Spooky traduction Turc
996 traduction parallèle
"lt's a spooky place to await midnight, here among the dead."
Gece yarısını beklemek için oldukça ürkütücü bir yer, böyle ölülerin yanında falan.
It's spooky!
Ürkütücü!
It's a grim old palace, very spooky.
Bu eski soğuk saray, çok ürkütücü.
Well not so spooky as that.
O anlamda ürkütücü değil.
Spooky old place.
Tekinsiz eski yer.
Makin''em spooky.
Onları ürkütüyor.
The cattle are restless, getting pretty spooky.
Hayvanlar huzursuz. Bu biraz garip.
- Spooky, Charley?
- Korkunç bir yer mi Charley?
It's dark in here and spooky.
Burası karanlık ve ürkütücü.
Sir... this spooky weather doesn't let up, does it?
Efendim... bu acayip hava bir türlü düzelmiyor, değil mi?
Guess I got spooky.
Korkmaya basladim.
Spooky, isn't it?
Ürkütücü, değil mi?
Why don't you come with us to the spooky show, huh?
Neden bizimle korku gecesine gelmiyorsun?
I thought you cats didn't dig spooky shows.
Sizin korku filmlerini sevmediğinizi sanıyordum.
There was this spooky American named Lucky something...
Tuhaf bir Amerikalı vardı adı Lucky birşey...
Yeah, sorta spooky-like.
Evet, oldukça garipti.
There's something spooky about that man.
O adam hakkında ürkütücü bir şey var.
That snakeskin jacket, it's spooky, man.
Şu yılan derisi ceket, ürkünç bir şey dostum.
It's spooky.
Hortlak gibi.
What a spooky place this is.
Ne ürkütücü bir yer.
Part range stock, part appaloosa, still a little bit spooky.
Biraz dağ... biraz da alaca karışımı. Hala biraz tekinsiz.
Mysterious and spooky
Esrarengiz ve tekinsizler
They're creepy and they're kooky Mysterious and spooky They're altogether ooky
Ürpertici ve acayip, gizemli ve korkunç, hepsi çok ürkütücü
Then there's this spooky girl, Eva.
Bir de ürkütücü kız Eva var.
Mysterious and spooky
Esrarengiz ve tekinsizler.
This place sure is spooky.
Burası çok ürkütücü bir yer.
Pretty spooky, don't you think, Sammy?
Oldukça ürkütücü, öyle değil mi, Sammy?
My neck is going to depend on some spooky mumbo jumbo?
Boynumun kurtarılması gizemli bir hokus pokusa mı bağlı?
I don't know why you're all spooky about going under an assumed name.
Niye takma isimle dolaşmak seni bu kadar endişelendiriyor, bilmiyorum.
- I told you. I was a real spooky kid.
- Dedim ya, hayalci bir çocuktum.
What a spooky place.
Ne acayip bir yer.
Don't like surprises, especially spooky ones.
Sürprizleri sevmem, özellikle garip sürprizleri.
It's kind of spooky.
Burası korkunç.
So, no more of this spooky nonsense.
Bu acayip saçmalıklar olmayacak artık.
Well, I always thought that blind people were you know, kind of spooky.
Hep kör insanların biraz tekinsiz olduğunu düşünürdüm.
- Spooky, isn't it?
Buna ne dersin, ürpertici değil mi?
Gee, it's kind of spooky in here, isn't it?
Vay anasını. Burası biraz acayip, değil mi?
It's spooky around here.
Burası çok korkutucu oldu.
It's spooky.
in cin top oynuyor!
It's just something you hear, and nothing you can prove... but for what it's worth, it seems that hotel bungalow... was supposedly the H.Q. Of that rather spooky brigade of midnight minions... we used to call "Howard's secret police."
Duyduğun ama asla kanıtlayamayacağın bir şeyler... Neden önemli olduğuna gelirsek, öyle anlaşılıyor ki bu, tek katlı otel "Howard'ın gizli polisleri" dedikleri hafiye kılıklı gece devriyelerinin... genel merkeziymiş. "
- You got a very spooky kid.
- Çok acayip bir oğlun var.
This is spooky.
Bu ürkütücü.
What sort of a spooky get-up is that?
Ne acayip kılıklı bir adam.
They're too nervous and spooky. They scare me.
Pek korkunçlar, beni korkutuyorlar.
Bit spooky, eh?
Biraz ürkütücü, ha?
- That's spooky.
- Çok ürkütücü.
Some sights that I saw was really spooky... that it gave me goose pimples.
Gördüğüm bazı manzaralar o kadar ürkütücüydü ki, tüylerim ürperdi.
The four physiological responses are swinging from norm to some really spooky levels.
Dört fizyolojik tepki normalden korkutucu boyutlara gidip geliyor.
And wicked witches and spooky spooks.
Ve kötü kalpli cadılar, ve korkunç hortlaklar var.
This is... kinda spooky, isn't it? No.
Bu hayal gibi, değil mi?
Boy, it sure is spooky round here.
Vay be, burası insanı ürpertiyor.