Slacker traduction Turc
182 traduction parallèle
A liar and a slacker.
Bir yalancı ve tembel.
How does slacker George feel about that?
Kıskanıyor. Sabahtan beri üç kilo verdi.
- Sat it out. Slacker, eh?
Demek tembelsin de.
Reb or slacker, which makes you feel better?
Asi ya da tembel hangisi seni daha iyi hissettirecek?
What a slacker!
Bu ne rahatlık böyle!
Want me to be a slacker, huh? Yes.
- Benim kaytaran biri olmamı istiyorsun?
I ain't no slacker.
Ben tembel değilim.
You're a slacker.
Sen haylaz bir adamsın.
He was a slacker, too.
O da senin gibi haylazdı.
You're a slacker.
Sen haylaz birisin.
Do you want to be a slacker for the rest of your life?
Hayatının sonuna kadar haylazlık etmek mi istiyorsun?
I've never seen you before in my life, but you look to me like a slacker.
Seni daha önce görmedim, ama haylaz birine benziyorsun.
That's right. I am a slacker.
Ben haylaz biriyim.
Slacker!
Haylaz!
I'm not a slacker! - Listen to me. - Check it out.
Bebek adımları, ve ben gevşek değilim.
You can be such a slacker we'll be in deep shit if others find more limbs out there!
Öyle bir kaytarıcı sın ki.. Diğer uzuvlar orada bir yerde olursa iyice boka batacağız.!
Grease yourself up and go in, you- - you guff-speaking work slacker.
Kendini yağla ve hemen oraya çık, seni seni boş boğazlı tembel.
I'm really more of a slacker.
Ben daha çok tembel grubundayım.
I'm sorry I'm not the biggest slacker on the planet.
Gezegendeki en büyük kaytarıcı olmadığım için üzgünüm.
- A slacker jerk.
- Tembel bir pislik.
- A champion slacker jerk.
- Tembeller şampiyonu bir pislik.
- Wherever you go, Pacey, the slacker vote follows.
- Nereye gidersen git, Pacey, yanlış oylar seni takip eder..
It's high time the little slacker started pulling his weight.
Küçük tembelin üstüne düşeni yapmasının zamanı geldi.
Well, yeah. I was gonna say slacker, but, yeah, to you, Mr. Obvious.
O da olur, ben uyuz diyecektim gerçi ama...
It's nice to see you're not one of those "slacker" types running around town today.
Bugünlerde şehirde gördüğümüz tembel tiplere benzememen çok iyi.
Uh-huh. He's a slacker now.
Şimdi aylak.
- A slacker.
- Aylağın teki.
Now he's a hung-over slacker.
Şimdi akşamdan kalma, tembel diyor.
Star student or slacker?
Yıldız öğrenci mi, tembel mi?
Did he really? I wanted to see if you were listening... or if you were giving me bullshit slacker routine.
Beni dinliyor musun yoksa miskin adam palavraları mı atıyorsun diye.
Why is it that the good old-fashioned America slacker... gets no respect for his detachment, but the Buddhist monk does?
Buda keşişleri saygı görürken neden eski kafalı Amerikan miskinleri görmüyor?
He's not a slacker!
O miskin değil!
I mean, it's not like you're a slacker type, but...
Sen aylak dolaşacak biri değilsin...
- Such a slacker.
- Tembel şey.
- This is none of my business, but you're turning your boy into a slacker.
- Bu benim işim değil, ama oğlun bizi gittikçe yavaşlatıyor.
I have used all my parenting skills to change my son from a lazy slacker into a workin'man.
Tüm ebeveynlik yeteneğimi tembel oğlumu çalışkan birine dönüştürmek için kullanıyorum.
What if in the newspaper tomorrow, you read about some slacker roadkiII with a picture of my face staring back at you!
Ya yarın gazetede bir kaza haberinde sana bakan suratımın resmini görürsen?
Do I look like a slacker?
Serseriye benziyor muyum?
This is what legally blonds do for their cute slacker boyfriends.
Sosyetik kızlar, yakışıklı aylak sevgilileri için böyle yapar.
The slacker, the barmaid and the icicle.
Barmaid ve Buz Sarkıtı.
That's,'Hello, nice to meet you,'in slacker.
Çıkardığı ses, "Merhaba, memnun oldum" anlamına geliyor.
It may seem like I'm content being this good-for-nothing slacker, but... but the truth is, I don't plan on being a bike messenger the rest of my life.
Hiçbir şey yapmadan tembellik etmekten hoşnutmuşum gibi görünebilir ama aslında, hayatımın sonuna kadar bisikletli kurye olarak kalmayı planlamıyorum.
My cute, slacker boyfriend went and got himself a job?
Yakışıklı, aylak erkek arkadaşım, kendine bir iş mi buldu?
I think you're a slacker.
Bence bir kaytarıcısın.
"Slacker to the rescue."
"Tembel kurtarıcı."
Hard, not as easy as slacker schools like Yale.
Yale gibi aylak okullarına benzemiyor.
You really are a slacker.
Gördün mü? Gerçek bir tembelsin.
- Most people think she's a slacker.
- Çoğu kişi onun tembel olduğunu düşünüyor.
Of course, slacker George would've gotten two of these medals if he had gone.
- Kulak kötü. - Evet.
- Slacker!
- Tembel!
I'm a slacker.
Tembelin tekiyim.