Smugglers traduction Turc
428 traduction parallèle
There's a gate for every block, but smugglers guide others through passageways so incidents happen.
Her sokakta bir kapı var ama kaçakçılar diğerlerini geçitlerden sokuyor ve olaylar çıkıyor.
I think this is a lair Smugglers!
Korkunç bir yer! Bir kaçakçı yuvası!
When i was in istanbul, i heard some very interesting things about the end of those smugglers.
Peters çok daha hoş bir isim. İstanbul'dayken, bu kaçakçıların akıbetini öğrendim.
Gunned Driercliff House in a smugglers day.
Driercliff Evini kaçakçılar inine çevirmişti.
- Smugglers or something.
- Kaçakçı ya da öyle bir şey arıyorlar.
Yes. Smugglers.
Gümrük kaçakçılığına karıştığını duydum.
"Smuguly", Smugglers.
"Smuguly", gümrük kaçakçıları.
I was asked to tell you all other smugglers will be shot too.
Diğer bütün kaçakçılar da vurulacaklar.
Do we look like a bunch of smugglers?
Kaçakçıymışız gibi kontrol ettiler bizi değil mi?
I covered for him with a band of smugglers.
Daha geçenlerde bir kaçakçılık işinde bir sürü dostumu araya sokmak zorunda kaldım.
Bandits and smugglers.
Haydutlar ve kaçakçılar.
Fine stuff from smugglers.
Hammaddesi güzel, kaçakçılardan.
Right now, it's more important for us to deal with those weapon smugglers.
Şu anda silah kaçakçıları ile uğraşmak bizim için öncelikli görevimizdir.
Intelligence reports that Orion smugglers have been raiding the Coridan system.
Orionlu kaçakçılar Coridan sistemini yağmalıyordu.
A screen novel in two parts from the life of smugglers, with prologue and epilogue.
İki bölüm halinde, başından sonuna dek, kaçakçıların maceraları üzerine bir eser.
And for her not to get worried, just keep quiet about smugglers, diamonds and gold.
Pırlanta ve altın kaçakçıları hakkında bir şey söyleme ki endişelenmesin.
Don't waste our time, we're out to catch real smugglers.
Zamanımızı almayın. Biz gerçek kaçakçı arıyoruz.
Look, Sukhov, when I had a custom house here, there were the smugglers.
Bak, Sukhov, Ben buradaki gümrüğü işletirken ortalıkta kaçakçılar vardı.
There's no custom house now, there're no smugglers.
Artık bir gümrük binası yok dolayısıyla kaçakçılar da yok.
I love pirates and smugglers.
- Etraf kaçakçı Motorlarıyla dolu.
To seize information on smugglers'routes.
Kaçakçılarının güzergahları hakkında bilgi sızdıracaktım...
Aren't you commision trader for smugglers?
Kaçakçılara komisyonculuk yaptığında mı yalan?
You'll tell us smugglers'places that you know.
Bildiğin kaçakçıların yerini bize söyleyeceksin Ramazan Efendi.
That must be the Gendarme and the smugglers.
Kaçakçılarla Jandarma çarpışıyor galiba?
We will tell them that we've been attacked and robbed by the smugglers.
Onlara kaçakçılar tarafından saldırıya uğradığımızı ve soyulduğumuzu söyleyeceğiz.
God had delivered me into the hands of two smugglers, who breathed life back into me.
- Tanrı iki kaçakcının elinde tekrar yaşama şansı verdi
we uncovered diamond smugglers and how Rosa Catena died.
elmas kaçakçılarını ortaya çıkardık Rosa Catena'nın nasıl öldüğünü de.
It could be smugglers, or pirates, or...
Kaçakçılar veya korsanlar olabilir. Belki de...
It could be smugglers, or pirates, or...
Kaçakçılar, ya da korsanlar olabilir ya da...
I'd say red hot potatoes for small time smugglers on the run like us.
Bizim gibi kaçmakta olan kaçakçılar için çok çetin ceviz olduğunu demeliyim.
– It could be smugglers, it could be — – That is the system.
– Kaçakçılar... – Oradalar.
Now working for Greek smugglers.
Şimdi Yunan kaçakçılarına çalışıyor.
I'm preparing a novel about Greek smugglers.
Yunan kaçakçıları hakkında bir kitap yazıyorum.
- How would I know any smugglers?
- Ben nasıl kaçakçı tanıyabilirim ki?
An old smugglers'trick.
Eski bir numara. Kristatos bunların hepsini bilir.
We must set up a customs control of the mind for culture smugglers to stop foreign elements poisoning German literature and theater.
Alman edebiyatını ve tiyatrosunu zehirleyen yabancı unsurları durdurmalı, kültür kaçakçılığına karşı bir gümrük kontrolü oluşturmalıyız.
The Ghetto survived because smugglers were everywhere.
O "Ghetto" kurtuldu. İLKBAHAR 1941 Çünkü her yerde kaçakçıları vardı
- Smugglers just like me. - You?
- Onlar da benim gibi kaçakçı yalnızca.
In the Ghetto, an elite group of dealers, spies and smugglers would meet at the Cafe Sztuka.
Getto'da elit bir satıcı gurubu... Casus ve Kaçakçılar, Café Sztuka'da buluştular!
I don't need all that jazz about smugglers and pirates.
Hiç de korsan masalı dinleyecek havada değilim.
You're dealing with international gun smugglers.
Uluslararası silah kaçakçılarıyla sidik yarıştırıyorsun.
To get away from the shacks and the Lemon Market... with the hookers, the pimps, the smugglers... the junkies and all those singers with husky voices!
Gecekondulardan, Limoncular mahallesinden gidelim orospularla, pezevenklerle kaçakçılarla... Takkecilerle, kısık sesli şarkıcılara!
Behold the shacks, and the cafes with their dope... and the hookers with their pimps and the smugglers...
İşte gecekondular, işte kahvehaneler. Orospularla, pezevenklerle kaçakçılarla...
Honest, patriotic Christians don't become drug smugglers.
Dürüst ve vatansever Hıristiyanlar uyuşturucu kaçakçısı olmazlar.
The dude is known as the Tintoretto of smugglers.
Adam kaçakçıların Tintoretto'su olarak bilinir.
Because your inn is the local headquarters for smugglers!
Çünkü otelin kaçakçıların merkezi!
All the victims are smugglers... moving large loads into Southeast Florida.
Tüm kurbanlar güneydoğu Florida'ya... büyük miktarda mal getiren kaçakçılar.
You hit Cartagena like two legit smugglers.
Siz iki kaçakçı kılığında Kartagena'ya gideceksiniz.
Thieves, criminals, smugglers.
Neymişiz biz?
It is the band of smugglers the hostel in Jamaica.
Jamaika Hanı'ndaki kaçakçılardan biri...
We surprised a band of smugglers.
Bir soyguncu takımı bizi saşırttı. Çok kötü.