Slimane traduction Turc
136 traduction parallèle
He has friends where we have enemies Ask Inspector Slimane
Bizim düşmanlarımızın olduğu yerde onun dostları var. Müfettiş Slimane'ye sorun.
- Slimane sees him daily in the Casbah
- Slimane, onu her gün görüyor.
Not with them, Slimane?
Yanlarında değil misin, Slimane?
Our friend Slimane is funny He means it
Dostumuz Slimane komik biri. Söylediklerinde ciddiydi.
Slimane is a delightful good-luck charm
Slimane tam bir uğurböceği.
So long, Slimane
Hoşça kal, Slimane.
I can't stomach Slimane
- Slimane'i midem kaldırmıyor.
- Slimane's a regular guy
- Slimane sağlam bir adam.
Slimane is welcome so long as I'm in the Casbah
Ben Kazbah'ta olduğum müddetçe Silmane'ye laf yok.
A nice little lunch, Mr Slimane? A nice little lunch, Mr Slimane?
Hafif, güzel bir yemeğe ne dersiniz?
We don't often serve Mr Slimane
Slimane Bey'e pek sık hizmet edemiyoruz.
Inspector Slimane
Müfettiş Slimane.
It's Slimane Le Moko's coming out
Slimane'ydi. Le Moko yerinden çıkmış.
It was all Slimane's doing
Her şeyi Slimane yaptırdı.
Slimane told her you'd been killed
Slimane ona öldürüldüğünü söylemiş.
- Not here, Slimane
- Burada yapma, Slimane.
M. Slimane.
Bay Slimane!
Telephone for M. Slimane.
Bay Slimane, telefona çağırılıyor!
- Mohammed Larbi Slimane?
- Mohamed Larbi Slimane?
- You fell into our trap, Slimane.
Tuzağımıza düştün, Slimane.
You'll end up talking, Slimane.
Sonunda konuşacaksın, Slimane!
The password, Slimane.
- Seni kurtaracak bir kelime, Slimane!
Talk, Slimane, and your life will be spared.
Konuş, Slimane... - Ve hayatını kurtar.
Mohamed Larbi Slimane, famous 3rd World leader, kidnapped yesterday in Paris, is still missing.
Ünlü lider Mohamed Larbi Slimane, dün Paris'te kaçırıldı.
- Arkoum, Slimane and Pivert.
- Slimane, Pivert...
- Slimane? Sure!
- Slimane, elbette!
What about him, Mohammed Larbi Slimane?
- Ya, O? Mohamed Larbi Slimane.
He's with Slimane.
O, Slimane'la beraber.
Is Slimane with you?
Slimane, sizinle mi?
- That's not Slimane!
- Bu, Slimane değil!
Is president Slimane with you?
Başkan Slimane, sizinle mi?
President Slimane? !
Başkan Slimane mı?
- Slimane speaking.
- Ben, Slimane.
I'm glad to be the first to... - Slimane, in the name of the law, I arrest you.
Slimane, kanun namına sizi tutukluyorum!
- Simon Slimane.
- Simon Slimane. Onu söyledim. - Slimane!
- Well say so!
Öyle söylesene! Evet, Simon Slimane.
No, I took the money and gave it to Simon.
- 15 bini aldım, Slimane'a verdim. Neydi adı, Simon'a.
9 grand for Slimane,
- Slimane'a 90 bin, bana da 15 bin.
What's your name?
- Adın ne senin? - Otur! - Slimane.
Slimane.
Slimane Nasrine.
The Slimanes'lawyer.
Bak, Slimane'ların avukatı.
I've come to question Slimane.
Ben Slimane'ın sorgusu için geliyorum.
Simon's in jail and you're laid up.
Olabilir. Simon hapiste, sen hastanedesin, Slimane kardeşler bu ara talihsiz.
Maxime Slimane...
Maxime Slimane.
I want to speak to Mr Slimane.
Bay Slimane'le konuşmak istiyorum.
Hello, Mr Slimane.
Merhaba, Bay Slimane.
Come here. This is Slimane.
- Gel, Bu Slimane
Thank you, Slimane.
Teşekkürler, Slimane.
Goodnight, faithful Slimane.
İyi geceler, sadık Slimane.
Mohammed Larbi Slimane, as a president of this counter-revolutionary tribunal,
Mohamed Larbi Slimane...
I say! ... Solomon, Slimane.
- Düşündüm de, Salomon, Slimane Slimane, Salomon...