So what's happening traduction Turc
347 traduction parallèle
So this is what's been happening during my illness.
Demek ben hastayken olanlar bunlardı.
He can't believe what's happening to him so he tries to convince himself that it isn't, not really.
Kendi başına gelene inanamıyor dolayısıyla kendini bunun gerçek olmadığına ikan etmeye çalışıyor
So what's happening?
Hangi konuda?
it seems that there's some mistake, because I have come here under the assumption that we were to have a date tonight, and, uh, it seems that Miss Bishop knows nothing about it... and so I would like to find out what's happening here.
Öyle görünüyor ki, burada bir hata var, çünkü ben buraya randevumuz olduğunu düşündüğüm için geldim ama görünüyor ki Bayan Bishop bu konuda hiçbir şey bilmiyor. Neler olduğunu öğrenmeye çalışıyorum.
So, tell us Anne, what's happening at St Mary's?
Ee, söylesene Anne, St. Mary'de neler oluyor?
for their radicalism they must also turn their trial into an act of resistance a continuation of what's happening in colleges... high schools... and factories... against the cops... and it's not so simple...
Davalarını aynı şekilde bir tür direniş eylemine dönüştürmeliler. Üniversitelerde, liselerde ve fabrikalarda polis karşıtı olayların bir devamı ve bu o kadar kolay değil.
All right, so what's happening?
Eee, ne haber var?
So what's happening in the trade?
Ee, işler ne alemde?
It was about 5am our time, I suppose about midnight his time, to ask what was happening - was the government still in office and what was going on, and so forth.
Orada gece yarısı olduğunu tahmin ediyorum. - ne olduğunu sormak içindi, hükümet hala ofiste mi, ve neler oluyor falan.
It was extremely exciting, but some of the political leaders, because they were so involved in their own pursuits, didn't appreciate what was happening.
Bu oldukça heyecan vericiydi, fakat bazı politik liderler, kendi davalarına fazlasıyla odaklanmış olduklarından dolayı, neler olduğunu kavrayamadılar.
So you've got to be careful, before you even have a chance to know what's happening to you.
Bu yüzden dikkatli olmalısın. Başına gelenleri anlamaya fırsatın bile olmaz.
Hey, so, what's happening, unc?
Neler oluyor, Amca?
So, what's happening, partner?
Neler oluyor ortak?
God, what's happening to us is going to be so beautiful.
Tanrım bize ne oluyor harika olacak.
So, you have to stay separate from what's happening... and you have to be somewhere else.
Bu yüzden olanların dışında kalmalısın... ve başka bir yerde olmalısın.
So, what's happening?
Söyle bakalım neler oluyor?
So what's happening?
Neler oldu acaba?
So I go over to see what's happening.
Ben de neler olduğunu merak ettim.
I'll buy you a radio, so you'll know what's happening outside.
Sana bir radyo alacağım, böylece dışarda neler oluyor bilirsin.
So what's happening at the kasbah this week?
Hoşçakal. Peki, bu hafta neler oluyor dostum?
So I don't know what's happening.
Ne olduğunu bilmiyorum.
- So what's happening?
- Evet şimdi ne olacak?
- So what's happening?
- Neler oluyor?
So, what's happening with you?
Peki sana neler oluyor?
- So what's happening?
- Olay nedir?
So the animals know what's happening to them?
Yani hayvanlar başlarına gelenin farkındalar mı?
So, what's happening, boys?
Nasıl gidiyor çocuklar?
You know what's happening here, you're both so excited to see each other that you're getting all tensed up here.
Beni dinleyin. Ne olduğunu anlamıyor musunuz? Birbirinizi gördüğünüz için ikiniz de öyle heyecanlandınız ki sinirleriniz gerildi.
If Bastian's so clever, why can't he see what's happening?
Eğer Bastian o kadar akıllıysa, neden neler olduğunu göremiyor?
So, what's happening with your apartment?
Peki dairenize ne olacak?
So what's happening here?
O hâlde burada olan ne?
And what's happening is that the brain doesn't know which of two models to use, and so it chooses them alternately.
Ve burada olan beynin iki modelden hangisini kullanacağını bilememesi ve değişimli olarak ikisi arasında seçim yapmasıdır.
So on the one hand, when you poke your eye, the world appears to move as though there's an earthquake, on the other hand, when you voluntarily wiggle your eyes about like that, although the same thing's happening on the retina, what you see is a perfectly steady world.
Bir yandan gözünüzü dürtüklediğinizde dünya yer sarsıntısıyla hareket ediyormuş gibi görünecek diğer yandan, gözlerinizi şu şekilde kıpırdattığınızda ağtabakada aynı şey olmasına rağmen gördüğünüz tamamen sabit bir dünyadır.
So we know what's happening. Look, when it goes down, I can talk to the DA.
Anlattığın takdirde, savcıyla konuşabilirim.
That's all they want - for the United Nations to care about what is happening here. The emotion here last night was so strong that we, all three of us, felt we should be able to reach out into the warm night air and touch it.
İnsanların hayatta... kalabilmek için kendilerini kiralamaya zorlandıklarını düşünüyorum.
I remember because I gripped his hand... watching you grip your camera so tightly, like you knew what was happening behind you. Did you know?
hatırlıyorum çünkü ben de onun elini tuttum... kameranı sıkıca kavramanı izledim, sanki arkanda neler olup bittiğini biliyormuşsun gibi... biliyor muydun?
So, what's happening with Sharpe?
Sharpe ile nasıl gidiyor?
Here's what's happening so far.
Şimdiye kadar ne oluyor.
So, what's happening with Dummy?
Bilmem.
However, there's nothing to disprove what you're saying, so it's possible something is happening to you.
Ancak söylediğinizi çürütecek hiçbir kanıt yok. Yani gerçekten de size bir şey oluyor olabilir.
- So, ah... what's happening?
- Öyleyse, ne oluyor?
And what's so cool is that this whole evening... all our time together, shouldn't officially be happening.
Ve asıl harika olan bütün bu gecenin.. .. beraber geçirdiğimiz zamanın resmi olarak olmadığı.
So, tell me... what's been happening with George... and Katherine?
Söyle, George ve Katherine'e ne oluyor?
What's happening? So, what kind of music do you like?
Ne tür müzik seversin?
But then, so is what's happening to you.
Ama sonra, size olan şeyleri bir bakın lütfen.
So, what's happening?
Peki ne oluyor?
So you think Big Blue is responsible for what's been happening? Don't you?
Yani sen olanlardan Büyük Mavi'nin mi sorumlu olduğunu düşünüyorsun?
- So what! Call her! She should also know what's happening in this house!
Bu evde ne olduğunu bilecek!
So tell me more about what's happening to you.
Sana ne olduğu hakkında, daha fazlasını anlat.
I would like to sit down with Mr Pintero in private... so he and I can discuss what's happening to me.
Bay Pintero ile özel görüşmek istiyorum... böylece bana olanları konuşabiliriz.
So let's say in four minutes time, after you turn that tape on... regardless of what's happening, you get out that door.
Bu nedenle kayda başladıktan 4 dakika sonra... ne olursa olsun, o kapıdan çıkıp gitmelisin.
so what's up 178
so what's your name 48
so what's stopping you 17
so what's going on 151
so what's your deal 18
so what's new 30
so what's the point 40
so what's on your mind 21
so what's the problem 185
so what's it gonna be 77
so what's your name 48
so what's stopping you 17
so what's going on 151
so what's your deal 18
so what's new 30
so what's the point 40
so what's on your mind 21
so what's the problem 185
so what's it gonna be 77