Slimy traduction Turc
608 traduction parallèle
You dirty... slimy freaks!
Sizi pis iğrenç ucubeler!
"slimy freaks."
"... iğrenç ucubeler. "
They're a bit slimy, I expect.
Biraz zayıf olabilirler.
Tell him, you slimy quill-pusher.
Söyle, aşağılık pislik.
Of all the low, slimy, stinking- -
Alçak, kaypak, kokmuş...
Wherever you look, stairways climb steeply like ladders, or descend into dark, putrid chasms and slimy porticos, dank and lice-infested.
Dört bir tarafta, dimdik yukarı çıkan yahut karanlığa doğru inen merdivenler kokuşmuş dar sokaklar bit kaynayan, pislik içindeki üstü kemerli geçitler görürsünüz.
Every pusillanimous creature that crawls on the earth or slinks through slimy seas has a brain.
Yeryüzünde sürünen, ya da yapışkan sularda yüzen en yüreksiz yaratıkların bile beyni var.
"If we're ever gonna have law and order in this part of the country... " we gotta take vipers like those Fords... "and that slimy railroad detective Runyan... and shoot'em down like dogs."
"Ülkenin bu bölümüne kanun ve düzen getireceksek Ford'lar ve yaltakçı demiryolu dedektifi Runyan gibi hainleri yakalayıp köpek gibi vurmalıyız."
That slimy snake.
O yapışkan yılan.
There's only five or six poisonous ones, but there are a lot of long, slippery, slimy ones.
Sadece beş veya altı tanesi zehirli,..... ama uzun, ince ve kaygan olanlardan çok var.
So, you don't understand German, you slimy scum?
Demek, Almanca anlamıyorsun, seni iğrenç yavşak?
I also demand the arrest and investigation... everyone of these slimy perjurers.
Ayrıca tutuklama ve araştırma talep ediyorum... tüm bu iğrenç yalancı şahitler için.
- As big as my hand. - Oysters. You mean you'd put one of them slimy things right in your mouth?
- Elim kadar büyük - istiridyeler tiksindirici şeylerden birini Dudağına yerleştirdin.
So you'd go right to work and put one of the slimy things right in your mouth, huh?
... iyi iş yapıyorsun tiksindirici şeylerden birini ağzına yerleştirdin mi?
You slimy, snag-toothed, bait-stealin'so-and-so!
Al bakalım, seni riyakâr, kırık dişli yem çalıcısı.
Mr Falco, whom I did not invite to sit at this table tonight, is a hungry press agent and fully up to all the tricks of his very slimy trade.
Bu gece bu masaya davet etmediğim Bay Falco, aslında hırslı bir basın ajanıdır. İstediği şeyi elde etmek için, her tür numaraya ve yalakalığa başvurabilir.
To you, you're some kind of a national glory, but to me, and a lot of people like me, your slimy scandal and your phoney patriotics... To me, Mr Hunsecker, you're a national disgrace.
Kendinizi bir ulusal kahraman olarak görüyor olabilirsiniz, ama benim ve benim gibi insanların gözünde, aşağılık iftiralarınızla ve sahte nutuklarınızla, ulusal bir utanç kaynağından başka bir şey değilsiniz Bay Hunsecker.
And you're no protection for this slimy, yellow-bellied, little...
Ve sen bu sümüklü, küçük adam için bir koruma olamazsın...
Now, Howard, how does man come out of this slimy mess of bugs and serpents, according to your professor?
Şimdi, Howard, insan bu iğrenç böcek ve sürüngenlerden nasıl ortaya çıkmış senin... profesöre göre?
You look kind of slimy.
Korkunç görünüyorsun.
... and then that dirty, rotten, slimy bum that double-crossed me.
Ne kadar berbat, korkunç, rezil şey varsa hepsi başıma geldi.
Oh, you slimy rat!
- Sizi alçaklar!
♪ Stinkin'rotten chunks of blimey, slimy ♪ Lousy, lovely... ♪
Kokuşmuş, çürümüş, pislik hüzün verici, kirli, adi, sevgili...
Per pound, you slimy trollop, what kind of a ponce are you?
Kaça mı, seni pis fahişe? Sen ne salak şeysin.
Worms, crickets, grasshoppers flies, spiders, slimy good things to eat.
Solucanlar, cırcır böcekleri, çekirgeler sinekler, örümcekler, yenecek iğrenç şeyler.
Shut up, you slimy yellow nob.
Kapa çeneni, pis züppe.
- Except that it was rather horrific to see your slimy serpent's tongue stuck to the roof of your mouth.
- Kaygan yılan dilinin damağına yapıştığı o korkunç görüntü hariç.
All right, you slimy son of a bitch, you're coming with us.
- Aşağılık herif. Bizimle geleceksin.
Her slimy boyfriend?
İnce olan erkek arkadaşı mı?
You slimy little snake.
Seni yapışkan küçük yılan.
- You slimy little worm!
- Seni yapışkan solucan... Seni..
Slimy, criminal, shameless child!
Riyakâr, suçlu, arsız kaltak!
Eight hands going all at once, slimy and grimy.
Pis ve kirli sekiz elini birden aynı anda kullanır.
Just a rat. A filthy, slimy rat.
Pis, iğrenç bir sıçan.
You goddamn, slimy pig!
Seni kahrolası, iğrenç domuz!
My wife, that's who, and that slimy son of hers.
Karım ve onun pis oğlu.
As has that slimy son of hers.
# O sümüklü oğlu da öyle.
We got to grab the evil, a scaly creature by his slimy neck, you see and then you just shake him out!
Şeytanı yakalamalıyız, o pullu yaratığı ince boynundan, ve sonra onu sallayarak çıkarırsınız!
When I think about that slimy thing on my...
O pis kaygan yaratığı üzerimde hayal edince...
Why, they're not slimy.
Pis değil ki.
I don't know what falling-Out you had with your slimy friends, But i can place you at the scene of the murder.
Yaltakçı arkadaşlarınla neler yaptığınızı bilmiyorum ama ama seni cinayet yerine koyabilirim.
I have seen a lot of rascals in the martial arts world but not anyone as slimy as you though
Bir çok namussuz gördüm ama senin kadar pisliğini görmemiştim
I'm gonna need it to get out of this slimy mudhole.
Bu iğrenç çamur yığınından kurtulmak için bana lazım o.
Slimy?
İğrenç mi?
Why, you slimy, double-crossing, no-good swindler.
Seni adi, aşağılık üçkağıtçı!
You're a slimy... Yeah, you want to know why you're so "lonescome,"
Seni yapışkan, niye bu kadar yalnız olduğunu bilmek ister misin?
For the last few days I've had such a strong discharge, so yellow and slimy
Birkaç günden beri kaygan sarımsı bir aktıntım var.
Yeah, I figured that honest lawyers didn't make very much and the other kind are too slimy for me.
Dürüst avukatlar pek kazanmaz, öbürleri de fazla yavşak bence.
Slimy pig, let me go.
Pis domuz, bırak beni.
He has a good head on his shoulders.
Kuzen Slimy'nin yanımızda olmaması ne kötü.
Too bad Cousin Slimy isn't around.
Onda ikisi de var.