So i'm here traduction Turc
9,326 traduction parallèle
I am so lost here.
Aklım karıştı.
I'm not going anywhere until you do, so I can hang out here and create a scene, or you can give me five minutes at the bar next or.
- Sen gidene kadar kıpırdamıyorum o yüzden burada takılıp olay çıkarabilirim ya da yandaki barda beş dakika ayırırsın.
I'm so glad you're here.
Burada olmana çok sevindim.
You wanted to do something as a couple, so here I am.
Çift olarak bir şey yapmak istedin, ben de buradayım.
I just remembered because it was so strange. A beautiful woman coming here, asking me to look at pictures.
Hatırladım çünkü güzel bir bayanın buraya gelip resimlere bakmamı söylemesi çok tuhaftı
- So, why am I here?
Neden buradayım?
That's why I'm bringing her here face-to-face... so I can look her in the eye and find out.
Yüz yüze. Gözlerinin içine bakıp öğrenmek için.
See, I'm not the one with the problem here, so if we really want to talk, we can talk.
Burada problemi olan kişi ben değilim. O yüzden gerçekten konuşacaksak konuşabiliriz.
- Come here. And I'm just so sorry.
- Ben çok üzgünüm.
I came here to help you. No, the Miranda warning is just a formality so that we don't get in trouble in court again.
Hayır, Miranda uyarısı, mahkemede başımız tekrar derde girmesin diye bir formalite sadece.
I'm gonna go get her ready, so just wait here.
Ben onu hazırlayayım siz bekleyin burada.
We heard rumor of magic in these lands, so I landed here in the hopes I could finally complete my sword.
Bu diyarlarda sihir olduğunu duyduk o yüzden sonunda kılıcımı tamamlayabilme umutlarıyla buraya geldim.
But I withdrew my missing-persons report, so why did you call me down here?
Kayıp ihbarımı geri çekmiştim, neden beni buraya çağırdınız?
Aw, I'm so happy you're here.
Burada olduğun için çok mutluyum.
So if that's the only thing you came in here for, I would like to close my deal now.
Buraya yalnızca bunu söylemek için geldiysen eğer telefonda yarım kalan işi bitirmek istiyorum.
Oh. I'm so glad you're here tonight.
Bugün burada olmaktan çok mutluyum.
I wanted to thank you for letting me live here all this time, so I'm treating the family to a vacation!
Bütün bu süre boyunca, burada kalmama izin verdiğiniz için teşekkür etmek istedim. - Bütün aileyi tatile götürüyorum.
So here I am.
İşte buradayım.
So, what, y-y-you trying to sit here and tell me that [belches] I-if - - if there's a video online with someone getting decapitated, - You don't click on it? - No!
Ne yani, burada oturmuş, bana internette bir kafa kesme videosu gördüğünde tıklamadığını mı söylüyorsun?
And Kevin is in the bathroom and I'm standing right here, so as you can see we're clearly two different people :
Kevin tuvalette ama ben burada duruyorum. Yani gördüğün gibi iki farklı kişiyiz.
- So I'm here. - Okay.
- Yanındayım.
So I told Mr. Peanutbutter I'd drive him here, and next thing I know, I'm an Associate Producer.
Mr. Peanutbutter'a arabayı ben kullanırım dedim ve bir de baktım yardımcı yapımcı olmuşum.
Listen, I know this sounds crazy, but I think maybe you should get back here - so you can help me find the batteries.
Kulağa çılgınca geldiğinin farkındayım ama pilleri bulmama yardım etmek için geri dönmelisin.
Ahh, I'm so glad you like it. We hope you enjoy living here for a long, long time.
Umarım burada çok uzun Bir süre yaşamaktan hoşlanırsın
I'm here to kill you, Flash, so get ready to fry.
Buraya seni öldürmeye geldim, Flash, kızarmaya hazır ol.
- If I'm so safe here then how did Billy find me?
Burada o kadar güvende olacaksam nasıl oldu da Billy beni buldu?
So if your mattress isn't here, I'm afraid it's gone. Hey, I bet that's it.
Yani yatağın burada değilse, maalesef onu bulamazsın.
Yeah, Lois and I dragged it out here last night for a little hump sesh, so I figured I'd let it dry.
Evet, dün akşam Lois ile üzerinde oynaşmak için o'nu buraya çıkardık. Ben de kurusun diye burada bırakayım dedim. - "Kanepe."
You know, I thought I would be spending my first few days here with my head buried in paperwork, but so much for that. Um...
Biliyor musunuz, başladığım ilk bir kaç gün, kafamı evrak işlerinden kaldıramayacağımı düşünüyordum, ama çok daha fazlası oldu.
So... here I am.
İşte buradayım.
Well, why would I want to go to some stupid Halloween party like a normal student, maybe meet a nice guy or not so nice guy, have a fun, drunk Halloween hookup when I can be here, struggling to raise the dead?
Neden normal bir öğrenci gibi saçma bir cadılar bayramı partisine gidip iyi biriyle ya da iyi olmayan biriyle tanışıp eğlenip sarhoş bir cadılar bayramı takılması yapayım ki burada olup ölüyü diriltmeye çalışmak varken.
