Sling traduction Turc
554 traduction parallèle
Got his arm in a sling, and he went anyhow.
Kolu alçıda ama yine de gitti işte.
Pottsy's gonna wear his heart in a sling whether he finds out sooner or later.
Pottsy, şimdi de öğrense sonra da öğrense kalbini alçıya aldıracak.
Well, the next time get your sling a little higher on your arm.
Gelecek sefer, tüfek askınızı kolunuza sarın.
All right, next time get that sling a little higher on your arm.
Gelecek sefere, kayışı koluna iyice sar.
Just right for my sling.
Tam sapanlık.
I use it in my sling.
Sapanla atıyorum.
- Aw, sling him your curve.
- Başından at sende.
I'm a good shot with my sling. I have a knife.
Sapanım var, bıçağım var.
Of course, I can always sling hash.
Tabii ki, ben hep sinek avlıyorum.
Think you better put that arm back in the sling?
Bence o kolu askıya geri taksan daha iyi olur.
David took out his sling and he hurled his stone... and hit the lion right between the eyes.
Davut, sapanını çıkarıp bir taş fırlatmış... ve aslanı gözlerinin tam ortasından vurmuş.
You can take that gun out of the sling now.
O silahı askının altından çıkarabilirsin artık.
Frizzy's going to wear his heart in a sling whether he finds out sooner or later.
Er ya da geç Frissy her şeyi öğrenecek ve kalbi kırılacak.
I've got my sling on my head.
Bir planım var.
They'll probably sling a hammock
Ama yanılıyor. Bir hamak falan olmalı.
Better get the sling ready.
tuzak olabilir.
Dropping a sling on Kayo Dugan because he was ready to spill his guts tomorrow that's a crucifixion.
Yarın her şeyi anlatacağı için... Kayo Dugan'ın başının üstünde halatları koy vermek onu çarmıha germektir.
- The sling is OK.
- Sapan iyidir.
Sling ready, sir.
Kanca hazır, efendim.
I've been going around with my head in a sling for years.
Yıllardır duygusal sorunlarıma boğuşuyorum.
Did you think he would break out with a sling shot?
Bir sapanla hapisten kaçılmaz, değil mi?
Sling that rifle back on your shoulder, we haven't had anything to shoot at for days.
O tüfeği omzuna as günlerdir, ateş edecek bir şey görmedik.
I'll rig a sling and leave you with the closest civilian care.
Bir sedye yaparız ve en yakın sivil yerleşim yerine bırakırız.
Reynolds, you're in a sling.
Reynolds, başın belada.
My father David faced Goliath with a stone and a shepherd's sling.
Babam Davud, Goliath'ı bir taş ve bir asâ ile yenmişti.
I just ironed my sling.
Az önce ütüyü bitirdim.
I killed plenty with my sling.
Sapanla çok öldürdüm.
Strong enough to choke the breath out of a woman... and sling her to the floor?
Ve bir kadının boğazını sıkıp onu yere fırlatacak... kadar güçlüsün, değil mi?
Isn't it easier to sling it over your shoulder?
Omzuna atıp taşıman daha kolay olmaz mıydı?
God ain't gonna get behind this counter and sling hash.
Tanrı bu kasayı kendi doldurmuyor.
In what position do you wanna hold your arm? In a sling, I guess.
Kolunu hangi pozisyonda tutmak istersin.Askıda, sanırım.
Sling it over there.
Şuraya at.
You may have your men sling arms, or you may have them lay down their arms.
Adamlarınıza tüfek astırabilir veya silahlarını bıraktırabilirsiniz.
Sling... arms.
Tüfek... as.
What are you doin'with this sling?
At o elindeki sapanı zındık seni!
Silver shoes with matching bows... and fashionable heels with sling straps.
Takılarına uyan gümüş rengi ayakkabı ip askılı ve modaya uygun topuklu.
I feel like my neck's in a sling.
Boynuma yağlı ilmek geçirilmiş gibi.
Mr. President, You used a sling as a boy.
Sayın Başkan. - Küçükken sapan kullanırdınız.
You lost your position.
Sen işinden oldun. Sling hapishanede.
Not with a sling but with a catch.
Bir atışla olmasa da bir tutuşla.
But did you give him a sling?
Kolluk verdiniz mi?
You know you can get your rump in a sling for this mess?
Bu iş yüzünden başın gerçekten belaya girebilir.
I'll bet you that Mr. Benedict can sling that.45... faster than a whore's ass on payday.
Bahse girerim, Bay Benedict ödeme günlerinde... o silahı rüzgar gibi hızlı çekiyordur.
The way we see it, you've got your ass in a sling, Your Honor.
Buradan bakınca kıçınızın sıkıştığını görüyoruz, Sayın Başkan.
We could get our ass in a sling if we get caught.
Yakalanırsak başımız belaya girer.
One phone call to the captain and your ass is in a sling.
Baş komisere bir telefon ve hapı yutarsınız.
Listen sparrow, you flap your wings on outta here unless you wanna wear'em in a sling.
Bak minik kuş, hemen kanat açıp uzaklaş buradan. Ben onları kırmadan önce.
And we'd milk the cow, and we'd take the grain and we'd sling it to the chickens... We could!
İnekleri sağar, tavukların yemini verir çeker gideriz.
Sling it on your shoulders.
İşte tekne.
Sling me one of those, would you?
Bana bir sigara atsana, Keller.
Sling is in prison.
Bense Parti Okulu'ndayım.