Solidarity traduction Turc
549 traduction parallèle
Solidarity.
Dayanışma.
The miners solidarity has prevented the eviction at least for the moment.
Madencilerin dayanışması, en azından o anlığına tahliyeyi engelledi.
He was the one who carried the word of God, farmers organized into cooperatives, introducing solidarity.
Tanrı'nın sözünü taşıyan birisiydi, çiftçileri kooperatiflerde organize etti, beraberlik için.
This selflessness, this unity, this solidarity.
Şu fedakârlığı, dayanışmayı, birlik beraberliği.
Maybe so, but you can't talk away the people's solidarity!
Belki ama insanların dayanışmasından söz edemiyorsunuz.
It gives one a feeling of solidarity, almost of continuity with the past, that sort of thing.
Bu insanda dayanışma duygusu uyandırıyor, geleneklerin devamlılığı hissini.
You, the railway workers, are a tight union... and if we all go on strike, solidarity increases.
Niçin geliyorlar? Siz demiryolu işçileri sendikal olarak güçlü durumdasınız,... hep birlikte greve gidersek birlik beraberlik dalga dalga yayılır.
It is an act of solidarity for a dead man.
Ölen bir adam için dayanışma gösteriyoruz sadece.
Leon Blum, president of the French Council, socialist in solidarity with the Spanish Republic, must sacrifice everything for civil peace in France.
Sosyalist İspanya ile dayanışma içinde olan Fransız meclis başkanı, Leon Blum Fransa'daki sivil barış için elinden geleni yapmak zorundaydı.
We are noting, monsieur from University your solidarity with the accused.
- Sizin suçluya sempatiniz olduğunu fark ettik,
... and the solidarity of all men of science...
... ve bu da, bilim adamlarının dayanışmasıyla olacak.
You shared soup with the crowd and therefore exhibited solidarity with the events organized by the Nazi party and governments.
Çorbanı yiyorsun böylece Nazi partisine ve Hitler'in kararlarına bağlılığını göstermiş oluyorsun.
For the sake of solidarity.
Birlik bunu istiyor.
He finishes the mug and wipes his mouth with the back of his hand, just like the rest of common folk to show again solidarity with people.
Aynı halk gibi dudaklar siliniyor. Böylece halkın yanında olduğu vurgulanıyor.
And here is real solidarity
İşte gerçek bir beraberlik.
And here is another exhibition of solidarity, this time - on the basis of Autobahns, or highways.
Burada otoban yapımında beraberlik vurgulanıyor.
Come, you needn't feel any solidarity with the French.
Gel, Fransızlarla dayanışma içinde olman gerekmiyor.
Solidarity? Just say it, you idiot.
Dayanışma mı?
Solidarity... yes, solidarity.
Dayanışma. Evet, dayanışmamız.
And therefore allow me on your behalf to hand over to Mr. Havelka, with whom we sympathize, this beautiful expression of our solidarity.
Bu nedenle müsaadenizle, sizin adınıza sevgili bay Havelka'ya, dayanışmamızın bu güzel....... ifadesini sunmak istiyorum.
Active solidarity with the peoples that have been attacked!
SALDIRIYA UĞRAMIŞ HALKLA AKTİF DAYANIŞMA!
The failure in Argentina of the parties of the left and the supposedly popular parties made it possible for the trade unions to replace what they had not known in solidarity for the great mass of the workers.
Arjantin'deki sol ve sözde halkçı partilerin başarısızlığı sendikaların geniş işçi kesimleriyle dayanışmasını olanaklı kıldı.
I personally constituted the strike pickets who circulated in the factory and in the district whose solidarity was always given to us we feared that the police would drive us out
Kişisel olarak grev gözcülerinin fabrikada ve çevrede dolaşmasını sağladım. Çevredekiler bize hep destek olmuştu. Polisin bizi dışarı çıkaracağından korktuk.
He'll do his part for a bright new age of solidarity between Japan and Korea and will thus atone for his crimes.
R, Japonya ve Kore arasında yeni bir dayanışma çağının bir parçası olacak ve böylece günahlarının bedelini ödeyecekmiş.
Solidarity among parishioners doesn't amount to much.
Kilise cemaatinin sizi doğruladığından eminim. Ama, içlerinden çoğu, duymazdan gelir.
It just takes a little daring and solidarity.
Sadece biraz cesaret ve dayanışma gerektiriyor.
When two people face the world with unity and solidarity...
İki insan dünya ile yüz yüze kaldıklarında birlik ve dayanışmayı aksettirir.
I was saying, "solidarity with the masses"
"Kitlelerle dayanışma," diyecektim.
E the main idea it was that alone it would be possible if we created a nation with team spirit, with solidarity, and all making the same effort, instead of fighting due the small differences of opinion, to the external politics and the social politics, and there for ahead.
Fikirlerinin temelinde ise, bu durumdan çıkışın tek yolunun iç ve dış politikada farklı görüş ve hizipleşmeler yerine birlik ve dayanışma ruhu içinde hareket ederek taşın altına hep beraber elimizi koymak yatıyordu.
Show your solidarity by taking it with them.
Desteğinizi göstermek için siz de edin.
It's simply a question of solidarity.
Zaten bu bir dayanışma meselesi.
- Solidarity, brother.
- Dayanışma, kardeşim.
Solidarity, Reg.
Dayanışma, Reg.
Oh, this damn Chilean solidarity meeting.
Tamam, Şili ile ilgili şu boktan dayanışma töreni!
Increasing numbers of work crews joined the strike... and the solidarity among striking crews spread.
Çalışma ekipleri artan sayıda greve katıldı. Greve katılan grevciler arasında dayanışma arttı.
Maybe a solidarity strike.
Belki de bir dayanışma grevi.
It's not charity, it's our show of solidarity.
Sadaka değil, dayanışmamızın göstergesi.
For solidarity.
Dayanışma için.
Are you a member of Solidarity?
Dayanışma üyesi misiniz?
Solidarity caput!
Dayanışma gitti!
If that's Solidarity...
Eğer dayanışma buysa....
It's strong because the solidarity of ideas works.
Fikirlerin tutarlılıkları ile güçlüdür.
Thanks a lot. Talk about solidarity.
Sağol, çok yardımcı oldun.
But a subtle sign of solidarity.
Ama dayanışma lazım
" They trusted me though I hadn't been in Solidarity
" They trusted me though I hadn't been in Solidarity
Our solidarity was on religious and family grounds.
Dayanışmamız dini ve ailevi temellere dayanıyordu.
On Saturday, a march to show solidarity with American servicemen in Vietnam was held in New York City.
"Cumartesi günü, Vietnam'daki Amerikan askerleriyle.." "dayanışma yapmak için New York'ta bir yürüyüş yapıldı."
There's no more solidarity.
Artık dayanışma yok.
I just wanna give to Parador people my solidarity...
Parador halkına sadece birlik... ve beraberliğimi sunmak istiyordum.
We're gonna have a lot more revolutions where people get together, solidarity and that and...
Daha bir çok devrim olacak. İnsanlar el ele verdiğinde yani.
You rely too much on a nonexistent racial solidarity, Morales.
Olmayan hemşerilik bağlarına fazla güveniyorsun, Morales.