I'm so happy just lying here and doing nothing, just listening to you breathe.
Hayır. Burada öylece uzanıp hiçbir şey yapmayıp nefes almanı dinleyerek çok mutluyum.
Lily Salvatore is having some peace party mixer which'll probably result in half of my friends nearly dying if I don't attend, so get here now, preferably before someone asks Jo to perform surgery, ok?
Lily Salvatore bazı barış parti mikser yaşıyor Muhtemelen benim arkadaşlarım yarısında neden which'll Ben katılmak yoksa neredeyse ölüyor Yüzden tercihen birisi önce, şimdi burada olsun Tamam, ameliyatı gerçekleştirmek için Jo sorar?
So here's what I'm thinking.
Şunu düşünüyorum.
I heard a rumor these men train here hoping to be made into vampires, so I'm going to Grant them their wish.
Burada spor yapan erkeklerin vampire dönüştürülmeyi umduklarını duydum, bu yüzden dileklerini yerine getireceğin.
So what are you suggesting here, Marcel, I simply hand over this wretched fiend and stand idly by as you set him free?
Peki ne öneriyorsun Marcel, bu sefil iblisi öylece teslim edeyim ve arkasından boş boş bakayım mı?
Here's my problem... I don't have the $ 800 that it would take for me to get my car out of your tow yard, so...
Şorun şu, arabayı çekildiği yerden çıkarmam için gereken 800 dolarım yok, yani...
Okay, so they were cool with me coming out here for a couple of weeks, right, to meet Rita and to meet you, but, you know, they, like we talked about, you know, I, you know, kind of decided that I want to stay for longer, and when I was talking to them on the phone the other day, maybe, I don't know,
Tamam, birkaç haftalığına benim için buraya gelmeleri güzel, değil mi Rita ve seninle tanışırlar fakat onlarla hakkında konuşacağımız şeyler de olur sen bilirsin bunları....... uzun süre kalma kararını da vermiş olurum ve geçen gün onlarla telefonda konuştum, belki, bilemiyorum.
You're upset. I am going to text Ryan and ask him to come here so we can all chat, ok?
Ryan'a mesaj atıp çağırayım ve hep beraber konuşalım olur mu?
So, Thor, I have the files here, actually, of the people that I think helped precipitate the banking collapse in the United States.
Thor, sana bazı dosyalar getirdim. Amerika'daki bankaların batmasına zemin hazırladığına inandığım kişilerin dosyaları.
I'm here to give you this. How'd you get that done so fast?
Bunu vermeye geldim.
Oh, Belle, I'm so glad you're here.
Belle, gelmene o kadar sevindim ki.
Speaking of which, I know you saw me hide this just now, so there's no point in me keeping it down here any longer.
Yeri gelmişken, bunu sakladığımı gördüğünü biliyorum o yüzden bunu aşağıda tutmanın bir manası yok.
I'm so glad Robert has some help here.
Robert'a yardım eden birinin olması çok güzel.
Okay, uh... my brother thought that I should make another video, so here goes.
Ağabeyim yeni bir video çekmem gerektiğini söylemişti. Hadi bakalım.
So I've been soaking this rag in Murphy blood and letting Greg here suck on it.
Ben de bu bezi Murphy'nin kanına buladım ve Greg'e verdim.
Just so you know, based on when I was dating him, that could mean anything from "he'll be here soon"
Ben onunla çıkarken onun "birazdan oradayım" lafını hiç takmazdım.
Let's just do this while I'm still here to enjoy it. " And, besides, this is a... a terrific opportunity to bring my busy family together with everyone's lives moving so fast.
Ben hala burdayken tadını çıkarmak için şunu yapalım. " Ve ayrıca yoğun ailemi herkesin çok hızlı sürüp giden hayatlarıyla birleştirmek için müthiş bir fırsat.
I'm here to let you know what your options are so that, uh, you have all the information you need to make the best decision for Bryn.
Seçeneklerinizi söylemek için geldim. Gereken bütün bilgileri aldığınızdan emin olmak istiyorum. Böylece Bryn için en iyi kararı verebilirsiniz.
I'm so excited you're here.
Burada olduğun için çok heyecanlıyım.
You know what? Um, I think we're done here, and I think it's time for Hewitt and I to go on our honeymoon, so...
Sanırım burada işimiz bitti ve zannedersem Hewitt ile beraber balayına gitmemiz lazım.
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm thinking 45
so i'm asking you 38
so i'm gonna 31
so i'm just 22
so i'm gonna ask you again 17
so i'm just gonna say it 18
so i'm telling you 18
so i'm just gonna 18
i'm here 4719
i'm here for you 373
so i'm asking you 38
so i'm gonna 31
so i'm just 22
so i'm gonna ask you again 17
so i'm just gonna say it 18
so i'm telling you 18
so i'm just gonna 18
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here now 349
i'm here to save you 34
i'm here with you 65
i'm here on business 49
i'm here to rescue you 19
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here now 349
i'm here to save you 34
i'm here with you 65
i'm here on business 49
i'm here to rescue you 19