English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Sleep on it

Sleep on it traduction Turc

733 traduction parallèle
No rush, you can sleep on it.
Ama bu teklif üzerinde bir gece düşünün!
- They sleep on it.
- İçinde uyuyorlar.
Sleep on it, Garry.
Uyu artık, Garry.
Guess I'll sleep on it.
Sanırım bunu düşüneceğim.
You sleep on it.
Bu düşünceyle uyu.
Sleep on it.
Üzerine bir uyku çekeyim.
Now take your excelsior down to the basement... and sleep on it when you're supposed to be working.
Al talaşlarını da bodruma götür çalışmak yerine git de uyu bakalım.
Don't wreck the floor, you're gonna have to sleep on it.
Yerleri kirletme, yoksa yerde yatarsın.
Well, perhaps we'd better sleep on it.
En iyisi bunu sabaha bırakalım.
Sleep on it, Chesterton.
Uykunda düşün bunu Chesterton.
Sleep on it.
Uykunda.
I'll sleep on it and... It's too late, the museum's closed.
Pekala bunu düşüneceğim çok geç oldu, müze kapandı.
Why don't we all sleep on it?
Neden hepimiz bu konuyu bu akşam düşünmüyoruz?
But whoever stole it could hide it in the mattress and sleep on it for ten years.
Ama o parayı her kim çaldıysa yatağına gizleyip üzerinde on yıl yatabilir.
When a man kills for money like that, he can't even sleep on it for a month.
Para için adam öldüren biri bir ay bile onun üzerinde yatamaz.
Sleep on it tonight.
Kararı yarına bırakalım.
If I were in your boots, I would think on it, and sleep on it.
Yerinizde olsam düşünürdüm ve bir gün sonra karar verirdim.
Let me sleep on it.
Bu gece bir düşüneyim.
I sleep on it.
Bununla uyuyorum.
You want to sleep on it?
Bu konuyu düşünmek ister misin?
Must sleep on it.
Bunun için uyumalï.
I had time to sleep on it.
Gece düşündüm.
I'm not letting you sleep on it this time.
Bu saatte uyumana izin vermiyorum.
I must sleep on it.
Bir gece düşüneyim derim.
We worked and worked on it day and night. We got so excited about it we forgot to sleep.
Bunun üstünde... gece gündüz çalıştık.
Because you know how it is, Keyes. In this business you can't sleep... for trying to figure out all the tricks they could pull on you.
Çünkü, bilirsin Keyes bu işte sana yapabilecekleri oyunları düşünmekten uyuyamazsın bile.
Why don't you sleep on it?
Bir uyku çekin.
Well, it might be a good idea for your men to catch up on some sleep!
Adamlarınız biraz uyusa hiç fena olmaz.
Why don't you go on to bed and sleep it off?
Neden yanına gidip beraber yatmıyorsunuz?
It will not let you eat, nor talk, nor sleep. And, could it work so much upon your shape as it hath much prevailed on your condition, I should not know you, Brutus.
Ama böyle yemez, konuşmaz, uyumaz olursan iç yüzün böyle değiştirirse dış yüzünü Brutus'u tanıyamaz olurum artık.
Sleep on it.
Üzerine bir uyku çek.
He'll sleep it off on the plane.
Uçakta uyuyunca ayılır.
It go to sleep on you?
Uyuştu mu?
If you're gonna follow that all the way ain't it better to just sleep on the floor?
Madem buna tamamen uyacaksınız yerde uyumanız daha iyi olmaz mı?
And I promised myself I'd sleep in it on my 17 th birthday... but I never have, not once.
17. doğum günümde uyuyacağıma dair kendime söz vermiştim... ama bir kere bile uyuyamadım.
Now go on home and sleep it off.
Şimdi evine git ve uykuyla kafandan at.
How nice it will be to sleep on my stomach again.
Tekrar midemin üzerine yatıp uyumak ne kadar da güzel olacak.
It means you'll sleep on the floor.
Sen yerde yatacaksın demek.
Where's it going to sleep, on the roof?
Nerede yatacak, çatıda mı?
Come on, go to sleep and don't think about it.
Haydi git yat, aklından da sil gitsin.
I just want to say, sir... that like you, I don't find it funny to sleep on a tomb... when it's so easy to open it and sleep inside.
Sadece şunu söylemek istiyorum, bayım ben de sizin gibi, girip içinde uyumak daha kolayken bir anıtın önünde uyumayı hiç komik bulmuyorum.
It'll make it more comfortable to sleep on.
Üzerinde daha iyi bulunur.
Come on, it's time to go to sleep.
ahdi uyku zamanı.
You put your hands on a mountain of money no strings attached and for you, it's the most natural thing in the world, and you sleep.
Elinin altında dünya kadar para var peşinden dolanan yok ve senin için dünyadaki en önemli şey uyumak. Sen de uyuyorsun.
Well, he finds it very difficult To get to sleep on his own So I said he could sleep with us.
Tek başına uyuyamıyor, o yüzden bizimle uyuyabilirsin dedim.
It's not just that I sleep on the bare floor.
Sadece açık zeminde uyuduğumdan değil.
I want you to sleep on the sofa tonight because you'll find it's extremely comfortable.
Bu akşam kanepede uyumanı istiyorum. Bunu harikulâde rahat bulacaksın.
But when you stay all night, it's bad for him to sleep on a chair!
Ama sen bütün gece kaldığında, onun sandalye de yatması kötü!
I talk, answer, think, put on my clothes... sleep and eat. It's a daily compulsion. A strange, hard surface.
Konuşurum, cevap veririm, düşünürüm kıyafetlerimi giyerim uyurum ve yerim.Günlük bir zorlama bu.Garip, sert bir yüzey.
I was certain that he'd sleep with it on
Onunla uyumak istediğimden çok emindim.
'Cause, you see, I think that people today are so deeply asleep... that unless, you know, you're putting on those sort of superficial plays... that just help your audience to sleep more comfortably... it's very hard to know what to do in the theater.
Çünkü, günümüzde insanlar o kadar derin uykudalar ki seyircinin daha rahat uyumasına yardım edecek, böylesine yüzeysel oyunlar sahneye koymadığın müddetçe, tiyatroda ne yapacağını bilmek oldukça güçtür.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]