this casino these hippies can win the jackpot and buy themselves some shirts.
Hey, Deena, eğer kumarhane inşa edilirse bu hippiler büyük ikramiyeyi kazanıp tişört alabilirler.
WEARING ONE OF THOSE SHIRTS THAT SAYS, "I DO MY OWN STUNTS," I'M GONNA PHYSICALLY RIP OFF MY FACE AND THROW IT AT THEM.
Ve eğer'I do my own stunts'yazan gömleklerden giyen bir kişi daha görürsem gerçek anlamda suratımı söküp üzerlerine atacağım.
You don't belong in suits and ties, Ace. You belong in flip flops and raggedy ass T-shirts with really dorky slogans.
Sen bu kıyafetlere de ait değilsin, spor olmalısın
Jerry, our racing stable t-shirts are ready.
Jerry, ahır tişörtlerimiz hazırmış.
Yeah, we'll get the t-shirts later, right?
Tişörtleri sonra alırız olur mu?
- Get your Stone Roses T-shirts!
- Stone Roses tişörtleri burada!
- T-shirts!
- Tişörtler!
When Dad was around, she wore polo shirts and cooked meat.
Babam yaşıyorken, tişört giyip et pişirirdi.
Fold you T-shirts right, or they take up more space.
Tişörtlerini katlamazsan daha çok yer kaplar.
We brought out t-shirts for everybody to wear optionally, in our horse's race this afternoon.
Atımızın öğleden sonra çıkacağı yarış için giyip giymemenin tercih meselesi olduğu tişörtler getirdik.
Shirts, t-shirts, a belt.
Gömlekler var, tişörtler var, kemer var.
Remembering her scars, he printed the unusual logo on T-shirts to raise money for her treatment.
Kollarındaki yaraları hatırlatan bu sıradışı logoyu tedavisi için gereken parayı toplamak için tişörtlere bastırdı.
Friends in bands started to wear our T-shirts.
Gruplardaki arkadaşlar tişörtlerimizi giymeye başladı.
Hey, guys, would you mind helping me put the T-shirts in the van?
Çocuklar, tişörtleri kamyonete yüklememe yardım eder misiniz?
Shirts, shirts, shirts.
Gömlek, gömlek, gömlek.
Thanks for the shirts.
Gömlekler için sağ ol.
Don't justify yourself. You can wear pink shirts.
Pembe gömlek giyme hakkınız var.
Pink shirts? What is it?
Pembe gömlek mi?
Mm-hmm. Is Leroy ever gonna stop wearing flannel shirts and Doc Martens?
Leroy, oduncu gömleği ve Doc Martens botlar giymeyi ne zaman bırakacak?
shirts, tops, pants, ski masks now that the G8 is over?
Gömlek, başlık, pantolon ve kar maskeleri. Peki bu baskını neden... Yani G8 bitmişti demek istiyorum.
Now, buy some black pants, a couple collar shirts.
Birkaç siyah pantalon ve bir çift gömlek al.
Rafa lent me one of his basketball shirts to sleep in it's too big for me, and makes me laugh.
Rafa uyumam için bana basketbol tişörtlerinden birini verdi. Bedenime göre çok büyüktü ve komik geldi.
Or at least sell some t-shirts, make a little money, capisci?
Olmadı birkaç t-shirt satıp biraz para kazan, kapiş?
T-shirts?
T-shirt mü?
No shirts.
ve kopya da çekme
He used to be a lot more uptight before the Hawaiian shirts.
Hawaii gömlekleri giymeden önce çok daha gergin biriydi.