English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Spill the beans

Spill the beans traduction Turc

138 traduction parallèle
Shall we spill the beans? - Wait.
Gerçeği şimdi açıklayalım mı?
If you go downstairs and spill the beans,
Eğer aşağıya inip, baklayı ağzından çıkarırsan ;..
If not, I'll just have to spill the beans to Papa.
Durmazsan, babana haber uçurmak zorunda kalırım.
. my point is this. He's not the sort of chap to give things away,..... lose his head, spill the beans, all that sort of business.
Demek istediğim... o bir şeyler söyleyebilecek, kafasını boşaltacak ağzındaki baklayı çıkaracak bir adam değil.
Now you come clean! Spill the beans!
Şimdi aç ağzını ve öt bakalım!
If you just let people talk long enough sooner or later, somebody will spill the beans.
İnsanları yeterince konuşturursanız eninde sonunda biri ağzından bir şey kaçırır.
So, are you going to spill the beans?
Pekala, ağzından baklayı çıkartacak mısın?
Since you were due to spill the beans, better to do it to my man, not Sackett's.
Bülbül gibi öttüğünüz için, Sackett'in adamı yerine kendi adamıma yazıyı ilettim.
C'mon, Eugene, spill the beans.
Hadi Eugene, çıkar ağzındaki baklayı.
I better go before I spill the beans about your grandfather's railroad.
Büyükbabanın tren yolu hakkında baklayı çıkarmadan gitsem iyi olacak.
I was afraid that the little lady's remark would spill the beans.
Ben küçük hanımın yorumunun, fasulyeleri dökeceğinden korktum.
I knew you'd spill the beans.
Ele vereceğini biliyordum.
Then there's a danger he might spill the beans.
Ağzından bir şey kaçırırsa, kötü olur.
So that she can spill the beans inside the department?
Bütün sırlarını bu bölümün içinde ortaya döksün diye mi?
Give me. Talk, squeal, spill the beans.
Bütün öğrendiklerini dök bakalım.
and spill the beans.
seninle olacağım! Anladın mı?
They said they'd spill the beans if I didn't give'em a party.
Onlara bir parti vermezsem Marcy'ye baklayı yumurtlarız dediler.
You get a guy to spill the beans in exchange for our informers.
Muhbirlerimiz karşılığında bülbül gibi öten birini buldun.
so spill the beans.
O halde kes palavrayı.
What do we think will happen if we all just spill the beans? Oh...
Herkes eteğindeki taşları dökse, ne olacağını sanıyoruz?
Thinks you'll spill the beans about our operation.
Ağzında bakla ıslanmayacağını düşünüyor.
So, uh, spill the beans.
Ee, çıkar ağzındaki baklayı artık.
I know you know where that camera is. ( SIGHS ) What's it gonna take for you to spill the beans?
Jim, bunu sonlandırmak için neden karın için neyin önemli olduğuna dikkat etmiyorsun?
You brainwashed me to believe we're friends so I spill the beans about some nano-techno thing you want.
Arkdaşlık ayaklarına yatıp beynimi yıkararak benden istediğiniz nano-teknoloji falan gibi şeyleri size anlatmamı istiyorsunuz.
If I spill the beans don't blame me
Eğer ağzımdan baklayı kaçırırsam beni suçlama.
- "Spill the Beans." - "Higher Ground."
- Ya da "Spil the Beans". - Ya da "Higher Grounds".
Sorry to spill the beans. That's okay.
Ağzımdan kaçırdığım için özür dilerim.
And me and him don't spill the beans to your hoity-toity pal across the street.
Sokağın karşısındaki o hoppa dostuna ağzımızdan baklayı çıkarmayacağız.
Spill the beans, wheezy.
Çıkar ağzındaki baklayı, Wheezy.
So I tried to get you to spill the beans... which you wouldn't do.
Bu yüzden sana ulaşmaya çalıştım herşeyi anlatman için.. ama sen anlatmadın.
I told them nothing. They tortured me to spill the beans.
Onlara hiçbir şey anlatmadım. konuşmam için bana işkence yaptılar.
Moi? Spill the beans?
Ağzından kaçtı mı?
And I know they wouldn't want me to spill the beans...
ve onların bu sırrını ortaya çıkarmamı istemiyorlar...
Who would only spill the beans to my folks?
Bizimkiler nerede olduğumu öğrenirlerse kim yumurtlamış demektir?
I bet Polly you'd spill the beans to that reporter.
Polly ile o gazeteciye eteğindeki taşları dökeceğin üzerine bahse girdim.
Spill the beans, Rev.
Anlat peder.
We've got four suspects, and that means four stories, and if you get people talking long enough, someone will spill the beans.
Dört şüphelimiz var ve bu da dört hikaye demektir. Eğer onları yeterince konuşturursan, içlerinden biri baklayı ağzından çıkarır.
Spill the beans!
Çıkar ağzındaki baklayı!
Spill the beans.
Çıkar ağzında ki baklayı.
Spill the beans.
Dökül bakalım.
they're afraid if they let me out i'm gonna spill the beans about their big secret?
Eğer beni bırakırlarsa onlar hakkındaki büyük sırları ortaya dökeceğimden mi korkuyorlar?
I know I promised not to spill the beans... but if you change your mind, you can make offers, ya?
Baklayı ağzımdan çıkarmayacağıma söz verdiğimi biliyorum... ama eğer fikrini değiştirirsen, teklif yapabilirsin, tamam?
So why don't you just go ahead and spill the beans?
Yani neden dökülüp, ağzındaki baklayı çıkarmıyorsun?
She was afraid he'd spill the beans to her husband.
Kadın ise adamın kocasına olan biteni anlatacağından korkuyordu.
Hey, hey. hey, hey. Come on spill the beans, ace.
Hadi, ağzındaki baklayı çıkar.
Else I'll spill all the beans about you and the maid to Aunty
Yoksa senin ve hizmetçi arasındaki herşeyi ortaya dökerim
Come on, open your mouth, old man or I will spill the beans
Ağzını aç fasulyeleri vereceğim
I mean, if Emilio really did tell that PD about us, then why didn't he spill the magic beans?
Yani, eğer Emilio savunma avukatına bizim hakkımızda bir şeyler dediyse öyleyse peki neden sihir şeylerini ortaya dökmedi?
If I'm blamed for anything, I'll spill all the beans.
Herhangi bir şeyle suçlanırsam her şeyi anlatırım.
He would never spill all the beans.
Asla bütün taşlarını dökmez.
Eh? Spill the beans, old cock!
Çıkar ağzından baklayı yaşlı horoz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]