English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Spiral

Spiral traduction Turc

905 traduction parallèle
Derek knows much more than Scott how bad things can get. So the idea of eliminating a threat quickly, even if it means, you know, someone getting hurt, I think his mentality is that that's better than letting something spiral out of control to where you can't contain it anymore.
Derek, ne kadar kötü şeyler olabileceğini Scott'tan daha iyi biliyor bu yüzden birine zarar vereceğini bilse bile tehlikeyi hızlıca yok etme düşüncesi, daha büyük, artık kontrol edemeyeceği bir şeye dönüşmesine izin vermekten daha iyidir.
Oh, I'm sorry to interrupt your downward spiral,
Derin dibine batışını böldüğüm için kusuruma bakma.
Just like a fingerprint, the spiral marks on the surface...
Silahın mermide bıraktığı namlu izleri parmak izlerine benzer.
Then one afternoon when her daughter was out shopping... you were alone with the old lady, she fell down the spiral backstairs... and broke her neck.
Bir öğleden sonra kızı alışverişteyken yaşlı kadınla yalnızdınız ve döner merdivenden düşüp boynunu kırdı.
Perfect spiral!
Mükemmel bir spiral!
The ship descends in a spiral.
Gemi bir sarmal içinde iner.
Now as I was about to say, navigator, plot us a spiral course away from the cube.
Seyir Subayı, kübe uzak bir spiral rota belirle.
Forcing us to spiral down to maintain the same distance from it.
Bizi kendine yaklaşmaya zorluyor.
The desert is round. To find the 4 masters we must move in a spiral
Çöl daire şeklinde. 4 ustayı bulmak için sarmal şekilde dönerek ilerlemeliyiz..
The accident has been attributed to loss of control in a right hand spiral.
Kaza sağa manevra yapılırken kontrolün kaybedilmesine bağlanıyor.
Because the plane fell in a spiral.
Uçak dönerek düşmüş de ondan.
Then the plane would fall in a spiral, like you say.
Sonra dediğin gibi uçak dönerek yere çakılmış.
There's a spiral spring in there...
Orada spiral bir yay var...
It'll spiral in toward its sun and,...
Şu an dönerek güneşe doğru ilerliyor ve...
I don't know. Two plus two doesn't make four.
Bir spiral galaksi.
Hey, that's a good spiral you got there.
Elindeki spiral çok güzel.
... is bringing thunder showers there... as you can see from a spiral band of clouds.
- Tabi. ... gördüğünüz gibi, bir bulut sarmalı var.
She ran to the tower of the winds and climbed the spiral stair case.
Rüzgarla kuleye koştu ve dönen merdivene tırmandı.
She ran to the tower of the winds, climbed the spiral stair case, and jumped off.
O rüzgarlı kuleye koştu, döner merdivenleri tırmandı, ve atladı.
They go up a, you see them go up a spiral staircase.
Döner merdivenleri falan çıkarlar.
I once knew a woman with tits like a spiralled nebula.
Vakti zamanında memeleri spiral nebulaya benzer bir kadın tanışmıştım.
Galaxies billions of light-years distant evolve a spiral form.
Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler spiral şekilde geliştiler.
There are spiral storm systems on Jupiter.
... Jüpiter üzerinde spiral fırtına sistemleri bulunur.
The deliberate arrangement of three great stone slabs allows a sliver of sunlight to pierce the heart of a carved spiral only at noon on the longest day of the year. ( WIND WHISTLES )
Bu 3 büyük taş kalıp kasıtlı olarak, sadece yılın en uzun günü, güneşin ışığını ince bir dilim şeklinde, bu oyulmuş spiralin üzerinde gösterecek şekilde yerleştirilmiş.
From our galaxy to the nearest spiral galaxy like our own called M31 and which is also within, that means behind the constellation Andromeda is 2 million light-years.
Bize en yakın spiral galaksi olan M31 galaksisi ki Andromeda takımyıldızını da içerir gezegenimize 2 milyon ışık yılı uzaklığındadır.
And when we go to the very kernel of life on Earth to the proteins that control cell chemistry to the spiral or helix of nucleic acids which carry the hereditary information we find these molecules to be identical in all plants and animals of our planet.
Dünyadaki yaşamın iyice temeline insek bile, hatta hücre kimyasını kontrol eden proteinler, ve spiral ya da sarmal yapıdaki kalıtımı muhafaza eden nükleik asitler seviyesine insek, bu moleküllerin dünyamızdaki tüm canlılarda birbirinin tam aynısı olduğunu görürüz.
No matter where we travel, the patterns of nature are the same as in the form of this spiral galaxy.
Bu spiral formdaki galaksinin neresine gidersek gidelim, doganin isleyisi her yerinde aynidir.
From Pegasus, our voyage has taken us 200 million light years to the Local Group dominated by two great spiral galaxies.
Pegasus'tan itibaren yolalarak geldigimiz yer, "Yerel Bölge" ye 200 milyon isikyili mesafede olup, iki dev spiral galaksiden ibarettir.
Its spiral arms slowly turning once every quarter billion years.
Spiral kollarinin her bir dönüsü çeyrek milyar yil sürer.
In the obscure backwaters of the Carina-Cygnus spiral arm we humans have evolved to consciousness and some measure of understanding.
Gözlerden epey irak olan Carina-Cygnus'in spiral kolunda, biz insanlar evrim geçirerek bilincimize kavustuk, ve birazcik da ufkumuzu genislettik.
Concentrated in its brilliant core and strewn along its spiral arms are 400 billion suns.
