So quickly traduction Turc
2,339 traduction parallèle
Who asked you to eat it up so quickly?
Kim bu kadar çabuk ye dedi sana?
How come you get nervous so quickly?
Nasıl da hemen gerginleştin böyle?
It must have been built so quickly, they say, because it was intended to be the tomb of Cheops.
Bu kadar hızlı inşa edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Çünkü Keops'un mezarı olarak inşa ediliyordu.
How did you do this so quickly? !
Nasıl bu kadar çabuk yapabildin?
We couldn't have gone back 200 years so quickly...
200 yıl geriye gitmiş olamayız.
And you prepared this so quickly.
Üstelik çok çabuk yaptın.
How did you find out so quickly?
Hemen de tanıdın!
My mom and sister thought I'd be meeting you there, so they got rid of it, without knowing that you'd bring Tae Seong oppa back so quickly.
Annem ve ablam, seninle orada buluşacağımızı düşünüp orayı bozdular. Tae Seong oppa'yı bu kadar çabuk geri döndürebileceğini tahmin etmediler.
And I've never seen him take to anyone so quickly.
Daha önce kimseyi bu kadar çabuk benimsediğini görmemiştim.
I would've have guessed we'd need to employ our new cover so quickly.
Göstermelik öyküyü bu kadar çabuk kullanacağımızı hiç düşünmemiştim.
But h-how did it happen so quickly?
Ama nasıl bu kadar hızlı oldu?
It's all just happening so quickly.
Her şey çok hızlı old...
Things just got out of hand so quickly...
Olaylar çok çabuk ilerledi ve...
Start Antonia and will do so quickly.
Antonia başla ve çabucak yapın.
They breed so quickly.
Çok hızlı ürerler.
Pina left us so quickly, so surprisingly.
Pina, sürpriz bir şekilde bizi çok erken terk etti.
How do you get my battleship so quickly?
Nasıl gemimi bu kadar çabuk batırabildin?
What'd you say to him anyway to make him back off so quickly?
Onu geri döndürecek ne söyledin merak ettim.
Sweetie, don't judge us so quickly, all right?
Tatlım bizi hemen yargılama olur mu?
Yeah, that rubbish breaks so quickly.
Evet, o zırvalar çok çabuk kırlıyor.
Don't expect it to happen so quickly. It's like meditating.
Meditasyon gibi düşün.
I appreciate you looking this over so quickly.
Bu kadar çabuk bitirdiğiniz için müteşekkirim.
Thank you for getting here so quickly.
Bu kadar çabuk geldiğin için sağol.
Thanks for coming so quickly.
Bu kadar kısa zamanda geldiğin için sağ ol.
Sometimes so quickly you don't even notice it.
Bazen zaman çok hızlı geçiyor, sen hiç fark etmeden.
I wanted to tell you this earlier at the office, but you ran out so quickly.
Sana bunu ofiste söylemek istemiştim, .. ama çabucak çıkıp gittin.
Thank you for helping us so quickly.
Bu kadar çabuk yardımcı olduğunuz için teşekkürler.
Time goes by so quickly.
Zaman çok çabuk geçiyor.
It's funny how your colleagues gave you up so quickly.
Çok komik, arkadaşlarınız nasılda çok çabuk sizden vazgeçti.
Do you want to tell me why he moved out so quickly?
Onun neden bu kadar çabuk taşındığını bana söylemek ister misin?
Don't talk so quickly, sweetie,
Çok hızlı konuşma, tatlım,
So quickly, in one morning?
Böyle çabucak, bir celsede mi?
How did you put this together so quickly?
Bunları nasıl bu kadar çabuk toparlayabildin?
I've never seen anything transform an entire host cell so quickly.
Hücrelerin bütününe bu kadar hızla dağılan başka birşey görmemiştim.
Thanks for coming in so quickly.
Bu kadar çabuk geldiğin için teşekkürler.
This isn't it, so answer quickly.
Böyle olmamalı, çabuk cevap ver.
They move very, very quickly, and so you need a very large amount of detector in order to be able to map the path of these particles very precisely.
Bu dedektörler bu kadar büyük çünkü, çok yüksek miktarlarda tarama çözünürlüğü gerekiyor.
in about 10,000 years... and it was hot. Because there was so much material, it came together quickly...
Buradaki çok fazla malzeme sayesinde çok hızlı oluştu.
So you must quickly recover. To identify the criminal that tried to kill you.
O yüzden bir an evvel iyileşmelisin seni öldürmeye çalışan suçluyu yakalamak için.
He might be having holes inside his stomach, if not. So, you have to decide it quickly!
Bir takım komplikasyonlar gelişebilir, bu yüzden çabuk karar verin.
We have to eat dinner soon, so please finish it quickly.
Birazdan akşam yemeği yiyeceğiz. Bu yüzden lütfen çabuk bitir.
I don't care even if you laugh like an idiot, and I don't care even if you can't recognize me, so... come back quickly.
Aptallar gibi gülsen de umurumda değil....... ve beni tanımasan da sorun değil hemen geri dön.
First, I can sharpen the pencil quickly and accurate so it's convenient.
Birincisi ; kalemleri çabucak, keskin ve çok kullanışlı bir şekilde açabiliyorum.
Anyhow, others will eventually find out so just quickly say it.
Her neyse, neticede herkes öğrenecek. Bu yüzden söyle.
We do but we have a time issue so, uh, we would have to... get an answer from you pretty quickly.
Biliyoruz ancak bir zaman sorunumuz var, bu yüzden senden oldukça çabuk cevap almamız gerekiyor.
Quietly, take it quickly so no one sees us.
Sessizce, hemen al ki, kimse görmesin.
Or if thou think'st I am too quickly won, I'll frown and be perverse an say thee nay. So thou wilt woo.
Kolayca elde edilmiş sanıyorsan beni eğer, çatayım kaşlarımı, naz yapıp "hayır" diyeyim sana ta ki sen kapanasın ayaklarıma.
Why do you go to this place of--of violence so quickly?
Onlara hep böyle derdi.
So it will probably move quickly.
Yani NOK hızlı git olacak.
Thank you for coming so quickly to an important event.
Siz müşterimle tanıştırıcam ona Prens demenizi istiyor
Prepare quickly and the So...
Hazırlaması kolay...