Six and a half traduction Turc
305 traduction parallèle
That still leaves six and a half years.
Geriye 6.5 yıl kaldı demektir.
For you, six and a half a box.
- Sana kasası 6,5.
They dropped from heaven. How many at six and a half?
- Gökten düştüler. 6,5'tan kaç kasa istersin?
He's getting six and a half.
- 6,5'tan satıyor.
That's 600 at six and a half a box. Hey!
Kasası 6,5'tan 600 kasa demek?
Where you get that six and a half stuff?
Bu 6,5 olayını nereden çıkarıyorsun?
Six hundred at six and a half bucks a box makes 3900 even.
Tanesi 6,5'tan 600 kasa düz 3.900 $ eder.
- Six and a half bucks a box.
- Kasa başına 6,5 papel.
- Six and a half is what I got.
- 6,5 benim elime geçen para.
I wouldn't have six and a half bucks a box for my apples without you.
Sen olmasan kasa başına 6,5 dolar alamazdım.
- He paid me six and a half.
Bana kasa başına 6,5 dolar ödedi.
Six and a half years older than me.
Benden altı buçuk yaş büyüksün.
- Well... judging'from his tracks, he's about six and a half feet tall.
- Şey... ayak izlerine bakarsan boyu 1,95 falan olmalı.
Six and a half.
Altı buçuk karat.
But six and a half carats!
Fakat altı buçuk karat!
Fifty-six and a half.
Elli sekiz buçuk.
Now I haven't resented her for six and a half years.
Diğer şeyleri göz ardı ederdim. Tam altı buçuk yıldır kendisine hiç küsmedim.
On BBC 2 now it'll shortly be six and a half minutes past nine.
BBC 2'de az sonra 9'u altı buçuk geçecek.
Size six and a half, right?
6,5 numara değil mi?
Six and a half years.
Altı buçuk yıl.
Last six and a half right here in the swamp.
Son altı buçuk yıldır da bu bataklıktayım.
The ship and I have six and a half hours left.
6,5 saat vaktimiz kaldı.
It's more like eight months, four days, and six and a half hours, but I'm not sure.
Daha çok 8 ay 4 gün ve 6,5 saat gibi ama emin değilim.
What, it's about a six and a half?
- Kim biImek istiyor?
It's six and a half.
Saat altı buçuk.
Doug and I did the six-mile course at Harvard in six and a half.
Doug ve ben Harvard'daki 10 km'lik pisti 6,5 dakikada tamamladık.
Six and a half.
6,5 dakika.
They never did any goddamn six miles in six and a half.
10 km'yi, 6,5 dakikada yapmış olmaları imkansız.
- Two tacos, a jar of olives... and six and a half jars of mayonnaise.
- İki tako, bir kavanoz zeytin ve altı buçuk kavanoz mayonez.
- Six and a half minutes, not bad.
- 6 buçuk dakika, fena değil.
Six and a half.
6500 veririm
We have some 7.6 million pounds of thrust pushing the vehicle upward, a vehicle that weighs close to six and a half million pounds.
Aracı yukarı fırlatacak 4 bin ton yakıt var,... ve aracın kendisi 3,5 bin ton ağırlıkta.
But the army doesn't expect to have forces at Bolog until 2 : 30... which means six hours and a half before we can figure on any help.
Ordu güçlerinin saat 2.30 a değin Bologda olabileceği beklenmiyor. Bu bizim için altı yada altıbuçuk saatlik bir yardım fırsatı demektir.
- Six and a half is right.
- 6,5.
Or is it six-feet-three-and-a-half?
Yoksa iki metre mi?
Six feet, three and a half inches.
- Bir seksen yedi.
There, with the very latest six cylinder and a four-and-a-half inch bore and a five-and-a-half inch stroke.
Son model altı silindiri 11,5 santim çapa 14 santimlik uzunluğa sahiptir.
The whole thing comes to six and a quarter miles just over half of this length being the road circuit with its fast corners and long straights.
Pistin tamamı 10 km uzunluğunda. Bunun yarısı hızlı virajlar ve uzun düzlüklerden oluşan yol pisti.
It's six of one and half a dozen of the other.
Öyle ya da böyle bir şey değişmez.
They say six of one and half a dozen of the other.
Al birini vur ötekine diyorlar.
It's not six of one and half a dozen of another anymore. It's 25, 50, 100.
Artık sadece altı veya bir düzine değil, 25, 50, belki 100.
You've got a beautiful six-and-a-half pound beautiful daughter.
Üç kilo ağırlığında güzeller güzeli bir kızın oldu.
They described him as a monster, six-and-a-half-feet tall, 260 pounds, with one horrible distinguishing feature, a sharpened stainless-steel hook
Onu, 2 metre boyunda... 250 kilo ağırlığında korkutucu bir özelliği olan biri olarak tanımlamışlar. Keskin, çelik bir kancası varmış.
The baby's not due for six-and-a-half months.
Bebeğe daha altı buçuk ay var.
We had to eat half a handful of freezing cold gravel, work twenty-four hours a day at mill for fourpence every six years, and when we got home, our dad would slice us in two with a breadknife!
Yarım avuç buz gibi çakıl yer yılda 4 peniye günde 24 saat çalışırdık ve eve dönünce babam bizi ekmek bıçağıyla ikiye keserdi. Pekala.
We have six near misses with Col. Decker... avoid half his platoon back there on that bridge... and then you go and step on a rusty nail.
Albay Decker ile 6 kez burun buruna geldik ekibinin yarısını köprüde atlattık sonra sen gidip paslı çiviye bastın.
What's your shoe size? Six and a half.
Ayakkabı numaran kaç?
Eight pounds, six-and-a-half ounces.
Sekiz kilo, 6.5 gram. Waow!
Six and a half minutes.
Altı buçuk dakika.
Just one of those divisions is worth... two and a half Russian and as many as six Chinese divisions.
Bu tümenlerden sadece biri... iki buçuk Rus tümeniyle altı Çin tümenine eşit.
- Six. - Five and a half.
- Beş buçuk.