Smack traduction Turc
2,095 traduction parallèle
No, you fucking smack it, like we did.
Hayır, ona vurursunuz, bizim gibi.
They just talking smack, baby.
Sadece saçmalıyorlar bebeğim.
She about to smack the CoverGirl off your face.
Şap diye suratının ortasına yapışıverir.
Let's go to L.A. and let's put the smack on.
Los Angeles'e gidelim ve adamın tozunu çıkartalım.
You don't put the smack on, you put the smack down.
Tozunu çıkartmak denmez, attırmak denir.
It is smack down.
Attırmak denir.
- The smack is on.
- Tozunu çıkartacağım.
- The smack is down, uptown.
- Tozunu attıracağım, büyük şehir.
- Imagine my surprise when I show up at the drop point and ran smack into The Octopus.
- Teslim noktasına gelip de Ahtapot'a rastladığımda yaşadığım şaşkınlığı düşünsene.
Smack, smack. Yep.
Al bakalım, al.
Now, what I want for you is to get down there and smack a hole in the lid of that box.
Şimdi aşağıya inip kutunun kapağında bir delik açmanı istiyorum.
Smack me again.
Bir daha şaplak at.
I should smack you, man.
Seni pataklamalıyım, dostum.
Smack it up, flip it, rub it down!
Tokatla, şaplak at, ovala!
A smack on the face is what you'll get.
- Ağzının ortasına bir tane indirirsem.
If you tell me to'calm down'one more time, I'll smack you in the face.
Bana bir kez daha'sakinleş'dersen ağzının ortasına bir tane geçiririm.
- I swear I'll smack you.
- Yemin ediyorum.
All right, have the booger monster smack Kendallo around.
Pekala, büyük sümük canavarı, Kendallo'yu tokat manyağı yapıyor.
What would you prefer to smack up a little harder... on your number two?
Ne istiyorsun bu çuvalı yumruklamayı mı? Yoksa dışarıyı mı?
Smack?
Kokla! ?
- Just smack it
- şapırdatarak iç
You've got to smack it Is to score a needle
Şapırdatarak içmelisin iğneyle çiziği atıver
- Smack his faggoty little ass. - Get that little jog-ass!
Şunu iyice benzet.
I wish i could smack the shit out of that guy And out his hypocritical ass,
Bunun ve ikiyüzlü k * na dışarıda tokadı patlatmak isterdim.
But if we're lucky, we get to basically just walk smack into the Company?
Şansımız varsa, Şirket'in tam ortasına çıkarız, öyle mi?
Smack him!
Şaplak at!
- Smack his ass.
- Kıçına şaplak at.
Smack it.
Şaplak.
- Smack him, Margaret!
- Patlat şaplağı Margaret!
Maybe they smack an ass cheek or two.
Bazen popoya şaplatırsın.
Just had this thing on Something snaps He falls like 150 feet into the water Smack!
Ve izin verdim ve adam 150 metreden suya yapıştı
You smack, you kick!
Sen tokatla, sen tekmele!
I had to smack this one kid.
Hatta bir çocuğun ağzına çaktım.
I will give you such a smack, I swear to God.
Yemin ederim suratına yumruğu patlatacağım şimdi.
The whole operation is smack-dab in the middle of the Black Falls Community.
Tüm her şey Black Falls sakinlerinin ortasında olup bitiyordu.
- So I can smack you with it!
- Senin kafana vurmak için!
I do a bit of smack.
Bir tutam iyi giderdi.
What about me having a bit of that smack?
- Bana da biraz versenize.
You're fucking selling them the shit. No smack.
Sen onlara pislik satıyorsun.
No fucking smack.
Burada izin vermiyorum.
You put me smack in the middle of a big pile of shit, gentlemen.
Beni boğazıma kadar boka batırdınız beyler.
I'd smack you but I don't want to get lard on my hands.
sana vururdum ama ellerimin domuz yağı olmasını istemiyorum.
I'm not sure that makes you a smack-head.
Bunun birini uyuşturucu bağımlısı yapacağını sanmıyorum.
- I'll smack you
- Dayak mı istiyorsunuz?
What's going on today is a smack problem of epic proportion.
Şu an yaşanılanlar buz dağının yalnız görünen yüzü.
He overdosed on smack.
Aşırı dozda eroin almış.
But this new smack on the street is proving too much of a match for us.
Sokaktaki bu malla mücadele etmeye gücümüz yetmiyor.
The worst thing about these pushers getting these children addicted to this new smack is that these children are orphans, and orphans don't have parents.
Bu yavşakların çocukları uyuşturucuya alıştırmaları yetmezmiş gibi alıştırdıkları çocuklar bir de anası babası olmayan yetimler.
Ain't nothing in the world get Black Dynamite more mad than some jive-ass sucker dealing smack to the kids.
Bu alemde üç kuruşluk puştların çocuklara uyuşturucu satmasından çok Kara Bomba'yı sinirlendiren şey yoktur.
A smack here, and a whack there.
Bir sağ çaktı, bir sol çaktı, tekme ister misin?
I'll smack this guy. That really makes me mad.
Harbi kafam bozuldu ya!