Similarly traduction Turc
244 traduction parallèle
Similarly the holy monasteries, with all their wealth, will make their contribution.
Benzer şekilde, tüm servetleriyle, kutsal manastırlar da kendi katılımlarını yapacaklar.
Once again the fatigue of so many similarly passed nights.
Bir kez daha, birbirine benzer, geçmiş bir sürü gecenin bitkinliği.
The government of Great Britain will be similarly notified.
Büyük Britanya hükümeti de benzer şekilde bilgilendirilecek.
Yukiko Tashiro, shall similarly receive one third.
Yukiko Tashiro'nunda mirasın üçte birini almasını istiyorum.
The FLN is similarly organized.
FLN de benzer şekilde örgütlenmiştir...
The relative size, age and composition of this planet makes it highly improbable that it would evolve similarly to Earth in any way.
Bu gezegenin büyüklüğü ve yaşı Dünyaya benzer biçimde evrimleşmesini imkansız kılıyor.
Similarly... students must fight ordinary professors... who are also soldiers of imperialism.
Benzer şekilde öğrenciler, aynı zamanda emperyalizmin askerleri olan sıradan profesörlerle de savaşmalılar.
Similarly, the stamp on the wrapper would also be the same, since all our banking is handled by one bank, International Trust.
Aynı şekilde, bandajdaki damga da aynı olur, çünkü bizim bütün bankacılığımız bir tek banka, International Turst tarafından yürütülür.
Well, similarly.
Hep aynı.
Though I will similarly challenge Lu
Aynı şekilde Lu'ya meydan okuyacağım
Similarly, step fast, balance body
Benzer biçimde, hızla bas, vücudu dengele.
Similarly we ought not to ask why the human mind troubles to fathom the secrets of the heavens.
Benzer şekilde.. insan beyninin semaları kavramaya debelenmesini de sorgulamamalıyız..
Your fiancee Zi Zhu also can die similarly
Nişanlın Zi Zhu aynı şekilde ölecek.
If the roles had been reversed, we would have acted similarly.
Roller değişmiş olsa, biz de aynı şeyi yapardık.
Similarly the same person who you are with everyday... can also be the one you never see
Benzer bir şekilde, hep birlikte olduğun insan... onu hiç göremedin kişi de olabiliyor
It is not generally known in Washington in the present time, whether the evacuation order indicates the entire population of Moscow or whether other major Soviet cities have been similarly affected by the evacuation order.
Şuan Washington'da, boşaltma emrinin Moskova'nın tüm nüfusunu kapsayıp kapsamadığı ya da diğer Sovyet kentlerinin de, bu emirden etkilenip etkilenmediği tam olarak bilinmiyor.
"A little rest," she said, "among those similarly'off-centre'in Colwyn Bay."
"Biraz dinlen, Colwyn Koyu'nda, senin gibi'eksantrikler'arasında." demiş.
All Russian personnel are similarly ordered to evacuate American territory.
Aynı şekilde bütün Rus personelinin de Amerikan topraklarını boşaltması emredildi.
You know, we just... We feel things so similarly so much of the time, and that's so rare.
Biliyorsun, bazen hislerimiz çok benzer oluyordu ki bu çok nadir olan bir şey.
Similarly, if I look out of the corner of my eye I can see one or two of them, but not all of them.
Benzer şekilde, ben de göz ucuyla bakarsam bir iki tanesini görebilirim, ama hepsini göremem.
Similarly, Queens Junior College is the best for girls.
Benzer şekilde, kızlar içinde Queens Junior Koleji en iyi okuldur.
Yes, I do. Apparently Count Olenski takes a similarly modern view.
Görünüşe göre Kont Olenski de benzer bir modern bakış açısına sahip.
It's similarly long, I guess.
Uzun sayılır.
Well, when Alex told me what you said, I was sort of taken aback at first... but then I realized... that I have always felt similarly toward you.
Alex benim hakkında söylediklerini anlattığı zaman önce biraz geri çekildim. Ama sonra fark ettim ki ben de sana karşı aynı şeyleri hissediyormuşum.
All Vulcans have similarly shaped ears.
Bütün Vulkanların, kulakları bu şekildedir.
Similarly, may our relationship also last for seven lives!
Benzer şekilde, ilişkimizi de yedi hayat sürebilir!
