Sore throat traduction Turc
312 traduction parallèle
No thanks, English tobacco gives me a sore throat.
Hayır, teşekkürler. İngiliz tütünü gırtlağımı tırmalıyor.
My eldest had a sore throat and the youngest measles.
Benim büyüğün önce bademcikleri şişti, sonra da kızamık oldu.
She seems to have a sore throat.
- Boğazı ağrıyor galiba.
I have a sore throat.
Boğazım rahatsız.
Sore throat.
Boğazı ağrıyor.
She has a little sore throat.
Biraz boğazı ağrıyormuş.
She has a weak heart and the sore throat may indicate something more serious.
Zayıf bir kalbi var. ... ve o boğaz ağrısı da daha ciddi bir şeyin belirtisi olabilir.
Sore throat?
Boğaz ağrısı?
Do you have a sore throat?
Boğazın mı ağrıyor?
- Did he have a sore throat?
- Boğaz ağrısı mı?
I have a sore throat and asked him to ask you to look at it before you left,
Boğazım şişti gitmeden önce boğazıma bakmanızı söylemesini istedim.
No, just the sore throat,
Hayır, sadece boğazım şiş.
Your sore throat will be better soon.
Boğazının ağrısı hemen geçecektir.
I have a sore throat.
Boğazım yanıyor.
Will have to forgive me. The sheep has... sore throat.
Bana bir dakika izin verin.Koyunun... bademcikleri şişmiş.
Karin has the day off from school and Eva has a sore throat.
Karin'in bu gün okulu yok. Eva'nın da biraz boğazı ağrıyordu.
It'll do that poor sore throat good.
Boğaz ağrını iyileştirecek.
He's got your horrid old sore throat now, hasn't he, poor creature?
Hayvancağız berbat boğazını düzeltti, değil mi?
They might have a nightmare and throw the covers off they could get a sore throat.
Belki kabus görmüşlerdir ve üstlerini açmışlardır boğazları ağrıyabilir.
I guess it's just a sore throat.
Sadece anjin yüzünden olmalı.
Do you think a sore throat could have such an after-effect?
Anjin o kadar tehlikeli mi?
A sore throat has nothing to do with it.
Anjinle ilgisi yok.
You know, the runny nose and the sore throat.
Burnum akıyor, boğazım ağrıyor.
- I've got a sore throat.
- Sakin olun.
I don't have a sore throat anymore.
Boğazım artık acımıyor.
But all I got is a sore throat'cause I smoked all your cigarettes.
Sadece boğazım ağrıyor çünkü sigaralarınızın hepsini içtim.
It seems you have a sore throat. Should i cancel the programme.
Boğazınız rahatsız gibi, isterseniz programı iptal edeyim.
"for a sore throat, take strepsil."
Boğaz ağrısı için bir Strepsil alın.
She has a sore throat.
Boğazı ağrıyordu.
I'm coming down with a sore throat.
Boğazım çok kötü şişti.
I had a sore throat.
Boğazım ağrıyodu.
Have you got anything for a sore throat?
Boğaz ağrısı için bir şey var mı?
Maybe he has a sore throat you can fix!
Belki boğazı da ağrıyordur!
... and Jason has a sore throat. Your graduation and no one was there.
Mezuniyet günündü ve kimse orada olamadı.
I came downstairs, and Mr. von Bulow said that Madame had a very sore throat, and I didn't have to do any work, and she was in bed all day.
Merdivenlerden aşağı indim. Ve Bay von Bulow bana dedi ki ; hanımefendinin boğazında çok derin bir acı var. Ve ben hiçbir iş yapmak zorunda değildim.
He had a sore throat.
Boğaz ağrısı vardı.
" die of a sore throat.
"boğaz ağrısından ölmek".
And I don't mean by a sore throat.
Bugün silahlı çatışma olmuş. Baban birkaç kanıtı halletmem gerektiğini söyledi.
She only had a sore throat.
Sadece boğaz ağrısı vardı.
No, guys, she only had a sore throat!
Hayır, çocuklar sadece boğaz ağrıyordu!
Yeah, a sore throat.
Evet boğaz ağrısı.
Well, I got a headache and a sore throat.
Eh, başım ağrıyor ve boğazım acıyor.
Sore throat, sick to my stomach.
Boğazım ağrıyor, midem kötü.
My throat felt sore... but the fingers feeling it didn't feel anything.
Gırtlağım yanıyordu ama parmaklarım bir şey hissetmiyordu.
- What is it, a sore throat or what?
- Boğazı mı şişmiş? - Grip. Doktor...
It's chilly, my throat is sore
Hava soğuk, boğazım ağrıyor.
- My throat's pretty sore.
- Boğazım oldukça acıyor.
- Is your throat sore?
Demek, üç haftadır? - Boğazın iltihaplı mı?
- Throat still sore?
- Boğazın hala ağrıyor mu?
Is your throat sore?
Boğazın mı ağrıyor?
Sore throat?
Boğaz iltihabı?