Isikça çok parlak olan merkezinde, yogunlasmis bir durumda ve spiral kollarinda olmak üzere, 400 milyon günesten olusur.
A star blows up thousands of light-years away in space and produces cosmic rays which spiral through the Milky Way galaxy for millions of years until, quite by accident some of them strike the Earth penetrate this cave, reach this Geiger counter and us.
Yüzlerce ışık yılı uzaktaki yıldız patlıyor ve kozmik ışınlar salıyor bunlar ki milyarlarca yıl içinde Samanyolu galaksisine geliyor bu mağraya penetre ediyor, geiger sayacına ulaşıyor ve de bize geliyor.
Tendrils of red giant star stuff spiral into a disc of accreting matter centered on the hot neutron star.
Kırmızı devden kurtulan yıldız maddesi bir sarmaşık gibi sıcak nötron yıldızının ağırlık merkezine sarılır.
An enormous spiral form with collapsing gas clouds condensing planetary systems, luminous supergiants stable middle-aged stars red giants, white dwarfs, planetary nebulas, supernovas neutron stars, pulsars, black holes and there is every reason to think, other exotic objects that we have not yet discovered.
Kocaman bir spiral oluşum içinde, çöken gaz bulutları yoğunlaşmış gezegen sistemleri, çok parlak süperdevler, kararlı orta yaş yıldızları kırmızı devler, beyaz cüceler, gezegen bulutsuları, süpernovalar nötron yıldızları, atarcalar, karadelikler ve varolmasında bir engel olmayan fakat henüz keşfedemediğimiz egzotik objeler.
As you are probably aware, the plans for the outlying regions of the Western Spiral arm of the Galaxy require a hyperspace express route to be built through your star system, and, regrettably, your planet is one of those scheduled for demolition.
Farkında olduğunuz üzere, Galaksinin Batı Sarmal'ının planları doğrultusunda sizin yıldız sisteminizden geçen bir üstuzay yoluna ihtiyaç var, malesef yıkılacak gezegenler arasında sizinki de var.
'Far out, in the uncharted backwaters at the unfashionable end'of the Western Spiral arm of the Galaxy,'lies a small unregarded yellow sun.
Galaksinin Batı Sarmalı'nın balta girmemiş, izbe köşelerinden birisinde küçük, bilinmeyen, sarı bir güneş vardır.
'Meanwhile, the remaining useless third crash-landed'into the prehistoric dawn of a small blue-green planet'at the unfashionable end of the Western Spiral arm of the Galaxy.'
Bu arada, geride kalan işe yaramaz üçte bir, Galaksi'nin modası geçmiş Batı Sarmalı'ndaki, tarih öncesi, mavi-yeşil bir gezegene çakılindi.
In the spiral of the titles he saw time covering a field ever wider as it moved away, a cyclone whose present moment contains, motionless, the eye.
Baslik yazilarinin sarmalinda zamanin uzaklastikça daha genis bir alani kapsadigini görüyordu simdiki ani hareketsiz gözüyle içeren bir siklon.
It seems to be a question of trailing, of enigma, of murder, but in truth it's a question of power and freedom, of melancholy and dazzlement, so carefully coded within the spiral that you could miss it, and not discover immediately that this vertigo of space in reality stands for the vertigo of time.
Sanki mesele bir takipmis, muammaymis cinayetmis gibi görünür sarmalin içine itinayla kodlanmis oldugundan, iskalayabilir ya da hemen fark edemeyebilirsiniz kudret ve özgürlüktür, melankoli ve göz kamasmasidir mesele, mekandaymis gibi görünen vertigo zamandadir, zamanin vertigosudur asil söz konusu olan.
And on the portrait, as in Madeline's hair, the spiral of time.
Ve portrenin üzerinde, Madeline'nin saçindaki gibi, zaman sarmali...
And then in its turn the journey entered the'zone,'and Hayao showed me my images already affected by the moss of time, freed of the lie that had prolonged the existence of those moments swallowed by the spiral.
Ve sonra, karsiliginda yolculuk'bölge'ye girdi... ve Hayao bana benim imajlarimi gösterdi, zaten epeydir zamanin yosunundan etkilenmis, sarmalin yutmus oldugu o anlarin varolusunca süren yalandan siyrilmis halde...
" In an outer spiral arm at 40,000 miles an hour
" Gider saatte 65.000 kilometre dış spiralinde
" and with my eyes I follow the spiral, curling up
"... ve gözlerimle kıvrımlarını takip ediyorum
In its growth, a tree branches out in the form of a spiral.
Büyümekte olan bir ağaç, sarmal bir yapıda gelişim gösterir.
- He'll get plastered and do a spiral.
Onun da yerde kalıbı çıkar sonra.
while we screwed, her IUD was like a broken door banging in the wind.
biz spiral olduk, o ise dünyanın merkeziydi. Kırık bir kapıyı rüzgar beceriyor.
My shadows passed the fly spiral back.
Gölgem geride bıraktı kelebeği daireler çizen...
Or at least the number of your galaxy in the spiral?
Ya da en azından galaksinizin spiral içindeki numarasını?
Here is my planet... Uzm, 247 in "Tentura", galaxy Beta in the spiral.
Bu benim gezegenim... haritada 247, Beta galaksisi, spiralde.
This is planet Plyuk, 215 in Tentura, galaxy Kin Dza Dza in the spiral.
Burası Pluk gezegeni, 215 tenture. Kin Dza Dza'nın galaktik spiralinde.
Well, tell us the number of your galaxy in the spiral.
Şey, Spiraldeki galaksi numaranızı söyle bana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]