But not you personally, But someone with similarly low socioeconomic prospects?
Elbette sen değil ama senin gibi düşük sosyo - ekonomik durumu olacak biriyle?
This drug has not been shown to be toxic in rats... and should be similarly nontoxic in human beings, theoretically.
Bu hap farelerde zehirli bir etki göstermedi insanlarda da muhtemelen göstermeyecektir. Teorik olarak.
Similarly, there could be charges of aiding and abetting, which might include you.
ayrıca, yardım ve yataklık suçlaması da olabilir, ki bu seni de ekler.
Similarly, someone who does not search who does not bring a lantern with him sees nothing.
Aynı şekilde, herhangi bir arayışı olmayan fenerini yanında taşımayan biri hiçbir şey göremez.
Similarly I don't have to explain to talk less.
Aynı şekilde bende sana daha az konuşmamalıyım.
I have become similarly affected.
Bende aynı şekilde etkilendim.
I'd better be similarly pleased. ..
Daha çok bir başka şeyle tatmin olmak isterdim...
You know I feel similarly to you about nature. - Do you?
Doğayla ilgili seninle yakın hislerim olduğunu biliyorsun.
Similarly, on your planet, I look like you.
Bu nedenle, gezegeninizde size benziyorum.
Similarly I can't be separated from Shri Rama!
Ben de Rama'dan ayrı olamam!
'I will now parade around in front of...'young men of similarly good breeding and marriageable age...
" Şimdi benim gibi iyi yetiştirilmiş ve evlenecek yaşta olan erkeklerin önünden geçeceğim böylece hepsi bana...
Many Russian names tend to be spelled very similarly, so it's confusing.
Rus isimlerinin pek çoğu da birbirine benziyor. İnsanın aklı karışıyor.
SIMILARLY, I SUPPLY BRIAN WITH AN OBJECT OF SCORN AND RIDICULE, NAMELY MYSELF,
Aynı şekilde, Ben Brian'ın tepeden bakıp dalga geçmesine karşı çıkıyorum yani kendi adıma, ve o da istenmeyen keneler konusunda bana destek oluyor.
WELL, MY WIFE VIRGINIA FELT SIMILARLY. HAD HERSELF SNIPPED AND CLIPPED, EYES TO THIGHS, SWORE IT WOULD CHANGE HER LIFE, TOO.
Karım Virginia aynı senin gibi sıkılaştırma, gerdirme, kalça kadırma ile hayatını tamamen değiştirebileceğini düşünüyordu.
- Similarly you can't imagine what happened to me.
- Sen de benin başıma ne geldiğini.
But given that the bomb and the volcano were similarly constructed...
Ama bomba ve yanardağın benzer yapılarda olduğunu düşünürsek...
I felt similarly.
Aynı şekilde hissettim.
Most of the projects you've overseen during your tenure here have been similarly long on promise and short on results.
Buradaki memuriyetin sırasında ilgilendiğin projelerin çoğu benzer şekilde bol bol söz, ama az miktarda netice içeriyor.
With a reasonable degree of medical certainty and according to a standard of care exercised by similarly qualified practitioners in a same or similar circumstance in a community of the same or similar size,
Tıbbî olarak hiç de az olmayan bilgimle ve benimle aynı bilgiye sahip olan doktorlar tarafından aynı şartlar altında uygun görülmüş uygulamaya göre,
"But please oh please don't meet others similarly"
"Lütfen, ama lütfen başkalarıyla da aynı şekilde buluşma."
A second tour, 2330, reveals similarly.
İkinci bir tur, 23 : 30, aynı şey.
You will also see that this point on the penis, which is one of the most sensitive points, is similarly stimulated.
Ayrıca penisin en duyarlı yerlerinden biri olan bu noktanın da aynı şekilde uyarıldığını görüyorsunuz.
Similarly, my courage was left in ruins after that defeat
Aynı şekilde, yenilgiden sonra cesaretim yıkıntılar arasında kaldı
Similarly a bagel and a tea-cup are the same because one can be morphed into the other.
Benzer şekilde bir simit ve çay fincanı da aynı şeylerdir çünkü biri diğerine dönüştürülebilir.
Similarly, you hung out at Barnabas', knowing how shameful that was for me, and hoping to profit from it ;
Barnabas'ın ailesinin ne günahı olduğunu bilmiyorum.