English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Sniffles

Sniffles traduction Turc

512 traduction parallèle
If he catches cold or sniffles just once... I'll have you hung by the ears!
Eğer soğuk algınlığına yakalanır, ya da burnunu bir kere bile çekerse hepinizi kulaklarından astırırım!
The girls have their history and Raynald is about to retire into a corner with his alphabet and his sniffles.
Kızlar tarih dersi görecek ve Raynald alfabesiyle köşeye çekilmiş burnunu çekiyor.
Sniffles?
Burnunu mu çekiyor?
How did you get the sniffles?
Burnun ne zamandır akıyor?
- Tell me, please about these sniffles.
- Söyler misiniz, lütfen şu burun çekme olayı.
[Sniffles] You promised me... a pin for me hat.
[Burnunu Çeker] Bana söz verdin şapkama bir iğne.
[Sniffles]
[Burun Çeker]
♪ I should have known ♪ There'd be a price to pay someday [sniffles] ♪ Someday
Tahmin etmem gerekirdi bedel ödeyeceğim bir gün geleceğini.
Oh, she woke up this morning with the sniffles... and she told me her colds always get much worse before they get better... so I just let her -
- Nezle olmuş. Bana çok zor iyileştiğini söyledi.
Oh, Ray, darling [Sniffles] Hmm
Oh, Ray, sevgilim.
Uh, I- - [Sniffles]
- Oh,...
[Sniffles] About 9 : 30.
- 9 : 30 gibi.
Despite an attack of the sniffles and the handicap of a mane of unruly air composed a laudatory epic : Hanbury Dapplenag!
Ortalıkta dolaşan nezle salgınına ve kötü hava koşullarına rağmen övgü dolu bir destan kaleme alan Hanbury Dapplenag!
A MAN GETS THE SNIFFLES AND HAS TO STAY IN BED FOR A WEEK.
Ama adamın bir burnu aksın, bir hafta yataktan çıkmaz.
Oh, Dorothy, I love you so. [Sniffles]
Dorothy, seni o kadar çok seviyorum ki.
( sniffles ) Boy, you are not seeing who you really are, Kate.
Sen gerçekte kim olduğunu göremiyorsun, Kate.
[Sniffles] Aw, well, go ahead. - You love him more. - No, you do.
Hey Homer, bu parti hariç hiç görmediğim uzaktan akrabalarım var.
But if I get the sniffles, you better be there.
Ama burnum akmaya başlarsa, yanımda olsan iyi olur.
You don't wanna get the sniffles.
nezle olmak istemezsiniz.
His disappearance has implications that go so far beyond national security the Cold War seems like a case of the sniffles.
Onun kayboluşu Ulusal Güvenlik sınırlarını öylesine aşıyor ki, soğuk savaş bile bunun yanında önemsiz kalır.
Ben is normal healthy child, and if he even sniffles it's the end of the fucking world.
Ben sağlıklı normal bir çocuk ama burnunu bile çekse bu dünyanın sonu gibi oluyor.
[Sniffles] Whatever.
Ne istersen.
( SNIFFLES ) Honey, you were in a car accident, but you're okay.
Tatlım, araba kazası geçirdim, ama iyiysim.
If you've got the sniffles, then you've got the sniffles.
Eğer burnunu çekiyorsan, burnunu çekiyorsundur.
I  s probably just the sniffles. Tha  s all.
Muhtemelen sadece üşütmüşsündür, o kadar.
U.S. Government health officials claim there's nothing strange... in their decision to quarantine a small east Texas town... where a new strain of wha  s believed to be swine flu... has got half the population in bed... and the other half down with the sniffles.
Sağlık bakanlığı yetkilileri, Teksas'ta küçük bir kasabayı... karantinaya almalarında garip bir durum olmadığını bildirdi. İddialarına göre, kasaba nüfusunun yarısı... yeni bir tür grip yüzünden yatakta... diğer yarısı da hastalığı ayakta geçiriyor.
I've got the sniffles this morning!
Bu sabah öksürük nöbeti geçirdim!
[Sniffles] You know how when we...
Bilirsin biz nasıl...
[Sniffles] I drink a quart a day.
Günde 1 lt içtim.
[Sniffles] lt's vodka, so you couldn't smell it.
Votkaydı sende kokusunu alamadın.
[Sniffles] I love you so much.
Seni çok seviyorum.
[Sniffles] Excuse me.
Gözüme bir şey kaçtı.
I'd love to, but I've got sniffles in 7 and bed-wetting in 6.
Çok isterdim, ama 7'de nezle, 6'da yatak ıslatma var.
[Sniffles] Poor Centipede.
Zavallı Kırkayak.
I ain't a case of the sniffles, dummy.
Ben nezle değilim, kukla.
They've got the same fever, same sniffles, same crumminess.
Ateşleri, burun çekmeleri her şeyleri aynı.
Oh, Mother. [Sniffles]
Anne.
[Sniffles] A novelty comb.
Dev bir tarak.
[Sniffles] It's so beautiful.
Bu çok güzel.
Smithers - [Sniffles] You think maybe my power plant killed those ducks?
Smithers sence bu ördeklerin ölümüne benim santralim mi neden oldu?
- I'm Lisa Simpson. - [Sniffles, Sobs]
Ben Lisa Simpson.
In the news, even as claims of chronic cubicle syndrome continue to rise, as every drone with the sniffles is convinced he has it, the sales of Shockpants are soaring, thanks to new corporate dress codes that make them mandatory.
KKS iddaları artmaya devam ederken, her nezlesi olan salak KKS olduğuna inanıyorken, şirketlerdeki yeni kıyafet kurallarının giyilmesini mecburi kıldığı şokpantolonları satışları yükselişe geçiyor,.
All the things you said, I'd give'em back in one minute. [Sniffles] - If this wasn't happening to you...
Eğer ölmeyeceksen, bütün söylediklerinden bir nefeste bir nefeste vazgeçebilirim.
[Sniffles] I'm sorry.
Özür dilerim.
[Sniffles] You had me at "hello,"
Sana da "Merhaba".
Oh, honey, your big brown eyes getting watery, the little sniffles, you were so precious.
Oh, tatlım büyük kahverengi gözlerin sulandı ve biraz içini çektin. Kendini çok kastın.
- You want to tell me about it? - ( Sniffles )
- Konuşmak ister misin?
[Sighs, Sniffles] HILLARY, YOU SHOULD KNOW THIS ONE. COME ON.
HILLARY sen olsan bilirdin.
[Sniffles, Sobs] " Memorandum to Mrs. Bouvier.
"Bayan Bouvier'a bildiri." " Cevap :
( sniffles ) SO WHAT ARE YOU GONNA DO?
Peki şimdi ne yapacaksın?
[Sniffles] Excellent.
Mükemmel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]