English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Splash

Splash traduction Turc

1,090 traduction parallèle
- l rented "Porky's ll" and "Splash".
- "Neşeli Gençlik 2 : Ertesi Gün" ve "Deniz Kızı" filmini kiraladım.
Yes, it is... if you turn your life into a line of poetry written with a splash of blood.
- Evet, mümkün. Yaşamını bir damla kanla yazılmış bir şiir satırına dönüştürmüşsen eğer.
You splash their faces on the tube, take a little journalistic licence, you know?
Onların kafalarını ezebilirsin, biraz gazeteci aklıyla düşün, anlıyor musun?
The first splash hit me in the face.
İlk sıçrama yüzüme denk geldi.
And we dropped the candlestick by where Mary fell for the wax would splash on her.
Ve şamdanı Mary'nin düştüğü yere bilerek düşürdük. Mum onun üzerine saçılsın diye.
Splash!
Sıçra!
They are lowing me back to the village, their breath warm on my blue lips. and dying in time of the splash of the oars
köyüme getirirler beni, mavi yüzümde sıcak nefesleri... ve ölmekteyimdir kürek sesleri eşliğinde...
Take her into the washroom and splash some cold water on her face and that should perk her up.
Banyoya götürün onu, yüzünü soğuk suyla yıkayın. - Bu onu kendine getirir.
You know that little hole in your driveway, the one all the neighborhood children splash and play in after it rains?
Yağmur yağdıktan sonra, mahalle çocuklarının birbirlerini ıslatıp içinde oynadıkları, kapının önündeki küçük çukuru biliyorsun.
We've got splish-splash the water class down by the lake.
Yüzme kursumuz, gölde devam etmektedir.
I thought you said splash out.
Fiyakalı bir şey olduğunu söylediğini sanıyordum.
This place used to be my splash pad until I got divorced.
Boşanıncaya kadar burada arada sırada takılırdım.
I get the big scoop, you make a big splash.
Bundan ben de istediğimi elde ederim, siz de.
WERE YOU INTERESTED IN THE BODY LOTION, THE EAU DE TOILET, THE DUSTING POWDER, THE AFTER-BATH SPLASH?
Vücut losyonları, tuvalet suyu, toz alıcı spreyler ve banyo sonrası splashlerle ilgilenir miydiniz?
- ( splash ) - That was so close!
Çok yaklaşmıştık!
Splash some water on your face and maintain.
- Böyle zamanlarda kendimi tekmeleyebilirim.
It's disgusting the way they splash this stuff all over the newspapers!
Bu tip şeyleri gazetelere basmaları iğrençlik!
Splash some on your head.
Başına biraz sür.
- Splash a little water on my face.
- Yüzüme biraz su dökeceğim.
Splash Mommy.
Anneyi ıslatmak.
I get to splash Mommy. Yes.
"Anneyi ıslatabileceğim." Evet.
I'll swim up to his castle, then Flounder will splash around to get his attention.
Onun şatosuna yüzeceğim. Dikkatini çekmeye çalışacağım.
Regular tomato juice, fill it up three quarters, then add a splash of Bloody Mary mix - just a splash - and some lime on the side.
Bildiğimiz domates suyu, dörtte üç doldurun içine biraz votka ekleyin - sadece bir kadeh - yanında biraz limon.
No, you're not gonna get out until I see it splash in the ocean.
Hayır, ben tamam deyinceye kadar tüküreceksiniz. - Yapma.
- Silver, you may splash the main brace.
- Silver, tayfalara içki dağıtabilirsin.
Chivas and a splash. ... to make you mine?
Bir şivas, sodalı olsun.
He remembers you from the fire - that big splash you made saving that drunk.
Seni yangından hatırlıyor, o sarhoşu kurtarıp büyük sükse yaptığından.
- And a splash of wine.
- Bir parça şarap.
Just splash and slash.
Sadece sıçrat ve kes.
Then he fell... splash!
Sonra o düştü... şap!
Children, be careful not to splash grandpa.
Çocuklar, büyükbabaya su sıçratmamaya çalışın.
Splash some water on your face.
Yüzüne biraz su vur.
Please, splash the water here.
Suyu şuraya dök.
You splash it here, here, here.
Şuraya dök, şuraya.
I'll just go upstairs, splash on some Old Spice and we be getting it on.
Yukarı çıkıp biraz losyon süreceğim ki başlayalım.
Well, this is a rock concert... not the bleedin'... splish-splash show.
İyi de bu bir rock konseri..... sağımızı solumuzu kanatmak yok, atlamak zıplamak olayı bu.
Enter the water with as little splash as possible.
Suya mümkün olduğunca yumuşak giriş yap.
( SINGING ) Splish, splash I was taking a bath All about a Saturday night
Bugün Cumartesi gecesi bütün geceyi banyoda geçireceğim.
We'll just clean it up a little bit, splash some paint around. Oh, God.
Ama biraz temizleyip boya atarsak...
That's what life is all about, making a big splash.
Hayat da bu zaten, büyük atılımlar yapmak.
- A little splash?
- Biraz su sıçratalım mı?
I'm gonna splash you.
Sıçratırım.
Planning on making a big splash?
Büyük bir sıçrama yapmayı mı planlıyorsun?
Well, listen tome, and you'll make a big splash very soon.
Beni dinlersen çok büyük bir sıçrama yaparsın.
Splash!
Tüh!
If I bust some heads, make a splash the Corp will beg me to fight the champ.
Biraz kafa patlatıp, kan akıtırsam şirket onlar adına dövüşmem için bana yalvaracak.
If I'd stuck Dad's feet in cement and thrown him into Puget Sound, you would have been the tiny little splash that followed him!
Babamı öldürüp denize atacak olsaydım..... suya ondan sonra sen düşerdin.
( Big splash, Roman laughing ) ( Chet ) Very funny.
Aman ne komik.
[Splash]
Saatim!
Because I tell you to splash it here and you splash it there.
Çünkü sana şuraya dök diyorum, sen başka yere döküyorsun.
I made a splash.
Büyük bir atılım yaptım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]